FETÖ

Başlatan EfsaneANKA, 15 Temmuz 2016, 23:50:23

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Hulusi Akar, Dişli'ye Bağırmış: Ne Darbesi Ulan, Sen Manyak mısın!

Genelkurmay Başkanı Org. Akar, 15 Temmuz günü yaşadıklarını tanık anlattı. 'Herkesi alacağız' diyen Dişli'ye, "Ne diyorsun ulan, ne darbesi, manyak mısın" diye bağırmış.

15 Temmuz darbe girişiminde bir süre alıkonulan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, 15 Temmuz günü yaşadıklarını tanık sıfatıyla savcıya anlattı. Akar, "Beni Gülen ile Tuğgeneral Hakan Evrim görüştürmeye çalıştı. Darbeye karşı durdum, "Yapmayın, yanlış yoldasınız, kan dökmeyin" dedim, dinletemedim" dedi.

Akar'ın ifadesinden öne çıkanlar şöyle:

DİÞLİ "OPERASYON BAÞLADI, HERKESİ ALACAĞIZ" DEDİ

''Yapmayın, yanlış yoldasınız dedim. Ama darbenin başındaki isimlerden Tümgeneral Mehmet Dişli 'komutanım geri dönüş yok, biz bu yola çıktık' dedi. 'Komutanım operasyon başladı herkesi alacağız' gibi şeyler söyledi.

"ULAN NE OPERASYONU, SEN MANYAK MISIN?" DİYE BAĞIRDIM

Hiddetle 'Ne diyorsun ulan sen, ne operasyonu, sen manyak mısın, sakın ha yapmayın' şeklinde bağırdım. Benim seninle böyle işlerle olanlarla hiçbir işim olamaz kim bunlar siz kimsiniz dedim.

"ÖLÜM OLMADAN BİTİRİN' DEDİM, İKNA EDEMEDİM"

Bu girişimin başarısız olacağını hiddetle anlatıyordum. Cezasını çekeceklerini hiç olmazsa bir erkeklik gösterip bu işi sonlandırmalarını söyledim 'ölüm olmadan bitirin' dedim fakat ikna edemedim. 'Komutanım bu iş bitti, herkes yola çıktı' anlamında şeyler söylüyordu.''

Orgeneral Hulusi Akar'a Fethullah Gülen'le görüştürme teklifini götüren Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim

"DİÞLİ'NİN RUH HALİ FARKLIYDI"

Darbe girişimiyle ilgili olarak ilk bilgi Tümgeneral Mehmet Dişli tarafından verildi. Geçmişte bildiğim ruh halinden farklı bir tarzda içeri girdi ve farklı bir tarzda konuşmaya başladı. "Birazdan göreceksiniz, taburlar yola çıktı, birazdan göreceksiniz "diyordu."

"ERDOĞAN'IN KONUÞMASI MORALLERİNİ BOZDU"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Atatürk Havalimanı'nda konuşması darbecilerin ümitlerini kırdı. 'Savaştan bile beter ettiniz gidip teslim oldun' dedim. Zaman ilerledikçe darbecilerin moralleri çöktü. Akın Öztürk'e ısrarla 'Onları vazgeçir' diyordum. 'İnsanları kandırmayın' diye onlara çıkıştım, 'Tamam komutanım biz vazgeçiyoruz' dediler. Beni Cumhurbaşkanı veya Başbakan ile görüştüreceklerini söylediler. Teşebbüse son verdiler."

GÜLEN'LE GÖRÜÞTÜRMEK İSTEYEN GENERAL'İN ADINI VERDİ

Orgeneral Akar, kendisine zorla darbe bildirisini imzalatmak isteyen ismin Tuğgeneral Hakan Evrim olduğunu ve bu kişinin de "Sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürelim" dediği yönünde ifade verdi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-hulusi-akar-in-ifadesi-beni-gulen-ile-8644112/ Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Askeri okuldan atılan Asuman Korkmaz'ın isyanı



AA25 Temmuz 2016 - 12:56Son Güncelleme : 25 Temmuz 2016 - 13:18
Askeri okuldan atılan Asuman Korkmaz'ın isyanı

Kara Harp Okulunda ilk iki sınıfı takdirnameyle tamamlamasına rağmen Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) bağlı askerlerin iftiralarıyla 3. sınıftan atılan Asuman Korkmaz, alay disiplin kuruluna çıkarılmadan bir ay içerisinde sürekli yüksek cezalar verilerek direkt yüksek disiplin kuruluna çıkarıldığını belirterek, "Orada ilişiğim kesildi. Atıldığım zaman, benimle uğraşan ve bana 'ben istersem buradan atılırsın' diyen komutan, bugün gördük ki tutuklananlar arasındaki komutanlardan" dedi.

FETÖ'cü subay ve astsubayların kendilerinden olmayan askeri okul öğrencilerine yaptıkları zulmün mağdurlarından biri de Asuman Korkmaz. Okuldan atıldıktan sonra özel bir üniversitenin Hukuk Fakültesine devam eden Korkmaz, kendisi gibi mağdur olanların haklarını savunmak için avukat oldu.
Kara Harp Okulundaki ilk 2 yılını başarıyla tamamladıktan sonra 3. sınıfta FETÖ'cü askerlerin iftiralarına maruz kalarak okuldan atılan Korkmaz, yaşadıklarını anlattı.

