IÞİD

DEAÞ'a ABD desteği endişesi



Nuray Babacan
nbabacan@hurriyet.com.tr

Suriye'deki gelişmelere ilişkin değerlendirme yapan istihbarat birimleri, ABD'nin son dönemde PKK-PYD'ye gönderdiği silahlara gerekçe yaratmak için DEAÞ unsurlarının canlandırılacağı yorumu yapıyor.

İdlib'de kesin çözüm için farklı ülke istihbaratlarının terörist gruplardan desteğini çekmesi gerektiği belirtiliyor. İstihbarat birimleri, Suriye'deki gelişmelere İdlib ve Menbiç bağlamında, kısa ve orta vadeli gelişmeler açısından bakıyor. Hükümet üyelerine ulaştırılan bilgilere göre İdlib'de varılan anlaşma kısa süreli sonuç verebilir. Kalıcı çözüm için farklı gelişmelerin yaşanması gerekiyor.

İDLİB'DE DURUM

Buna göre, Türkiye'nin attığı adımın kalıcı olabilmesi için taraf ülkelerin istihbaratlarıyla anlaşmaya varılması gerekecek. Çünkü teşkilatlar, terörist gruplardan biriyle iş yapıyor. Bu desteklerin çekilip o terörist grupların temizlenmeleri gerekiyor.

TERÖRİST GRUPLAR

İdlib'de 15 bin civarında terörist olduğu iddia ediliyor. Bunlardan 4-5 bini Rusya'nın üzerinde ısrarla durduğu Çeçen kökenliler, 3 bini Çinlileri rahatsız eden Uygur Türkleri olduğu, Türkiye ve diğer ülkelerden gelenlerin az olduğu öne sürülüyor.

İstihbarat raporlarında, İdlib'in iki kez bombalanmasından sonraki göç hareketliliği üzerine Türkiye, iki bölgede önlem aldı. Sınırın ötesinde tutulan sivil grupların ihtiyaçları da Türkiye'den giden yardımlarla sağlanıyor. Türkiye'nin bu kez, göçmenleri sınırdan içeri almamakta kararlı olduğu ifade ediliyor.

MENBİÇ'TEKİ İLİÞKİ

İstihbarat birimlerine göre, ABD'nin PKK-PYD ile kurduğu yeni ilişki biçimi en sıkıntılı konu. ABD'nin, PKK unsurlarını silahlandırmayı ve verdiği desteği makul göstermek için DEAÞ unsurlarının bölgede yeniden canlandırılabileceği iddia ediliyor. Böylece yapılan silah yardımlarına gerekçe oluşturulacağı öne sürülüyor. Menbiç'te ABD ile kurulan ilişkinin yürümediği, PKK ve PYD ile ABD'nin ilişkisinin son dönemde geldiği nokta nedeniyle, ortak hareketin amacına ulaşamayacağı belirtiliyor.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/deasa-abd-destegi-endisesi-40971983

DEAÞ emirinin kimliği şaşkına çevirdi!

Konya'da 2 yıl önce terör örgütü DEAÞ'a yönelik düzenlenen ve 5 teröristin etkisiz hale getirildiği operasyonda mahkemede itirafçı olan bir şüphelinin ifadesi doğrultusunda örgütün Konya emiri emekli polis ile birlikte 2 zanlı yakalandı. Þüpheliler çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Konya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadelesi Þubesi ekipleri, 12 Temmuz 2017 tarihinde eylem hazırlığı içinde olduğu belirlenen terör örgütü DEAÞ'a yönelik operasyon düzenlenmişti. Özel Harekat polisi eşliğinde merkez Meram ilçesinde bir villaya düzenlenen baskında çıkan çatışmada 5 terörist etkisiz hale getirilirken 1 tabanca, 5 Kalaşnikof tüfek, bu silahlara ait mermiler ile patlayıcılar ele geçirilmişti. Operasyon sonrasında haklarında dava açılan 10 sanıktan 9'una 2 yıl 1 ay ile 7 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezası verilmişti.

