IÞİD

MKE mühimmatı IÞİD'in eline nasıl geçti


MHP'li Türkkan: "Milli Savunma Bakanlığı bu mühimmatı örgüte satmış mıdır?"

MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, IÞİD'in elinde, "MKE damgalı mühimmat olduğu" iddiasını Meclis gündemine taşıdı.

Türkkan, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde şöyle dedi: "IÞİD terör örgütünün elinde, Türkiye'de faaliyet gösteren bir kamu iktisadi teşebbüsü olan ve güvenlik güçlerinin mühimmatını üreten (MKE) damgalı mühimmat olduğu iddiası doğru mudur? Milli Savunma Bakanlığı bu mühimmatı örgüte satmış mıdır, mühimmat Bakanlık tarafından satılmadıysa IÞİD'in eline nasıl geçmiştir?

Daha önce Hükümet'in, IÞİD ve benzeri örgütlere silah ve mühimmat gönderdiğinin Adana'daki birçok MİT TIR'ı olayında da ortaya çıkması ve olayın ardından başlayan mahkemenin tutanaklarında, TIR'larda yardım malzemesi değil, savaş malzemesi olduğunun görülmesi gerçeği doğrultusunda MKE damgalı mühimmat da gönderilen savaş malzemeleri arasında mı yer almaktadır? Buna karşılık IÞİD terör örgütünden para ya da para karşılığı başka bir malzeme alınmış mıdır?

Suriye ile savaşa girmek için Süleyman Þah Türbesi'ni bombalama planlarının yapıldığı ses kaydında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın sarf ettiği '2000'e yakın TIR malzeme gönderdik biz oraya' cümlesinde kastedilen malzemeler arasında MKE damgalı mühimmat da var mıdır? Dünyanın tepkisini çeken bir terör örgütüne Türkiye'de faaliyet gösteren bir kamu iktisadi teşebbüsünün ürettiği mühimmatın hem de Türkiye tarafından gönderilmesi savaş ve terör suçu anlamına gelmez mi?"

ANKA

Haberin Tamamı İçin: http://www.haberinyeri.net/siyaset/mke-muhimmati-isidin-eline-nasil-gecti-h4474.html
TE Bilişim

Sosyal Medyada neredeyse her söylediği doğru çıkan Fuatavni kullanıcı isimli şahıstan konuyla ilgili ilginç bir iddia...

Fuatavni, Musul'daki konsolosluk hakkında ilginç bir iddiada bulundu!
Ana Sayfa» ULUSAL
16.09.2014 08:40
Fuatavi, Musul'daki konsolosluk hakkında ilginç bir iddiada bulundu!
17 ve 25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu hakkında yazdıklarıyla ünlenen Fuat Avni, Barzani'nin bizzat Musul Konsolosu'nu arayarak yaptığı uyarı sonucunun olmamasının nedeni olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı suçladı.

500 bine yakın yurttaş sansüre karşı birleşiyor! Destek için Beğen takip et

Twitter fenomeni Fuat Avni, @fuatavnifuat hesabından yaptığı açıklamalarda Türkiye'nin Musul Kosolosluğu personelinin IÞİD tarafından rehin alındığı sürece dair ilginç iddialarda bulundu.  Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani'nin bizzat Konsolos'u iki defa arayarak yaptığı uyarının neden sonuç vermediğini açıklayan @fuatavnifuat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı suçladı.

ERDOĞAN'DAN BARZANİ'NİN TEKİFİNE YANIT: ONLARA MI DANIÞACAĞIZ!

Erdoğan'ın Barzani'den gelen teklifi "onlara mı danışacağız" diyerek red ettiğini iddia eden Fuat Avni "Bizim kibrimizden, bizim silahımızla bizim insanımız rehin oldu ama zincirleme yapılan bu hataların siyaseten bedelini ödeyen olmadı." dedi.


İşte Fuat Avni'nin o tweet'leri:

Tiran'ın izlediği politikayla Ortadoğu'da hiçbir hükmümüz kalmadı. Ortadoğu'nun en kritik ülkelerinde büyükelçilerimiz bile yok.

Tiran, öngörüsüz olduğundan Avrupa'nın Ortadoğu'daki gücünü anlayamadı. Artık Kuzey Irak ve İran Avrupa ve ABD'nin en güçlü müttefikidir.