3. sınıftayken sistem similasyonu dersinde önce yazılı, bir saat sonra da uygulamalı sınava girdiğini ancak uygulamalı sınavdan "sıfır" aldığını belirten Korkmaz, sınavda kağıdına herhangi bir işaret koyulmamasına karşın sınavdan 10 gün sonra kopya çektiğine dair savunmasının istendiğini ifade etti. Korkmaz, aksini ispatlama şansı olmadığı için bu olay nedeniyle alay komutanı tarafından 10 gün hapis cezasına çarptırıldığını kaydetti.
Okul olarak, Mustafa Kemal Atatürk'ün Harp Okuluna adım attığı 13 Mart dolayısıyla gösteriler yaptıklarını dile getiren Korkmaz, gösterilerden 10 gün sonra alkol aldığı ve uygunsuz davranışlarda bulunduğunu belirten bir yazı geldiğini söyledi. Korkmaz, "Neredeyse 150 general ve onun 2-3 katı albay olan bir organizasyonda böyle bir şey yapmam imkansız. Yapmış olsam bile beni revire götürüp kan testine sokabilirlerdi ve o zaman delilli olarak ispat edebilirlerdi. Götürme gereği duymadılar çünkü onlar da çok iyi biliyordu böyle bir şey olmadığını. Bu savunmayı hazırlayan ise başka bir taburda beni tanıması imkansız bir komutan. Zaten gördük ki 15 Temmuz'dan sonra o da tutuklananlar arasında" diye konuştu.

'TABİP BİNBAÞI NAMUSUMLA OYNADIKLARINI SÖYLEDİ'

Dönemin revir komutanının yapılanmanın farkına vararak kendisini uyardığını anlatan Korkmaz, "Tabip Binbaşı Sedat isminde bir komutanımız vardı. O beni yanına çağırdı, şu an tutuklu olan Mehmet Þükrü Eken, Ali Kalyoncu, şu anda tutuklanmayan ancak tutuklanacağına emin olduğum eski bölük komutanım Tabip Binbaşı'yı çağırıp, benim ahlaksız olduğumu söylemiş. Benimle ilgisi olmayan raporu göstererek namusumla oynamaya kalktıklarını, kendisinin de imza atmasını istediklerini, böylece Harp Okulundan ilişiğimin kesileceğini söylediklerini, kendisinin ise bu raporun erkeklerde olabileceğini belirterek, raporun tıbbi olarak mümkün olmadığını onlara ilettiğini söyledi " ifadelerini kullandı.

Bu şekilde başarılı olamayınca "ceza kampanyası" başlatıldığını dile getiren Korkmaz, 10 gün içerisinde 24 günlük disiplin suçuna çarptırıldığını belirtti.
Normalde bu cezayı alanların alay disiplin kuruluna çıkması gerektiğini aktaran Korkmaz, bu kurulun önüne ilk kez çıkanlara alay komutanı tarafından uyarı yapılıp ikinci bir şans verildiğini ancak kendisi için böyle bir uygulamaya gidilmediğini ifade etti.

Korkmaz, şöyle devam etti: "Maalesef ben alay disiplin kuruluna çıkarılmadan bir ay içerisinde sürekli yüksek cezalar verilerek direkt yüksek disiplin kuruluna çıkarıldım. Orada ilişiğim kesildi. Atıldığım zaman, benimle uğraşan ve bana 'Ben istersem buradan atılırsın' diyen komutan bugün gördük ki tutuklananlar arasındaki komutanlardan. FETÖ'cü komutanlar eğitimlerle yıldırmaya çalıştı ancak biz pes etmedikçe iftiralara başladı. Benim döneminde 2005 yılında kampta aşırı eğitime dayanamayıp aşırı su kaybı nedeniyle vefat eden arkadaşım vardı. Bunun dışından eğitimlerle atamadıkları için 'hırsız' iftirası attıkları bir arkadaşım bunu kaldıramayıp 7. kattan atlamıştı. 6-7 ay hastanede kaldıktan sonra onun da ilişiğini kestiler. Başka bir arkadaşımı da 'Zeka seviyesi eksiktir' diye rapor hazırlayarak attılar. O da şu an pilot."

'KAZANDIĞIM ÜNİVERSİTEYE YAZI GÖNDERMİÞLER'

Harp Okulundan atıldıktan sonra kendisi gibi haksız yere ihraç edilenlerin hakkını aramak için avukat olmaya karar verdiğini anlatan Korkmaz, "Tam burslu olarak kazandığım özel bir üniversiteye başlamadan benim hakkımda yazı göndermişler. Sosyal medyadan hakaretler etmeye, taciz etmeye de devam ettiler ancak şikayet ettiğimizde IP adresleri Amerika olduğu için bir şey yapılamayacağını söylediler." dedi.

Askeri mahkemede dava açtığını belirten Korkmaz, mahkeme sürecinde raporla haklılığını anlatmasına karşın bir sonuç alamadığını, o dönem sivil mahkemelere dava açamadığı için de dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) götürdüğünü belirtti. Korkmaz, AİHM'deki davanın sürdüğünü bildirdi.  Kendisi gibi olanların "Türk Silahlı Kuvvetlerinden Atılanlar Platformu" kurduğunu, burada 2 binin üzerinde mağdur bulunduğunu aktaran Korkmaz, "Yakalananların en ağır şekilde cezalandırılmaları, yakalanmamış olanların da yakalanması için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bunun için hukuki mücadele başlattık. Bizler sadece 2 bin öğrenci ve aileleri değil şu anda birçok kişinin arkamızda olduğunu gördükçe daha çok güçleniyoruz. Þu anda üst düzey komutanların yakalandığını düşünüyorum. Bunun dışında teğmen, üsteğmen rütbesinde olup da bu gruba mensup olan ve yakalanmayan birçok kişi var" dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/null-40168562 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Kim bilir daha kaç kişinin hakkını yediler! Bu şekilde ordu ve diğer kurumlar içerisine sızan çok kişi olduğu için, bunlar temizlenene kadar tehlike geçmiş değil! Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