Mahkemede itirafçı olan örgüt üyesi M.A.K.'nin verdiği bilgiler doğrultusunda DEAÞ'ın Konya emiri olduğu iddia edilen emekli özel harekat polisi B.S. ile birlikte S.A ve M.A.'yı operasyonla yakalandı. Þüphelilerin öldürülen 5 teröristin barındığı evi kiralayan A.Y. isimli teröriste yardım ettiği ve lojistik destek sağladığı tespit edildi. DEAÞ'ın Konya emiri ve beraberindeki 2 şahıs çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/deas-emirinin-kimligi-saskina-cevirdi-41083527

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'de DEAÞ'ın elinde tuttuğu toprakların yüzde yüzünün ABD destekli güçler tarafından geri alındığını söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'de terör örgütü DEAÞ'la mücadeleyi kazandıklarını belirterek, "DEAÞ'ın elindeki toprakların yüzde 100'ünü geri aldık." dedi.

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile Vietnam'da yaptığı zirvenin dönüşünde Alaska'da mola veren ve buradaki Elmendorf Hava Kuvvetleri Üssü'nde konuşlu Amerikan askerlerine hitap eden Trump, Suriye konusunda açıklamalarda bulundu.

İlk olarak geçen aralık ayında DEAÞ'ı yendiklerini ve artık Amerikan askerlerinin ülkelerine geri döneceğini duyuran Trump, Suriye'de DEAÞ'a karşı ciddi bir başarı kazandıklarını savundu.

Trump, "Hep Suriye'deki (DEAÞ'ın) hilafeti konusunda yüzde 90, 92 diye duyuyordunuz. Artık hepsine sahibiz. DEAÞ'ın elindeki toprakların yüzde 100'ünü geri aldık." ifadelerini kullandı.

Suriye'deki Amerikalı komutanlarla konuyu konuştuğunda "bir haftamız kaldı" şeklindeki ifadeleri duyduğunu ve kendisinin de "artık bunu bitirin" dediğini belirten Trump, mücadeleyi kazandıklarını dile getirdi.

ABD Başkanı Trump, 20 Aralık 2018'de, ABD askerlerinin Suriye'den çekilmesi konusunda, "Orada olmamızın tek nedeni DEAÞ'tı ve DEAÞ'ı yendik." açıklamasını yapmıştı. Daha sonra DEAÞ'ın elindeki toprakların yüzde 99'unu aldıklarını belirten Trump, son olarak 16 Þubat'taki açıklamasında "Suriye hakkında 24 saat içinde harika haberler vereceğim." ifadesini kullanmıştı.

https://www.haberturk.com/son-dakika-trump-deas-in-elindeki-topraklarin-yuzde-yuzu-geri-alindi-2388817

Ülke şokta! Ölü sayısı 359 oldu

Sri Lanka'da Paskalya ayini sırasında kilise ve otelleri hedef alan bombalı terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısının 321'den 359'a yükseldiği açıklandı.

Sri Lanka Polis Sözcüsü Ruwan Gunasekara tarafında yapılan açıklamaya göre, Paskalya törenleri sırasında kilise ve otellere yönelik düzenlenen bombalı terör saldırılarında ölenlerin sayısı arttı.

Sözcü Gunasekara, saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 359'a çıktığını açıkladı.

Saldırılarla ilgili gözaltı sayısı 58'e yükseldi

Saldırıların ardından yapılan operasyonlar kapsamında dün gece 18 şüphelinin daha yakalandığını aktaran Ruwan Gunasekara, son operasyonda yakalananlarla birlikte gözaltındaki şüpheli sayısının 40'dan 58'e yükseldiğini söyledi.

Yakalanan şüphelilerin kimlik ve uyrukları hakkında bilgi vermeyen Gunasekara, dün gözaltına alınan 40 kişinin de Sri Lankalı olduğunu açıklamıştı.

Sri Lanka'da Hristiyanlar için kutsal Paskalya ayini sırasında Kochchikade'deki St. Anthony's, Katana'daki St. Sebastian ve Batticaloa'daki Meryem Ana kiliseleri ile başkent Kolombo'daki beş yıldızlı Shangri-La, Cinnamon Grand ve Kingsbury otellerine bombalı saldırılar gerçekleştirilmişti.

Bu saldırıların ardından başkent Kolombo'nun banliyöleri Dehiwala'daki konukevi yakınında ve Dematogo'da da üst geçit yakınında patlamalar olmuştu.