Tiran, halkını kodlamakla meşgulken Ortadoğu'dan sonra Avrupa'da da itibarı tükenmiş, ağırlığı olmayan bir ülke olmaya doğru gidiyoruz.

Kod adı 'Emin', MİT'in başına geçtiği günden itibaren Türkiye Ortadoğu'da etkisini kaybederken İran en parlak devrini yaşıyor.

Ne tesadüf !
Barzani'nin, 'Konsolosluğu boşaltın, risk var' fikri Tiran'a iletilince, 'Onlara mı danışacağız?' diye teklifi sert şekilde geri çevirmişti.

Bizim kibrimizden, bizim silahımızla bizim insanımız rehin oldu ama zincirleme yapılan bu hataların siyaseten bedelini ödeyen olmadı.

http://www.ulusalpost.com/fuatavi-musuldaki-konsolosluk-hakkinda-ilginc-bir-iddiada-bulundu-25792h.htm

Gerginlik yaşanan bölgede sınır açıldı



DHA
19 Eylül 2014
Olay çıktı, sınır karıştı, mayın patladı


Suriye sınır hattında bulunan Suruç'un Dikmetaş köyünde DBP tarafından Kobani'ye destek amaçlı kurulan çadıra polis ve asker müdahalede bulundu. Çadırda PYD'nin silahlı kanadı YPG'nin bayrağının açılması ve uyarılara rağmen kaldırmayan gruba polis ve jandarma biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. Müdahale sırasında grubun arasında bulunan HDP Þırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, polis amirleriyle tartıştı.

Öte yandan bazı Suriyeliler ise sınırın diğer tarafında kalan araçlarını akşam saatlerinde verilen iznin ardından Türkiye'ye getirdi. Bu sırada zaman zaman koyun sürülerinin geçtiği sınır hattındaki mayınların patlaması ve Suriye tarafından duyulan silah sesleri tedirginliğe neden oldu.

VE SINIRI AÇTIK

IÞİD'in saldırılarından kaçarak Þanlıurfa'nın Suruç İlçesi Dikmetaş Köyü sınırına gelen Kürt asıllı Suriyelilerin sınırda bekletilmelerine tepki gösteren vatandaşlara güvenlik güçleri müdahalede bulundu. Asker ve polis, kalabalığı biber gazı ve tazyikli su ile dağıtmaya çalıştı. İlerleyen dakikalarda sınır açıldı ve tel örgülerin ardında bekleyen Suriyelilerin Türkiye'ye girişine izin verildi. Dünden bu yana güneşin altında bekleyen sığınmacıların ilk yaptığı işi kendilerine verilen suları kana kana içmek oldu. IÞİD tehdidinden kaçan ve geçişlerine izin verilmediği için sınır hattında bekleyen Suriyelilerin, Türkiye'ye alınmamasını protesto eden kalabalığın tellerin olduğu bölgeye yönelmesine güvenlik güçleri izin vermedi.

SINIRDAKİ O ANLARDAN KARELER

İzin verilmemesi üzerine 100 kişilik grubun taş atmaya başlaması üzerine polis ve askerler müdahale etti.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27235646.asp

Işid zulmunden kaçıp Türkiye'ye sığınan Türkmenleri pasaportu olmadığı gerekçesiyle geri çevirip, pkk yandaşı kürtlere sınırı açıyorsa eğer, Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten bu hükümet DERHAL istifa etmelidir. Ah! Pardon, bu dediğim sadece medeni ülkelerde oluyordu değil mi!

IÞİD'in elindeki Türk rehineler kurtarıldıBaşbakan Davutoğlu: "Rehin alınan vatandaşlarımız sağ salim Türkiye'deler" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, IÞİD'in elinde alıkonulan Türk vatandaşlarına ilişkin, "Bu gece sabaha karşı vatandaşlarımızı aldık ve ülkemize getirdik" dedi.