İncirlik'te o gece yaşananları 'Çiğli imamı' Kuzu'nun oğlu anlattı

Bekir KARAKOCA/ ADANA, (DHA)25 Temmuz 2016 - 12:51Son Güncelleme : 25 Temmuz 2016 - 12:59
İncirlik'te o gece yaşananları 'Çiğli imamı' Kuzu'nun oğlu anlattı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Marmaris'te kaldığı oteli vurmakla görevli Çiğli 2'nci Ana Jet Üs Komutanlığı'nda 'generallere dahi emir veren' üs imamı Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu'nun İncirlik'te görevli oğlu Uzman Çavuş Muhammet Emrah Kuzu, ifadesinde ilginç detaylar verdi. Darbe girişimi nedeniyle birlikte tutuklandığı komutanı ile birlikte İncirlik Üssü'nde geçirdiği 11 saati anlatırken, Üs Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van'ın ABD'ye iltica isteğini bizzat üsdeki Amerikalılara ait binaya giderek yaptığı ortaya çıktı.

İncirlik'teki Türk birliği olan 10'uncu Tanker Üs Komutanı Tuğgeneral Van'ın 'emir eri, şoförü ve koruması olan Uzman Çavuş Muhammet Emrah Kuzu, komutanı ve bazı üst düzey toplam 15 askerle birlikte tutuklandı. Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında sorgulanan Uzman Çavuş Muhammet Emrah Kuzu'nun ifadesi 'Generallere dahi emir veren üs imamı Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu'nun oğlu olması ve TBMM'yi bombalayan uçaklara yakıt ikmali yapan tanker uçakların uçuşuna izin veren Tuğgeneral Van'ın koruması ve şoförü olması nedeniyle ayrı bir önem taşıyor.

Bu çerçevede sorgulanan Uzman Çavuş Kuzu, babasıyla fikirlerinin uyuşmaması nedeniyle aralarının soğuk olduğunu ve çok sık görüşmediklerini ileri sürdü. 3 yıllık uzman çavuş olduğunu ve son 1 yıldır Tuğgeneral Van'ın koruması ve şoförlüğünü yaptığını belirten Kuzu, komutanının o gece saat 22.30'dan teslim olduğu saat 09.30'a kadar 11 saat boyunca neler yaptığını bir bir anlattı.

AMERİKALILARIN YANINDA 15-20 DAKİKA KALDI

15 Temmuz'da mesainin ardından lojmana gittiğini saat 22.30'da Tuğgeneral Van'ın kendisini arayarak göreve çağırdığını vurgulayan Uzman Çavuş Kuzu, ifadesinde şunları söyledi:

"Karargaha gittiğimde nöbetçi astsubay bir zarf getirdi. Komutan odasında yalnızdı. Bir ara bana silahımı alıp karargah girişinde nöbet tutmamı istedi. Sabah saat 06.00'a kadar aralarında albayların da bulunduğu rütbeli askerler gelip gitti. Saat 08.00'de biz komutanla araca binerek üs içinde Amerikalara ait bir binanın önüne geldik. Komutan içeri girdi ben araçta kaldım. 15-20 dakika içerde kaldı. Bu sırada harekat komutanı Albay Erhan Gazioğlu telefonla arayıp komutanı sordu. Nerede olduğunu söyledim o da geldi binaya girdi. komutanla birlikte çıktılar. Biz komutanla birlikte makama döndük. İçeri girip çıktı, elinde mavi renkli bir çanta vardı. Kapıları kilitlememi istedi. Sonra Tuğgeneral İrfan Özsert geldi odayı açmamı istedi. İçeri girip baktılar sonra ortam kalabalıklaştı. Yaklaşık 40 dakika sonra Üs Komutanı yanında bir personel ile geri döndü. Odasına girdi, orada bekleyenler de içeri girdi. Sonra polis ve cumhuriyet savcısı geldi."

'BAYRAK TÖRENİ ERKENE ALINDI'

15 Temmuz günü saat 14.00'de rutin dışı bayrak töreni yapıldığını belirten Emrah Kuzu, babasının Tuğgeneral Van ile tanıştığını, detayını bilmediğini, komutan ile babasının İzmir'deki Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın kuruluş yıldönümü töreninde bir ara ayaküstü sohbet ettiklerini gördüğünü belirtti. Fethullahçı Terör Örgütü ile hiç bir bağlantısının olmadığını ileri süren Kuzu, polislik sınavını kazanamadığı için uzman çavuş olduğunu söyledi. Darbe teşebbüsünün ülke adına kötü bir olay olarak değerlendiren Kuzu, ifadesinde, "Bana verilen emirleri yerine getirdim. Darbe girişimini Cumhuriyet Savcısı ve polis gelince öğrendim. Darbeyi benimsemiyorum. Kim yapmış ise kim suçlu ise cezalandırılsın. Babam da olsa cezalandırılsın. Kendi çapında askerlik mesleğini yapmaya çalışan bir uzman çavuşum."

http://www.hurriyet.com.tr/incirlikte-o-gece-yasananlari-cigli-imami-kuzunun-oglu-anlatti-40168554 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Alıntı yapılan: Nutuk - 24 Temmuz 2016, 14:01:28
Saf mi bu adalet bakani?

CIA'nin kuklasi zaten adam

Hey gidi günler. Nereden nereeeyeee...



Rus milletvekili bile biliyor!

Rus Milletvekili: Gülen CIA İçin Çalışıyor, ABD İade Etmeyecek

Rusya parlamentosu alt kanadı Duma Milletvekili ve Duma Eğitim Komisyonu Başkanı Vyaçeslav Nikonov, Fetullah Gülen'in CIA için çalıştığını ve ABD'nin Gülen'i Türkiye'ye iade etmeyeceğini öne sürdü.