Son bilgilere göre, 359 kişinin hayatını kaybettiği ve 500'den fazla kişinin de yaralandığı bombalı saldırıları terör örgütü DEAÞ üstlenmişti.

http://www.milliyet.com.tr/ulke-sokta-olu-sayisi-359-oldu-dunya-2863094/

DEAÞ'ın Çanakkale'ye saldırı planı ortaya çıktı!



24-25 Nisan günü Çanakkale'de yapılan Anzak Günleri'nde DEAÞ'lı Abdulkerim Hilef'in saldırı planladığı ortaya çıktı. Þüpheli Tekirdağ'da yakalandı. Saldırı planının ayrıntıları ise dehşet düşürdü. 24-25 Nisan günü Çanakkale'de yapılan Anzak Günleri'nde terör saldırısı yapmayı planladığı değerlendirilen Suriye uyruklu DEAÞ'lı şahıs Abdulkerim Hilef'in korkunç planının ilginç ayrıntıları ortaya çıktı.

Emniyetin elde ettiği bulgular, örgütün Çanakkale'de -15 Mart'ta Yeni Zelanda'da 50 Müslüman'ın katledildiği cami saldırılarına karşılık olarak- dünya kamuoyunda ses getirecek bir hain terör saldırısı gerçekleştirmeyi planladığını gözler önüne seriyor.

Emniyet tarafından hazırlanan raporda, Hilef için "Yeni Zelanda'daki terör saldırısına misilleme olarak Çanakkale'de yapılan Anzak Günleri etkinliklerine yönelik DEAÞ terör örgütü adına eylemsel faaliyetlerde bulunabileceği değerlendirilen" ifadelerine yer verildi.

Sabah gazetesinden Nazif Karaman'ın ulaştığı belgelere göre 23 Nisan günü yapılan gizli bir operasyonla yakalanan DEAÞ'lı terörist, önce örgütle bağlantısını inkâr etmeye çalışsa da telefon kayıtları ve diğer belgeler önüne konulunca bağını itiraf etmek zorunda kaldı.

Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Abdulkerim Hilef adlı teröristin iki ayrı GSM hattında örgütsel bağlantılar tespit edildi. Hilef'in bu bağlantıları telefonunu formatlayarak yok etmeye çalıştığı da Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Þubesi'nce tespit edildi.

ÖRGÜT MENSUPLARI BİRBİRİNİ ELE VERDİ

Hilef'in, Nisan ayı başında Osmaniye'de yakalanıp gözaltına alınarak tutuklanan Abdurrahman El Abit ve Usama Salama adlı iki IÞİD mensubuyla yoğun telefon görüşmesinin bulunduğu tespit edildi.

Hilef'in yakalanmasının ardından Osmaniye'de tutuklanan iki IÞİD mensubunun ifadesine başvuruldu. Bu iki şahıs, ifadelerinde Abdülkerim Hilef'in 2015'te örgüte katıldığını itiraf etti. Bunun üzerine Hilef tutuklandı.

Yakalanan Suriye uyruklu şüpheli Abdülkerim Hilef 26 yaşında ve Deyrizor doğumlu. Üç kardeşi Adana'da ikamet ediyor. Biri de 2014-2015'te yine Adana'da ikamet ettikten sonra Türkiye karşıtı faaliyetleriyle bilinen ve son olarak İstanbul'da iki casusu yakalanan Birleşik Arap Emirlikleri'ne gidip yerleşmiş. Abdulkerim Hilef'im ifadesinde,

"2107'e kadar Suriye'de ailemle yaşadım, çobanlık yaptım. İdlib'ten Þanlıurfa'ya geçtikten sonra önce İstanbul'da, 2018'de de Tekirdağ'da bir plastik fabrikasında çalışmaya başladım. Savaştan kaçmak amacıyla Türkiye'ye yasadışı yollardan giriş yaptım. Deyrizor DEAÞ kontrolündeydi ve DEAÞ örgüte katılmayanları öldürüyordu. Bu yüzden kaçtım. İlk olarak Urfa'da Tel Abyad'ın karşısında kurulan çadır kentte kaldım. Sonra Basil isimle Suriyeli bir şahıs vasıtasıyla İstanbul'a getirildim. Bu kişinin DEAÞ'la alakası yoktur."dediği öğrenildi.