Başbakan Davutoğlu, terör örgütü Irak Þam İslam Devleti'nin (IÞİD) alıkoyduğu konsolosluk görevlilerinin bu gece sabaha karşı Türkiye'ye getirildiğini belirterek, "Sabaha karşı saat yarım sularında ilk temaslarımız yoğunlaştı ve sabah 05.00'de de ülkemize geldiler. Gece boyu yakından takip ettik gelişmeleri, biraz önce Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik. Bu mutlu olay hepimizi güzel bir sabaha hazırladı" dedi. Davutoğlu, Bakü'de konakladığı otelde Türkiye saati ile saat 06.10'da yaptığı açıklamaya, "Aziz milletim, değerli vatandaşlarım, uzun bir süredir milletçe beklemekte olunan mutlu bir haberi sizlerle paylaşmak üzere sabahın erken saatlerinde huzurunuzdayım" diyerek başladı.

"VATANDAÞLARIMIZI ALDIK VE ÜLKEMİZE GETİRDİK"

Türkiye'nin Musul Başkonsolosu ve 48 Türk vatandaşının 3 ayı aşkın bir süredir Musul'da rehin tutulduklarını anımsatan Davutoğlu, "Günlerdir, haftalardır süren yoğun çalışmalar neticesinde bu gece sabaha karşı vatandaşlarımızı aldık ve ülkemize getirdik. Bu haftalardır hepimizin uykusunu kaçıran, kaygılara sevk eden ama en çok da ailelerimizi üzen bu gelişmelerden sonra bu mutlu haberi paylaşmaktan büyük bir onur duyuyorum" dedi.

Başbakan Davutoğlu, gece boyu Başkonsolos ile irtibat halinde olduklarını ve biraz önce 49 kişinin Türkiye'ye alındığını, alıkonulan 49 kişinin sağ salim Türkiye'ye ulaştıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Ben herşeyden önce bu zorlu süreç içinde bir taraftan acıyı yüreğinde tutup vakur bir şekilde bekleyen ailelerimize, diğer taraftan da bu bekleyişi saygıyla karşılayan ve büyük bir sorumluluk içinde hareket eden, vakur, vakar içinde hareket eden bütün toplum kesimlerimize teşekkürü bir borç biliyorum. Güçlü, derin kültüre sahip milletler zor zamanlardaki dayanışmalarıyla imtihan edilirler ve bu imtihanları geçtikçe güçlenirler, olgunlaşırlar milletimiz asırlar boyu birçok sınavdan geçmiştir, son yıllardaki en büyük sınavlardan biri de devletimizi temsil göreviyle Musul'da bulunan bu vatandaşlarımızın karşı karşıya kaldığı durumdur.

İlk andan itibaren kendileriyle teması hiç kesmemeye özen gösterdik. 24 saat esasıyla bulundukları yeri ve çevre şartlarını sürekli gözönünde bulundurarak çalışmalarımızı sürdürdük ve nihayet mutlu sona ulaştık. Bu çalışmalarda büyük çaba sarfeden Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarımıza, müsteşarımıza teşekkürü bir borç biliyorum milletimiz adına. Bu gece sabaha karşı yarım sularında ilk temaslarımız yoğunlaştı ve sabah 05.00'de de ülkemize geldiler. Gece boyu yakından takip ettik gelişmeleri, biraz önce Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik. Bu mutlu olay hepimizi güzel bir sabaha hazırladı. Bu çerçevede emeği geçenlere teşekkür ederken, ailelerine bir kez daha geçmiş olsun diyorum. Bu çalışmaya katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum, sorumlu davranan medya mensuplarına teşekkür ediyorum. Milletçe geçtiğimiz bu sınavdan bundan sonra da zorlu sınavlarla karşılaştığımız zaman aynı dayanışmayı sürdüreceğimize inancımı teyit ediyorum. Allah bir daha böyle bir acıyı hiçbir aileye göstermesin."

Başbakan Davutoğlu, yaşanan süreçte, zor durumda devletin bütün birimlerini ne kadar etkin davrandığını ve milletin tek bir yürek haline döndüğünü görmenin de onur verici olduğunu vurgulayarak, bu güzel haberin hayırlı olmasını diledi.

"REHİNELERİMİZ SINIRDAN GİRDİLER"

Bakü'deki programını yarıda keserek Türkiye'ye döneceğini, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın Bakü'deki programlarda kendisini temsil edeceğini ifade eden Davutoğlu, "Þu anda rehinelerimiz sınırdan girdiler, Urfa'ya doğru hareket halindeler. Ben de buradan doğrudan Urfa'ya gideceğim, rehinelerimizle buluşacağım. Rehinelerimizin bir mühdet istirahat etmeleri ve kendilerini bir anlamda yenilemeleri gerekiyor" dedi.