Darbe girişiminin tartışıldığı Rus devlet televizyonu Rossiya 1'de yayımlanan Voskresniy Veçer programında Rusya Bilimler Akademisi Þarkiyat Enstitüsü Araştırma Görevlisi Ruslan Kurbanov şu ifadeleri kullandı: " Türkiye halkı meşru cumhurbaşkanı ve egemenliği için ayağa kalktı. Türkiye'de darbe girişimi yaptıran güçler, Ukrayna'da da darbe yaptı, Rusya'yı da karıştırmak istiyor. Gülen ağını CIA'in kendisi oluşturdu. Gülen'in Yeşil Kart başvurusunun reddi yönündeki kararın düzeltilmesi için açılan davaya destek verenler arasında CIA eski çalışanları George Fidas ve Graham Fuller, ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz gibi isimler var."

''DARBE GİRİÞİMİNDE AMERİKAN İZİ VAR''

Gülen'in ABD'nin yardımıyla kendi elemanlarını Türk eliti ve devlet makamlarına sızdırdığını öne süren Kurbanov ayrıca, Türkiye halkının kahramanlığı sayesinde darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi. Rus milletvekili Nikonov da "Bu darbe girişiminde Amerikan izi var. Gülen'in CIA için çalıştığını ve çalışmaya devam ettiğini herkes epey zamandır biliyor. Gülen'i iade etmeyecekler. Bu arada NATO Varşova zirvesinde kimse Erdoğan'ın elini sıkmadı. ABD ve NATO yöneticileri dahil. Çünkü Erdoğan, zirveden 3 gün önce Putin ile barışmıştı." dedi.

''ERDOĞAN'IN FETÖCÜLERİ İÞTEN ÇIKARMASI RUSYA İÇİN İYİ''

Þarkiyat ve Uluslararası Araştırmaları Merkezi Direktörü, Türkolog Vladimir Avatkov ise Erdoğan'ın yargı ve eğitim kurumlarından Gülen yanlılarını işten çıkarması konusunda "Rusya'nın çıkarları açısından bu güzel. Böyle de devam etmeli. FETÖ Rusya'da da yasaklı. Gülen'in okulları eski Sovyet cumhuriyetlerinde var. Türkiye'de çok güçlü Amerikan karşıtlığı var. Rusya bundan yararlanmalı. Eğer Türkiye yeni Osmanlı ihtiraslarından vazgeçerse bu durumda biz yeni bir Rus - Türk ilişkileri ile karşılaşabiliriz." dedi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-rus-milletvekili-gulen-cia-icin-calisiyor-abd-8645557/ Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Ruslara hep gizliden sempati beslemişimdir. Mesajı Paylaş

Kaçak darbeci Zekeriya Kuzu Marmaris'te yakalandı

Hürriyet Haber
25 Temmuz 2016 - 17:56Son Güncelleme : 25 Temmuz 2016 - 21:57
Kaçak darbeci Zekeriya Kuzu Marmaris'te yakalandı

Bugün Marmaris'te menfezde yakalanan darbeciler arasında Çiğli hava Üssü İmamı Zekeriya Kuzu'nun da yakalandığı öğrenildi.

7 darbeciden son 4'ünün İzmir'in Çiğli İlçesi'ndeki 2'nci Ana Jet Üs Komutanlığı'nda görev yapan ve Fethullahçı Terör Örgütü'nün buradaki 'imamı' olduğu belirtilen Hava Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu ile Hava Astsubay Üstçavuş Ömer Faruk Göçmen, Hava Astsubay Kıdemli Çavuş Abdülhamit Gülerden, Astsubay Kıdemli Çavuş Erkan Çıkat olduğu belirtildi.

Darbeci askerlerden Binbaşı Taner Berber ile Astsubaylar İlyas Yaşar ve Gökhan Güçlü bugün daha önce yakalanmıştı.



Kaçak darbeci Zekeriya Kuzu Marmaris'te yakalandı

7 DARBECİ KOM ÞUBEYE GETİRİLDİ

Cumhurbaşkanına suikast düzenlemek için Marmaris'e gelen ve çıkan çatışmada ormanlık alana kaçarak izlerini kaybettiren 35 darbeciden 25'i yakalanırken, bugün yakalanan 7 kişilik ekibin içinde MAK timinde görevli ve Paşa lakaplı Zekeriya Kuzu da yer alıyor.

Muğla-Marmaris karayolu Çetibeli mevkiinde yakalanan 7 kişi Jandarma ekipleri tarafından Muğla Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Þube Müdürlüğü'ne getirildi. Geniş güvenlik önlemleri arasında getirilen 7 kişinin sorgusu ve evraklarının hazırlanmasının ardından Muğla Adliyesine sevk edilecekler. Yakalanan 7 darbecinin sağlık kontrolleri güvenlik gerekçesi ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorları KOM Þubeye giderek şubede yapıldı.

Muğla Valisi Amir Çiçek yaptığı açıklamada, "Muğla'nın Marmaris ilçesinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın konakladığı otele saldırıda bulunan asker kılıklı ihanet çetesi FETÖ/PDY mensubu darbeci eli kanlı canilerin MAK (Muharebe Arama Kurtarma) Timinden Binbaşı Taner Berber, Astsubay İlyas Yaşar ve Astsubay Gökhan Güçlü isimli 3 terörist güvenlik güçlerince yapılan arama çalışmaları esnasında Muğla-Marmaris karayolu Çetibeli Mevkiinde saat 16.00 sıralarında yakalanmıştı. Devam eden arama çalışmaları neticesinde Çetibeli Gökçetepe mevkiinde MAK Timinde Paşa Lakaplı Astsubay Kıdemli Başçavuş Zekeriya Kuzu, Hava Piyade Kıdemli Çavuş Erkan Çıkat, Hava Piyade Kıdemli Çavuş Ömer Faruk Göçmen, Hava Piyade Kıdemli Çavuş Abdulhamit Gül Erdem olmak üzere 4 terörist daha yakalandı. Son yakalananlar ile birlikte toplan 7 terörist yakalanmıştır. Diğer 10 teröristin arama çalışmaları titizlikle ve kesintisiz olarak devam etmektedir" dedi. (İHA)

http://www.hurriyet.com.tr/kacak-darbeci-zekeriya-kuzu-marmariste-yakalandi-40169014 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Org. Galip Mendi'nin ifadeleri ortaya çıktı
AA
25 Temmuz 2016 - 18:19Son Güncelleme : 25 Temmuz 2016 - 20:34
Org. Galip Mendi'nin ifadeleri ortaya çıktı



Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, 15 Temmuz akşamı Gazi Orduevi'nde düğünde olduğunu, buradan Genelkurmay Başkanlığına gideceği söylenerek Akıncı Üssü'ne götürüldüğünü belirterek "Emir subayım Murat Yılmaz'a 'Sen 8 yıldan beri benimle çalışıyorsun. Sen de çetenin içindeymişsin. Yazıklar olsun sana' dedim. Timurcan Ermiş, Akıncılar Kışlasına gidinceye kadar silahı doğrultulmuş şekilde durdu. Bu esnada ben, 'Siz çetesiniz. Allah belanızı versin. Vuracaksan şimdi vur' diye sürekli bağırarak söylenmeye devam ettim. Akıncılar Kışlasının kapısına kadar bu şekilde geldik." dedi.

Orgeneral Mendi, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı savcılarınca, mağdur sıfatıyla alınan ifadesinde, 15 Temmuz günü, daha önce beraber çalıştığı bir tümgeneralin kızının düğünü için Ankara Gazi Orduevi'nde bulunduğunu söyledi.

Orgeneral Mendi, saat 21.00'den sonra emir astsubayının yanına geldiğini, Genelkurmay nizamiyesi giriş kapısında silah seslerinin duyulduğunu ve bir çatışma olduğunu söylediğini aktardı.

Konuyu netleştirmek için düğün salonu dışına çıktığını, Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Merkezini aradığını ifade eden Mendi, yaşananları şöyle anlattı:

"Telefonlar kesikti. Genelkurmayı da aradım, orada da telefonlar kesikti. Cevap alamayınca Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Başkanı Tümgeneral Arif Çetin'i telefonla aradım, durumu sordum. Arif Çetin bana, 'Komutanım, ben de ulaşamıyorum. Siber saldırı olabilir' dedi. Ben de 'Komutanlık karargahına hemen git, durumu açıklığa kavuştur ve bana bilgi ver' dedim. Bir ara ben emir subayım Piyade Yarbay Murat Yılmaz'ın koşarak yanıma geldiğini gördüm. Sivil giysiliydi. Düğüne emir subayımla değil, emir astsubayımla geldiğim için emir subayımın sivil elbise ile yanıma koşarak geldiğini görünce çok şaşırdım. Bana, Genelkurmay 2. Başkanı'nın beni Genelkurmay Karargahında beklediğini söyledi. Eşime, onu eve bırakıp Genelkurmaya geçeceğimi söyledim. Emir subayım eşime ayrı bir araba getirdi, 'Onu araba ile evine göndeririz, siz hemen arabanıza binin beraber Genelkurmaya gidiceğiz' dedi. Ben düğüne geldiğim arabama bindikten sonra birden aracın sol arka kapısı açıldı. Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Timurcan Ermiş arabaya bindi. Üzerinde eğitim elbisesi ve tabanca vardı."

"KONYA'DAN NİYE BURAYA GELDİN"

Orgeneral Mendi, Tuğgeneral Ermiş'e "Benden habersiz Konya'dan niye buraya geldin?" diye sorduğunu, bu arada aracın hareket ettiğini, Ermiş'in de kendisine, "Burada ben size bir şey söylemeyeceğim. Akıncılar Kışlasında size tebliğ edilecek." diye cevap verdiğini söyledi.

Aracın ön tarafında emir subayı Yarbay Murat Yılmaz'ın bulunduğunu, şoförün er olduğunu aktaran Mendi, şunları kaydetti:

"Arabanın hızla Akıncılar Kışlasına gideceğini öğrenince ben hem Murat Yılmaz'a hem de Timurcan Ermiş'e 'Hani bu araba Genelkurmay Başkanlığına gidecekti' diye bağırdım. Ermiş, bana tekrar 'Akıncılar Kışlasında size iletilecek.' dedi. Ben işin içinde başka bir iş olduğunu anladım ve bağırarak kendilerine 'Siz eşkiya mısınız, çete misiniz?' dedim. Bunun üzerine Ermiş bana 'Sizi de aramızda görmek istiyoruz.' dedi. Ben buna şiddetle karşı cevap verdim ve 'Ben sizin adamların yanında niye olayım? Allah hepinizin belasını versin.' dedim. Bunun üzerine Timurcan Ermiş birden belindeki tabancasını çıkartıp bana doğrulttu. Ben, 'Siz de çetenin içindeymişsiniz', aracın önündeki emir subayım Murat Yılmaz'a 'Sen 8 yıldan beri benimle çalışıyorsun. Sen de çetenin içindeymişsin. Yazıklar olsun sana' dedim. Timurcan Ermiş, Akıncılar Kışlasına gidinceye kadar silahı doğrultulmuş şekilde durdu. Bu esnada ben, 'Siz çetesiniz, Allah belanızı versin. Vuracaksan şimdi vur' diye sürekli bağırarak söylenmeye devam ettim. Bir ara Timurcan Ermiş'i Konya'dan getiren minibüs bizim taksinin önüne geçti. Akıncılar Kışlasının kapısına kadar bu şekilde geldik."