Abdulkerim Hilef'e sorgusunda DEAÞ'lıların kullandığı Telegram uygulasını (Reina saldırganı da kullanıyordu) kullanıp kullanmadığı da soruldu.

'DEAÞ'TA EĞİTİM ALDIM'

Hilef, "Az da olsa kullandım" dedi. Hilef, ifadesinde devamla şunları söyledi:

"Ben terör örgütü hakkında fazla bilgi sahibi değilim. Bildim kadarıyla zalim insanlardır ve savaşçılardır. Benim bu örgütle bağım yoktur. Ancak 2016 yılında Suriye'de olduğum dönemde bu örgüt beni Deyrizor şehrinin Meyadin bölgesine bulunan bir kampa dini eğitim almak için zorla götürdü. Burada DEAÞ terör örgütüz tarafından kurulan kamp içerisinde yaklaşık 30 veya 40 gün kadar dini eğitim aldım. Başkaca eğitim verilmedi. Akabinde tekrar köyüme dönüp çobanlık yapmaya devam ettim."

Hilef'e Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında iki şahsın kullandığı telefon dökümlerinin ayrıntıları gösterilince

"Osmaniye'de sorgulanan Abit ve Salama'yı Suriye'den tanırım. Köylülerimdirler" dedi. Abit ve Salama da Hilef'in 2015 yılında DEAÞ'ta bulunduğunu doğruladı. Sorgusunda telefonunu neden formatladığı sorulunca Hilef önce şu yanıtı verdi:

"Telefonuma format attığım doğrudur. Ancak bunun sebebi DEAÞ terör örgütü değil, telefonuma bulaşan virüsten kurtulmaktı." Ardında da "Ben Abit ve Salama'nın Osmaniye'de gözaltına alındıklarını duyunca bana herhangi bir zarar gelmesinden korktum ve yeni bir hat alıp kullanmaya başladım" dedi.

CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ

İfadeleri çelişkili bulunan Abdulkerim Hilef tutuklanarak cezaevine gönderildi.

DEAÞ, daha önce Türkiye'de 2016 yılında Atatürk Havalimanı ve Reina saldırıları gibi büyük çaplı hain terör eylemlerine imza atmıştı.

Birinci Dünya Savaşı'nın Osmanlı açısından önemli cephelerinden Çanakkale'ye saldırı planı açığa çıkan örgüt daha önce İstanbul'u hedeflediği yönündeki yazıların olduğu Konstantinopol isimli bir dergi de yayınlamıştı.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-deasin-canakkaleye-saldiri-plani-ortaya-cikti-41208091

Bakınız şu konu ile ilgili olarak o tarihlerde ne demişim! >> http://www.defenceturk.com/index.php?topic=8481.0

Bu saldırının zamanlaması da oldukça ilginç. Bu hafta Çanakkale Zaferi haftası. Ülkemize Yeni Zellanda'dan gelecek olanlar var. İnşallah onlara bir saldırı gerçekleştirilmez!

Yakalanan bu şahsın ışid bağlantısı dışında yabancı gizli servislerle bağlantıları araştırılmalı! Gerçi aynı gizli servis ışidin arkasında!

Bakınız şu konu ile ilgili olarak o tarihlerde ne demişim! >> http://www.defenceturk.com/index.php?topic=8481.0

Bu saldırının zamanlaması da oldukça ilginç. Bu hafta Çanakkale Zaferi haftası. Ülkemize Yeni Zellanda'dan gelecek olanlar var. İnşallah onlara bir saldırı gerçekleştirilmez!

Yakalanan bu şahsın ışid bağlantısı dışında yabancı gizli servislerle bağlantıları araştırılmalı! Gerçi aynı gizli servis ışidin arkasında!

Işid teröristlerin ve Avustralya'daki katilin paralel yapılanma  var. Mümkün olduğunca insan öldürmek, korku yaymak ve bu eylemleri din adına yapmak.

Bir benzerlik daha var. Siyah renk üstünde beyaz yazı.

Bu pyd/pkk ışid zamazingosuyla karşı karşıya geleceği zaman tesadüf odur ki çözüm süreci başladı. Amerika'nın desteğiyle pyd/pkk ışid üzerinden parlatıldı.