Davutoğlu, bir soru üzerine, istihbarat biriminin kendi yöntemleriyle gerçekleştirdiği bir çalışmayla Türk vatandaşlarının yurda döndüğünü belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Günlerdir çalışmalar yürütülüyordu, son dönemde yoğunlaşmıştı. Bir ara 'Azerbaycan seyahatiyle ilgili programı değiştirsek mi' diye düşünüyorduk. Bu gece itibariyle böyle bir gelişme bekleniyordu. Gece 23.30'dan şu saate kadar da buradan bizzat çalışmaları takip ettim. MİT Müsteşarıyla her an temas halindeydik. Biraz önce, yarım saat kadar önce sınırımızdan içeriye girdiklerinde, ülkemize kavuştuklarında bunu kamuoyu ile paylaşmaya karar verdik.

Gece boyunca Başkonsolos ile telefonda temas halindeydik. Sağlık durumları iyi, şimdi arkadaşlar teslim aldılar. Bir istirahatten ve sağlık kontrolünden geçecekler, bazı ihtiyaçları var onlar karşılanacak. Biz de bu arada Urfa'ya intikal etmiş olacağız, oradan rehinelerimizle birlikte Ankara'ya hareket edeceğiz ve ailelerimizle rehinelerimizi buluşturacağız, kardeşlerimizi. Tekrar geçmiş olsun, milletimize ve ailelerimize. Allah bir daha böyle bir acı yaşatmasın."

Başbakan Davutoğlu'nun açıklaması sırasında Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da hazır bulundu.

AA

Bu operasyonda emeği geçen tüm personelden,teşkilatan,kuvveten,hükümet ten Allah razı olsun...

Çok şükür!
49 vatandaşımızın çok kolay bir şekilde Işidin eline geçmesinden ve bugüne kadar o canilerin elinden alınamamasına kadar geçen onca fiyaskodan sonra, hiçbirinin zarar görmeden kurtarılmaları büyük başarı. Artık hükümetin, Işid canilerinin katliamlarına karşı sessiz kalmaları konusunda hiçbir hassasiyetleri kalmadı!

Rehineler nasıl kurtarıldı
IÞİD'in elinde bulunan 49 rehine 101 gün sonra serbest bırakıldı. Rehinelerin nasıl bırakıldığı ile ilgili hükümet kanadından birçok farklı açıklama geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan "başarılı bir operasyon" ile kurtarıldığını söylerken, Başbakan Ahmet Davutoğlu 'çalışma' ve 'temas' ile kurtarıldıklarını belirtti. AKP Gaziantep milletvekili Þamil Tayyar ise rehinelerin serbest kalmasını bir "CIA hamlesi" olarak yorumladı.

IÞİD: TÜRKİYE BİZİ TANIMIÞ OLDU

Rehinelerle ilgili bir açıklama da IÞİD'e yakınlığı ile bilinen Takva Haber sitesinden geldi.

Rehinelerin "İslam Devleti'nin Türkiye devletiyle yaptığı müzakeler neticesinde" serbest kaldığını söyleyen site, "Böylece Türkiye devleti, İslam Devleti'ni dolaylı yollardan da olsa tanımış oldu." ifadelerini kullandı.

İKİ DEVLETİN KARÞILIKLI MASAYA OTURMASIYLA MUTABAKATA VARILDI

Türkiye'den fidye alınmadığını doğrulayan site, rehinelerle ilgili haberde "İslam Devleti medya kaynakları, kesinlikle hiçbir fidyenin alınmadığı ve iki devletin karşılık masaya oturması sonucu mutabakata varıldığını belirtti." ifadelerine yer verdi.

Ayrıca görüşmelerin kırılma noktasının ise Türkiye'nin "ABD'nin işgal koalisyonuna" katılmaması olarak belirtildi. Yani IÞİD'in iddiasına göre rehineler, Türkiye'nin "ABD'nin işgal operasyonuna" katılmaması karşılığında bırakıldı.