"KORUMA EKİBİM BİZİ TAKİP ETTİ"

Akıncılar Kışlasının kapısında, 25-30 kişilik teğmen ya da üsteğmen rütbesinde, tulum şeklinde pilot kıyafetli ve ellerinde açıkta tabancalar bulunan askerlerin kendisini karşıladığını anlatan Mendi, bu kişilerin aracın etrafını üçerli, beşerli şekilde çevirdiklerini söyledi.

Bu arada, düğün salonundan Akıncılar'a kadar arkadan başka bir araçla koruma ekibinin kendilerini takip ettiğini anlatan Mendi, şu ifadeleri verdi:
"Akıncılar Kışlasına gelip durduğumuzda arkamızdan gelen koruma ekibimden Jandarma Astsubay Halil Gözalıcı hemen bizim arabanın şoför mahallindeki eri, arkadaki koruma arabasına gönderdi. Kendisi de bizim aracın şoför mahalline oturdu. Bu esnada Timurcan Ermiş arabadan indi. Önümüzden giden minibüse gidip kapısı açık olan minibüsten içeride oturan birisiyle konuştu ancak kiminle konuştuğunu görmedim. Fakat içerideki bu kişi darbeyi organize eden kişilerden biri olabilir. Daha sonra arabanın etrafını çevreleyen pilotlardan birkaç kişiyle konuştu. Ancak ne konuştuklarını duymadım. Duymam da imkansızdı. Arabadan beni indirmeden demir kapılı olan bir yere arabayla girdik. Sağa dönüp bir yere doğru hareket etmeye başladık. Karanlıkta tek tük ağaç olan bir yerde durduk. Beni araçtan indirdiler. Başlangıçta ışık olan daha sonra dehliz gibi bir yolu olan bir odaya soktular. Bina müstakil binaydı ancak binada hiç cam yoktu. Düz duvardı. Binanın içinde 'sorgu merkezi' yazan bir tabela gördüm. Aralarında yaklaşık 1 metre olan yan yana 2 sandalye vardı."

"YUNANLILARA ESİR OLSAYDIM, BU MUAMELEYİ GÖRMEZDİM"

Burada yanında tulumlu, pilot kıyafetli bir üsteğmen ile iki teğmen bulunduğuna, zaman zaman dışarı çıktıklarına işaret eden Orgeneral Mendi, şöyle devam etti:

"Ancak her zaman mutlaka bir veya ikisi duruyordu. Kısa bir süre geçtikten sonra birden ayak sesleri duydum. Çok kişinin yürüdüğünü anladım. Birden bir tanesi, yüzbaşı olan, diğer teğmen ya da üsteğmen olan 6-7 kişilik bir grup içeri girdi. Bunların başındakinin yüzbaşı olduğunu anladım. Yüzlerini görsem tanırım. Yüzbaşı şu anda hatırlayamadığım, kurdukları teşkilatın adını söyleyerek, 'O kuruluşun adına sizi tutukluyorum.' dedi. Ben buna şiddetle karşı çıktım. Kendisine 'Seni PKK'dan, IÞİD'den korumak için mücadele ediyorum, 46 yıllık subayım. Sen beni tutuklayacağını hangi yetkiye dayanarak söylüyorsun.' diye şiddetle çıkıştım. Bunun üzerine yanda duranlar iki koluma bu plastik kelepçeyi taktılar. İnanılmaz kin ve nefretle kolumu, yani bileklerimi sıktı. Bu esnada ben, 'Yunanlılara esir olsaydım, bu muameleyi görmezdim.' dedim. Daha sonra yan tarafta duran iki kişi ile beraber yüzbaşı da ayaklarımı birleştirip ayaklarımı da kelepçelediler. Ben yine aynı şekilde tepki verdim. Daha sonra kafama gözlerimi de kapatacak şekilde siyah bir kukuletaya (siyah bere) benzer bir şey geçirdiler. Ben, bu bereyi ellerimle çıkarmak istedim. Ellerimi indirdiler, ağzıma da bir bant yapıştırdılar."
Bu ekibin gittiğini, iki teğmen ve üsteğmenin burada kalmaya devam ettiğini, bereyi kafasından tekrar çıkardığını ve yüzünü açtığını anlatan Mendi, "Bunlardan önce ellerimi çok sıktıklarını söyleyince kelepçeyi hafif gevşetmişlerdi. Benim hareketlerim nedeniyle bu sefer önden olacak şekilde bağlanan ellerimi arkadan plastik kelepçe ile tekrar kelepçelediler." dedi.

Yaklaşık 30 dakika sonra yeniden ayak sesleri duymaya başladığını bildiren Mendi, birisini yanındaki sandalyeye oturttuklarını hissettiğini ve "kendisi gibi, arkadaşlardan birisini derdest edip getirdiklerini tahmin ettiğini" söyledi.