DEAÞ karşıtı koalisyon: Yanlışlıkla 1300 sivili öldürdük



Suriye ve Irak'ta DEAÞ karşıtı operasyonlar düzenleyen ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon, en az 1.321 sivilin öldürüldüğünü itiraf etti.
AA | 27.07.2019 - 03:00..
 
Birleşik Ortak Görev Gücü-Operasyon İçsel Çözüm (JTF-OIR) aylık bilanço raporlarından birini daha yayımladı.

"İSTEMEDEN BİN 300 SİVİLİ ÖLDÜRDÜK"
Raporda, ABD öncülüğündeki DEAÞ karşıtı koalisyonun, Suriye ve Irak'taki operasyonlarda 'istemeden' sivilleri öldürdüğü belirtilerek, şöyle denildi:

"Mevcut bilgilere dayanarak İçsel Çözüm Operasyonu'nun başlangıcından bu yana koalisyonun, eylemleriyle istemeden en az 1.321 sivili öldürdüğü belirleniyor."

DEAÞ karşıtı koalisyon: Yanlışlıkla 1300 sivili öldürdük
5 YILDA 34 BİNDEN FAZLA HAVA SALDIRISI
ABD öncülüğündeki koalisyon, haziran ayının sonlarında Ağustos 2014'ten bu yana Suriye ve Irak'taki operasyonlarda en az 1.319 sivilin öldürüldüğünü itiraf etmişti.

Koalisyon, Ağustos 2014 ile Mayıs 2019 arasında bölgede 34.514 hava saldırısı gerçekleştirdiği bildirilmişti.

https://www.ensonhaber.com/deas-karsiti-koalisyon-yanlislikla-1300-sivili-oldurduk.html

Kabil'deki terör saldırısını DEAÞ üstlendi
   
Afganistan'ın başkenti Kabil'de dün gece bir düğünde düzenlenen, 63 kişinin hayatını kaybettiği, 182 kişinin yaralandığı intihar saldırısını terör örgütü DEAÞ üstlendi.

Terör örgütüyle bağlantılı internet sitesinde yayımlanan açıklamada, Kabil'deki intihar saldırısını örgüt adına hareket eden Pakistan vatandaşı bir militanın yaptığı ileri sürüldü.     

Açıklamada, terör eyleminde intihar saldırısının yanı sıra bomba yüklü bir aracın da patlatıldığı iddia edildi.     

Kabil'in batısında, Þii Hazara topluluğunun yoğun yaşadığı bölgede, Kasri Dubai adlı düğün salonunda düzenlenen saldırıda, intihar bombacısının üzerindeki düzeneği kalabalığın içinde patlatması sonucu aralarında kadınların ve çocukların bulunduğu 63 kişi yaşamını yitirmiş, 182 kişi yaralanmıştı.     

Görgü tanıkları intihar bombacısının, müzisyenlerin bulunduğu, çocukların ve düğüne katılanların eğlendiği sahneye yakın bölümde patlattığını aktarmıştı.     

DEAÞ, Afganistan'da faaliyet göstermeye başladığı 2014'ten bu yana ülkedeki Þii Hazara topluluğunu hedef alan çok sayıda terör saldırısı gerçekleştirmişti.     

Düğün salonunun olduğu caddede 7 Ağustos'ta başka bir terör saldırısı düzenlenmişti. Meydanda bulunan güvenlik güçlerini hedef alan bomba yüklü araçla yapılan saldırıda 14 kişi ölmüş, çoğu sivil 145 kişi yaralanmıştı.     

Terör saldırılarının Afganistan'da son dönemde ABD ile Taliban arasında, ülkede kalıcı bir barışa ulaşmak üzere görüşmelerin yürütüldüğü bir dönemde yapılması dikkati çekiyor.     

Amerikalı yetkililer ile Taliban temsilcileri arasında sürdürülen görüşmelerde tarafların Afganistan'da 18 yıldır süren çatışmaları durdurmak üzere anlaşmaya yakın olduğu, hatta bu ay başında sonuçlanması beklenen anlaşmanın yalnızca teknik detaylarının şekillendirilmeye çalışıldığı ifade edilmişti.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/kabildeki-teror-saldirisini-deas-ustlendi-41305134