Takva Haber'de yer alan haber şöyle:

"NASIL ESİR ALINDILAR?

İslam Devleti, ABD kuklası Maliki yönetiminin elinde olan Musul'u fethederken, tüm ülkelerin kaçmayan konsoloslukları gibi Türk konsolosluğu da kontrol altına alındı.

Bu esirlerin dışında bazı Türk tır şoförleri de gözaltına alındı.

İslam Devleti daha sonra niyetlerinin kötü olmadığını belirtmek için tır şoförlerini serbest bıraktı.

Niyahet devletler arasında devam eden 3 aylık müzakere sürecinin ardından Musul konsolosu ve çalışanları da serbest bırakıldı.

FİDYE ALINDI MI?

İslam Devleti medya kaynakları, kesinlikle hiçbir fidyenin alınmadığı ve iki devletin karşılık masaya oturması sonucu mutabakata varıldığını belirtti.

Türk ve batı medyasında çıkan "fidye" iddiaları böylece yalanlanmış oldu.

GÖRÜÞMELER NASIL YAPILDI?

Türkiye'yi temsilen MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) Dış Operasyonlar Daire Başkanlığınca (DOP) yürütülen görüşmelerin karşı tarafında ise İslam Devleti Dışişleri Bakanlığı vardı.

Yaşanan 3 aylık süreçte toplam 8 defa adres değiştirildi ve sürekli olarak "esirlerin" görüntü akışı sağlanarak bir zarar durumunun olmadığı bildirildi.

GÖRÜÞMELERİN KIRILMA NOKTASI

ABD'nin Suriye ve Irak'ı işgal için koalisyon kurma girişiminin üzerinden 5 gün geçmişti ki görüşmeler sonuç verdi ve esirler Suriye üzerinden güvenli bir yol aracılığıyla Türk yetkililere teslim edildi.

Hatırlanacağı üzere Türkiye Cumhuriyeti devleti ABD'nin işgal koalisyonuna katılmayı reddederek yeni bir işgale karşı niyetini ortaya koymuştu.

Böylece Türkiye devleti, İslam Devleti'nin dolaylı yollardan da olsa tanımış oldu."

Odatv.com

Erdoğan'ı Bu Sefer de Işid Yalanladı

IÞİD'in "Türk Karagahı" böyle görüntülendi!
Ana Sayfa» ULUSAL
18.09.2014 15:39
IÞİD'in "Türk Karagahı" böyle görüntülendi!
Türkiye'den IÞİD'e katılan teröristlerin eğitildiği Rakka'daki kampı "Türk karargahı" olarak niteleyen IÞİD'in haber sitesi, Esed rejiminin bu kampı vurduğunu ve iki teröristin yaralandığını kaydetti.

New York Times gazetesi geçtiğimiz gün yayınladığı haberde IÞİD'in Türkiye'den devşirdiği militanları Suriye'nin Rakka kentinde 15 günlük bir eğitimden geçirerek savaşmaya gönderdiğini yazdı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan NY Times'ın bu haberini "Bu en hafif tabiri ile edepsizliktir, alçaklıktır, adiliktir." sözleriyle eleştirmişti.

IÞİD'İN HABER SİTESİ DOĞRULADI

Ancak IÞİD terör örgütünün Türkçe yayın yapan haber sitesi Takva Haber yayınladığı bir haberle New York Times'ın haberindeki bazı iddiaları doğruladı.

Rakka'da bulunan ve Türkiye'den IÞİD'e katılan teröristlerin eğitildiği kampı "Türk makarrı yahut karargahı" olarak niteleyen IÞİD'in haber sitesi, Esed rejiminin bu kampı vurduğunu ve iki teröristin yaralandığını kaydetti.

"Esed rejiminden Türk savaşçılara saldırı" başlıklı haberde, Takva Haber, "Esed rejimine ait savaş uçakları İslam Devleti'nin Rakka kentindeki Türk karargahını (makarrını) vurdu. Makarr'da hasar meydana gelirken, iki savaşçıda hafif yaralandı." denildi.