Yanına getirdikleri kişinin diğerlerine, "Benim gözlüklerim vardı, sizde mi?" diye sorduğunu, onların da "Evet" yanıtı verdiğini belirten Mendi, sesinden bu kişinin Kara Kuvvetleri Eğitim Doktrin Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu olduğunu anladığını ifade etti. Galip Mendi, ifadesinde şunları kaydetti:
"Kendisine, 'Kamil, sen misin evladım?' diye söyledim. Kamil, 'Evet komutanım, benim' diye cevap verdi. Onun da ağzında bant vardı. Ancak bantlar dille ıslanınca yapışkanları çözülüyordu, bant açılıyordu. Ben kendisiyle aralıklı, zaman zaman konuşmaya başladım. Ona, 'Sana nasıl geldiler' diye sordum. Kendisinin evden üstü başı giyinik olmayacak şekilde, şort ve atletle olduğu halde alındığını, eşinin gözünün önünde kafasına bere geçirerek, ambulansa getirdiklerini ifade etti. Sabaha kadar bu şekilde sandalyede oturarak konuştuk. Biz bu şekilde konuşurken başımızda duran üsteğmen bize pek müdahalede bulunmadı. Biz, Kamil ile beraber başımızda duran üsteğmene evli olup olmadığını sorduk. Evli olduğunu söyleyince nasihatlarda bulunmaya çalıştık. Bu işin sonu olmayacağını ve derhal vazgeçmeleri gerektiğini kendisine söyledik. Benim ve Kamil'in tuvalet ihtiyacı olmuştu. Önce Kamil tuvalete gitmişti, daha sonra ben gittim. Tuvalet 50-60 metre uzaktaydı. Üsteğmen nasihatta bulunduğumuzdan etkilenmiş olacak ki döndüğümüzde arkada olan kelepçeleri önden bağladılar çünkü biz arkadan bağlanmanın çok rahatsız edici olduğunu söylemiştik. Bundan dolayı ellerimizi önden bağladılar ancak ayaklarımızı aynı şekilde tekrar bağladılar. Kamil ile sandalyede oturmaktan kafamız sağa sola kayıyor, 'En azından bir masa getirin' diye Kamil söyledi. Bunun üzerine yere, tahminime göre bir pilot montu koymuşlar, bir de bezlerden yastık yapmışlar, buraya bizi yatırdılar. Bu esnada ayaklarımızı çözdüler. Bu şekilde sabahı ettik."

HER ÞEY NORMAL GÖRÜNÜYORDU

Orgeneral Mendi, Batı Adliyesi savcılarınca mağdur sıfatıyla alınan ifadesinde, Akıncı Kışlası'nda tutulduğu yerde, gece boyunca jetlerin inip kalktığını duyduklarını ve sabah pistin yakınında olduklarını anladıklarını söyledi.

Bu sırada helikopter seslerinin, malzeme taşıyan nakliye uçaklarının seslerinin de geldiğini anlatan Mendi, şu beyanı verdi:

"Uçakların seslerini yükselttiklerini tahmin ettim. Daha sonra Hava Kuvvetleri Komutanımızdan uçakların bu şekilde seslerini yükseltebileceğini öğrendim. Bu ses yükseltmeyi sırf bize baskı olsun diye yaptıklarını anladık. Sabah olduğunu benim saatim fosforlu olduğu için ve kapıdan kısmen ışık sızdığını gördüğümüzde anladık. Saatin 09.00'a doğru geldiğini anladık. Bu esnada odada Kara Kuvvetleri Eğitim Doktrin Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu ve benden başka kimsenin olmadığını fark ettik. Yanımızda kimse olmadığı için kafamızı kapatan bereyi ellerimizle yukarıya kaldırdık. Kapıdan iki kişinin geldiğini gördük. Arkadan ışık vurduğu için yüzlerini seçemedim. Kamil de ben de tuvalet ihtiyacımız olduğunu söyledik. Bir kişi yanımıza geldi, bizi dışarı çıkardı, önce beni çıkardı. Gözlerim açıktı ve bana hiçbir müdahalede bulunmadı. Gözlerim açık şekilde tuvalete gittik. Bu kişi pilot kıyafetli değildi, sivil giyimliydi. Ben kendisine 'Dün akşamkiler nerede' diye sorduğumda bana 'Ben jandarmayım komutanım, sizleri tanıyorum' dedi."

Sürekli bomba ve makineli tüfek sesleri duyduklarını aktaran Mendi, yanlarına gelen bir kişinin, "Uçaklar bombalama yaptığı için Komutanım biraz duralım" dediğini ve koluna girerek tuvalete götürdüğünü söyledi. Bu kişinin "Size saygımız var ama bunu yapmak zorundayız" diyerek kendisini tekrar odaya getirdiğini anlatan Mendi, "Aynı şekilde Kamil de tuvalete gidip geldi. Bombalama sesleri yine geliyordu. Bomba sesleri kesilince bu kişi yine Kamil ile bana gelerek, 'Size dışarıda kahvaltı hazırladık' dedi ve bizi dışarı çıkardı, kapının eşiğine kadar getirdi. Burada bir bank vardı. Bunun üzerinde birkaç lokma yedik. İkimizi de tekrar içeri aldılar. En dış kapı demir kafesli çerçeveli bir kapıydı. Bu kapıyı da üzerime kapattılar." diye konuştu.

"SİZİ VURACAKLAR"

Odada kimse olmayınca Kamil Başoğlu ile rahat hareket etmeye başladıklarını dile getiren Mendi, şöyle devam etti:

"Ayaklarımız bağlı olmadığı için kapının aralığından dışarıyı görmeye çalışıyorduk. Sonunda kapıda koruma astsubayı olan Halil belirdi. Halil Astsubay heyecanlı bir şekilde bana, 'Komutanım duydum, sizi vuracaklar. Süratli bir şekilde derhal burayı terk etmemiz lazım' dedi. Eskişehir'den kalkan uçakların bombalaması sonucunda başımızda duran ve jandarma olduğunu iddia eden kişinin, 'Başarısız olduk' diye mırıldandığını duydum. Halil Astsubay bize 'dışarı çıkalım' diye söyleyince Kamil ve ben koşarak hızla arabanın yanına koştuk. Beni getiren arabaya bindik. Þoför mahalline Astsubay Halil geçti ve 'Komutanım, buradan uzaklaşmamız gerekiyor' diyerek aracı sürdü. Halil Astsubay cep telefonu ile en baştan beri bizi arkadan takip eden ve dışarıda bırakılan koruma aracında bulunan korumalarımdan Astsubay Jandarma Başçavuş Erdem Er'e telefondan 'Sancağı aldım, kurtardım, dışarı çıkmak için hareket ettim' diye söyledi. Buradan süratle çıkış yolu aradık. Sonra yolu bulduk ve ana yola çıktık."