SÖZDE TÜRK KARARGAHI RAKKA VALİLİĞİNİN KARÞISINDAYMIÞ

Haberde Türkiye'den örgüte katılan teröristlerin eğitildiği kampı Arapça da "karargah" anlamına gelen "makarr" kelimesiyle niteleyen Takva Haber'in haberinde sözde Türk karargahının yeri de belirtildi. Haberde şu ifadeler yer aldı:

"Rakka valiliği ile bitişik olan Türk makarrı bugün rejim güçlerince bombalandı. Binanın hemen önüne düşen bombanın şarapnel parçaları binaya zarar verirken 2 Türkiyeli savaşçı da hafif şekilde yaralandı. Hatırlanacağı üzere son birkaç günde Rakka ve Tabka'da 3 savaş uçağı düşürülmüştü."

Haberde ayrıca Türk karargahı olarak belirtilen yerin saldırı sonrası görüntüleri de yayınlandı.

İÞTE SİTEDE YAYINLANAN O HABERİN GÖRÜNTÜSÜ:





http://www.ulusalpost.com/isidin-turk-karagahi-boyle-goruntulendi-26059h.htm

Türkiye  iside karsi  kaolisyonda olacakmi

Sosyal Medyada neredeyse her söylediği doğru çıkan Fuatavni kullanıcı isimli şahıstan konuyla ilgili ilginç bir iddia...

Fuatavni, Musul'daki konsolosluk hakkında ilginç bir iddiada bulundu!
Ana Sayfa» ULUSAL
16.09.2014 08:40
Fuatavi, Musul'daki konsolosluk hakkında ilginç bir iddiada bulundu!
17 ve 25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu hakkında yazdıklarıyla ünlenen Fuat Avni, Barzani'nin bizzat Musul Konsolosu'nu arayarak yaptığı uyarı sonucunun olmamasının nedeni olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı suçladı.

500 bine yakın yurttaş sansüre karşı birleşiyor! Destek için Beğen takip et

Twitter fenomeni Fuat Avni, @fuatavnifuat hesabından yaptığı açıklamalarda Türkiye'nin Musul Kosolosluğu personelinin IÞİD tarafından rehin alındığı sürece dair ilginç iddialarda bulundu.  Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani'nin bizzat Konsolos'u iki defa arayarak yaptığı uyarının neden sonuç vermediğini açıklayan @fuatavnifuat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı suçladı.

ERDOĞAN'DAN BARZANİ'NİN TEKİFİNE YANIT: ONLARA MI DANIÞACAĞIZ!

Erdoğan'ın Barzani'den gelen teklifi "onlara mı danışacağız" diğerek red ettiğini iddia eden Fuat Avni "Bizim kibrimizden, bizim silahımızla bizim insanımız rehin oldu ama zincirleme yapılan bu hataların siyaseten bedelini ödeyen olmadı." dedi.


İşte Fuat Avni'nin o tweet'leri:

Tiran'ın izlediği politikayla Ortadoğu'da hiçbir hükmümüz kalmadı. Ortadoğu'nun en kritik ülkelerinde büyükelçilerimiz bile yok.

Tiran, öngörüsüz olduğundan Avrupa'nın Ortadoğu'daki gücünü anlayamadı. Artık Kuzey Irak ve İran Avrupa ve ABD'nin en güçlü müttefikidir.

Tiran, halkını kodlamakla meşgulken Ortadoğu'dan sonra Avrupa'da da itibarı tükenmiş, ağırlığı olmayan bir ülke olmaya doğru gidiyoruz.

Kod adı 'Emin', MİT'in başına geçtiği günden itibaren Türkiye Ortadoğu'da etkisini kaybederken İran en parlak devrini yaşıyor.

Ne tesadüf !
Barzani'nin, 'Konsolosluğu boşaltın, risk var' fikri Tiran'a iletilince, 'Onlara mı danışacağız?' diye teklifi sert şekilde geri çevirmişti.

Bizim kibrimizden, bizim silahımızla bizim insanımız rehin oldu ama zincirleme yapılan bu hataların siyaseten bedelini ödeyen olmadı.

http://www.ulusalpost.com/fuatavi-musuldaki-konsolosluk-hakkinda-ilginc-bir-iddiada-bulundu-25792h.htm

Hocam şu yazıyı yazan adam, önce türkçeyi öğrensin allah aşkına... Gerisini biz düşünürüz onun yorum yapmasına gerek yok.