Dışarıda yol güvenliğini tutan polislerin kendilerini durduğunu, kimliklerini öğrendiğinde bir emniyet amiri ve bir polis nezaretinde Kazan Emniyet Müdürlüğüne kadar götürdüklerini, emniyet müdürlüğünde görevli polislerle bir müddet sohbet ettiklerini ve kendilerine çay ikram edildiğini belirten Galip Mendi, "Genelkurmay Başkanının Başbakanlıkta olduğunu öğrendikten sonra oraya gittim. Kendisini dışarı çıkararak bilgi verdim. Daha sonra eve gidip üstümü değiştirdim ve resmi üniformamı giyerek karargaha geçtim" dedi.

"ODALARIN ANAHTARINI TOPLAMIÞLAR"

Karargahta kötü bir manzarayla karşılaştığını dile getiren Mendi, şunları kaydetti:

"Bina harabe edilmiş ve odaların tamamı kullanılamaz hale gelmişti. Cesetler yerdeydi. Orada durumu netleştirdik. Karargah başkanlarını topladım ve yapılacak işleri belirledim. Kendilerine emir verdim. Bir müddet etrafı kontrol ettikten sonra buradan ayrıldım.

Bu olayların olmasına yönelik olay tarih ve saatinden önce hiçbir şey hissetmedik. Ancak olaylardan sonra öğrendiğime göre Kurmay Albay Erkan Öktem'in cuma günü yani darbeye kalkıştıkları gün bir iki saat önce karargahtaki muhtemelen arama yapacakları odaların anahtarını aldığını beyan ettiler. Bunun dışında her şey normal gözüküyordu. Bütün bu olaylar olurken bana müessir fiilde bulunulmadı. Hakaret ve tehditlerde bulunulmadı. Sadece ilk etapta ellerimi çok sıkı olacak şekilde kelepçelediler ve bunu yaparken hakir davrandılar. Beni tutukladığını söyleyen kişi kendisini benden çok üstün görüyordu. Ben bu olaydan dolayı mağdur oldum. Bunu yapanlardan davacı ve şikayetçiyim. Bunun yapan ve alet olanların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyorum."

http://www.hurriyet.com.tr/org-galip-mendinin-ifadeleri-ortaya-cikti-40169041 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Fethullah Gülen'den "İade etmeyin" çağrısı: Batı'nın hizmetindeyiz
Hürriyet Haber26 Temmuz 2016 - 07:43Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 07:53
Fethullah Gülen'den



FETÖ lideri Gülen ABD'ye çağrı yaparak, 'Beni Türkiye'ye iade etmeyin. Ben ve arkadaşlarım Batı'nın hizmetindeyiz' dedi. Terör örgütü elebaşı Gülen, ABD'nin New York Times gazetesine kendi adıyla yazdığı makalede, "Batılı demokrasilerin ılımlı Müslümanlara ihtiyaç duydukları bir dönemde, "hizmet" içindeki ben ve arkadaşlarım Batının yanında yer aldık." diyerek Obama yönetimine mesaj verdi.

Fethullah Gülen, New York Times gazetesinde çıkan yazısında "Türkiye'ye gönderilmesi durumunda adil yargılanmayacağını" öne sürdü.
ABD'den iadesi istenen Fethullah Gülen, Amerikan yönetimine çağrı yaparak Türkiye'ye gönderilmesi durumunda adil yargılanmayacağını iddia etti.
Gülen'in, New York Times gazetesinde çıkan yazısında, "ABD, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a istediğini vermeye direnmeli" ifadeleri yer aldı.
Fethullah Gülen, darbe girişiminin arkasında olmadığını da öne sürdü.
New York Times gazetesinde Fethullah Gülen imzasıyla yayımlanan makelede "Batı'nın ılımlı Müslüman seslere ihtiyacı olan bu dönemde" kendisi ve arkadaşlarının Batı'nın hizmetinde olduğunu söyledi.

http://www.hurriyet.com.tr/fethullah-gulenden-iade-etmeyin-cagrisi-batinin-hizmetindeyiz-40169887 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Yarbay Hakan Karakuş tutuklandı
AA26 Temmuz 2016 - 00:29Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 00:36
Yarbay Hakan Karakuş tutuklandı



Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturmanın şüphelilerinden, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün damadı Yarbay Hakan Karakuş ve 15 Temmuz gecesi bombardımana katıldığı belirtilen Pilot Yarbay Mustafa Azimetli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

FETÖ darbe girişiminin ardından Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, 141. Filo Komutanı Pilot Yarbay Karakuş ve 143. Filo Komutanı Pilot Yarbay Azimetli Ankara Batı Adalet Sarayına getirildi. Þüpheliler, savcılık ifadelerinin ardından tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza mahkemesine çıkarıldı.

Mahkeme, Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Öztürk'ün damadı olan ve darbe girişiminin yapıldığı gece bombardımanda kullanılan uçakları koordine ettiği belirtilen Yarbay Karakuş ile 15 Temmuz gecesi bombardımana katıldığı öne sürülen Yarbay Azimetli'nin tutuklanmasına karar verdi.
Karakuş ve Azimetli, Akıncı Hava Üssü lojmanlarında gözaltına alınmış ve şüphelilerin evlerinde 1'er dolarlık banknotlar ile örgütsel doküman niteliğinde dijital kayıtlar bulunmuştu.
http://www.hurriyet.com.tr/yarbay-hakan-karakus-tutuklandi-40169476 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz