FETÖ

Başlatan EfsaneANKA, 15 Temmuz 2016, 23:50:23

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Darbe için imam fetvası
Fevzi KIZILKOYUN / ANKARA25 Temmuz 2016 - 21:31Son Güncelleme : 25 Temmuz 2016 - 21:33
Darbe için imam fetvası



Darbe girişiminin ana üssü olan Akıncı'da, Ankara Başsavcılığı'ndan bir başsavcıvekili ile 5 savcının 7 gündür yürüttüğü incelemede çok çarpıcı tespitlere ulaşıldı.

Çoğu üst düzey rütbeli 98 darbeci askerin içindeki tek sivil olan Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Temel İslam Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Adil Öksüz'ün de hava üssüne giderek Gülen'in talimatlarını darbecilere ilettiği ve darbe fetvası verdiği öğrenildi. Başsavcılık kaynakları, Öksüz'ün PDY/FETÖ'nün kara kutusu ve askeri havacılık imamı olduğu, Gülen'in 'darbe fetvası'nı askerlere ilettiği, darbe gecesi Gülen'e gelişmeleri aktardığı iddialarını gündeme getirdiler. Öksüz, "Tarla bakmaya gitmiştim" diyerek ifade verdikten sonra serbest bırakılmış, hakkında yeniden yakalama kararı çıkartıldığında ise kayıplara karışmıştı.



BENİ DE REHİN ALDILAR

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın ise rehin alındıktan sonra Akıncı 4. Ana Jet Üssü Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim ve Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk'un bulunduğu odaya götürüldüğü belirlendi.

Akar'a, "Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fethullah Gülen ile görüştürelim" dediği belirtilen Tuğgeneral Hakan Evrim'in ise ifadesinde, savaş uçaklarına bomba ve mühimmat yüklenmesi talimatını kendisinin verdiğini kabul ettiği öğrenildi. Tutuklanan Evrim, "Harekât komutanlığından bana 'PKK'ya yönelik iç güvenlik harekâtı var, uçakları hazırla' talimatı aldım. Daha sonra saat 23.00 sıralarında beni de rehin aldılar. Zorla bana istediklerini yaptırdılar. Saat 23.00'ten sonra önce Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı ardından da diğer kuvvet komutanlarını getirdiler. Akın Öztürk'ün de hava üssüne geldiğini, biraz konuştuklarını, ardından ayrıldığını biliyorum" dedi.

ODAYA AKAR GETİRİLDİ

Akıncı Hava Üssü'nde yakalanan İzmir Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk'un ise Üs komutanı Hakan Evrim'i ziyarette gittim. Kardeşim Ankara'da oturuyordu, hafta sonunu kardeşimin yanında geçirecektim" diye ifade verdiği öğrenildi. Savcılığın, "Saat 14.00'te gitmenize rağmen darbe girişimi saatinde üste ne yapıyordunuz?" sorusuna ise tutuklu Tümgeneral Selçuk, "Sohbet uzadı" yanıtını verdi. Akar'ın hava üssüne getirilişini de anlatan Tümgeneral Selçuk, "Ben ve Hakan Evrim'in bulunduğumuz odaya Hulusi Akar getirildi. Yüzünde yara vardı, odada televizyondan olayları izledik. Akın Öztürk de sonra geldi, diğer kuvvet komutanlarının da getirildiğini gördüm" dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/darbe-icin-imam-fetvasi-40169274 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Hulusi Akar'ın Cevaplamadığı Sorular

15 Temmuz gecesi olup bitenlere dair söyleyecekleri en çok merak edilen isim Genelkurmay Başkanı Akar'dı. Ancak ifadesinde temel soruların cevabı yok.

15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasından sonra herkesin gözlerini çevirdiği isim Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'dı. Darbeye karşı çıkmış, darbecilerin imzalatmak istediği bildiriyi imzalamamış, 'kanaat önderimiz Gülen ile sizi görüştürelim' teklifini geri çevirmişti. Bu haliyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kendisine teşekkür edilmişti.

Ancak Genelkurmay Başkanı Akar darbe gecesi tam olarak ne olup ne bittiğini kamuoyuna tatminkar açıklamalar yapmış değil. Akar'ın ifadesi bu açıdan önemliydi, darbeye dair temel soruların burada aydınlığa kavuşması bekleniyordu ancak öyle olmadı.

Hulusi Akar ifadesinde saat 17-18 sıralarında Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in yanına geldiğini ve kendisine MİT'ten gelen bilgiyi aktardığını, bu bilgiyle ilgili görüşmek üzere MİT'ten bir heyetin yolda olduğunu söylediğini belirtiyor:

"Bilginin geldiği makam itibarıyla ciddiye aldık. Ben, Yaşar Paşa ve Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak ile acilen alınacak tedbirleri tartışmaya başladık. Derhal ve öncelikle karargahımızdaki SKKHM ile görüşüp sadece Ankara hava sahasının değil, tüm Türkiye hava sahasında bulunan askeri helikopter ve uçakları kapsadığını, dolayısıyla havada bulunan askeri uçak ve helikopterlerin üslerine dönmesi, yeni kalkışlara da engel olunmasına ilişkin emrimi ilgili komutanlara verdim. 2. Başkan Yaşar Güler de bu emri Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezine iletti ve bu şekilde tüm askeri hava araçlarının uçuşlarının durdurulması emrimiz ulaştırılmış oldu. MİT'ten gelen bilginin teyidi ve netleştirilmesi bakımından ve bilgide belirtilen uçuş faaliyetlerinin somutlaştırılması ihtimaline binaen bu hususun açıklığa kavuşturulması için Kara Kuvvetleri Komutanına derhal gereken en hızlı ve etkili tedbir ile işin üzerine gidilmesi için emirlerimi verdim. Kurmay Başkanı, Merkez Komutanlığından ve Adli Müşavirlikten personeller alıp, Kara Havacılık Okuluna derhal gitmesi, olayı tereddüde yer bırakmayacak şekilde çözüp, idari ve adli tedbirleri ivedi bir şekilde almasını talimatlandırdım. Gittiğinde devamlı bilgi vermesini söyledim.

Değerlendirmelerimizde ve gelen bilginin daha büyük bir planın parçası olabileceğini mütalaa ettik ve aldığımız bu tedbirlerle yetinmeyerek, Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak'ı telefondan arayıp, bizzat Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümenine gitmesini, hiçbir tankın ve zırhlı aracın hiçbir sebeple birlik dışına çıkmasına müsaade edilmemesi yönünde tedbirler almasını emrettim. Bu şekilde öncelikle tedbirleri aldıktan sonra toplantımız bitti."

CUMHURBAÞKANI VE BAÞBAKANI NEDEN ARAMADI?

Bu ifadeden sonra da darbe istihbaratının alınmasından darbecilerin harekete geçtiği ana kadar atılan adımlara ilişkin soru işaretleri devam ediyor. En önemli soru Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a bilgi verilmemesiyle ilgiliydi. Saat 16.00'da gelen istihbaratın 18.30'a doğru teyidinin de alındığı biliniyor. Buna dayanarak ilgili birimlere emirler gönderildi. Ancak 18.30'dan sonra bile Genelkurmay Başkanı'nın Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile hiçbir şekilde temas etmediği ortaya çıktı. Akar'ın bu durumu nasıl izah ettiği yazılı ifadesinde yok.

HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI'NA NEDEN BİLGİ VERMEDİ?

Akar'dan cevabı beklenen kritik bir soru da darbe istihbaratının teyidinin ardından neredeyse bütün hava unsurlarına emirler gönderilirken Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'a hiçbir şekilde haber vermemesiyle ilgiliydi. İstanbul'da bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı'nın istihbaratın alındığı saat 16.00'dan Akıncı Üssü'nden ilk uçağın kalktığı 21.45'e kadar hiçbir şeyden haberi olmamış, saat 23.00 civarında da düğün için bulunduğu mekânda darbeciler tarafından derdest edilmişti.

Akar'ın Orgeneral Abidin Ünal'a neden haber vermediğinin cevabı Anadolu Ajansı tarafından geçilen altı sayfalı yazılı ifadesinde yok.

İFADEDE HAKAN FİDAN GÖRÜÞMESİ YOK

Akar ifadesinde Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in kendisine bilgiyi getirdiği anda MİT'ten gelen bir heyetin yolda olduğunu söylediğini belirtiyor. Ancak daha sonra Akar'ın ifadesinde MİT heyeti ile bir görüşme gerçekleştiğine dair bir anlatım yok. Oysa Hürriyet Gazetesi Yazarı Abdülkadir Selvi o geceyi anlattığı yazısında saat 18:00'de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile bir toplantı yapıldığını belirtmişti.

Bundan sonra Genelkurmay Başkanı ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ayrıca görüştüklerini yazmış, Al Jazeera Türk de Akar ile Fidan arasında bir görüşme olduğunu kendi kaynaklarından teyit etmişti. Kaldı ki Akar'ın yaveri Levent Türkkan da ifadesinde Hakan Fidan'ın karargâhtan ayrılmasından sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan darbeci unsurların karargâha girmeye başladığını anlatıyordu.

Hulusi Akar, saat 16.00'dan sonraki trafiği anlatırken MİT Müsteşarı Fidan ile yapılan bir görüşmeden söz etmiyor.

AKIN ÖZTÜRK MUAMMASI DEVAM EDİYOR

21 Temmuz tarihinde TSK tarafından yapılan açıklamada darbenin lideri olduğu öne sürülen ve halen tutuklu olan Emekli Orgeneral Akın Öztürk'ün aranarak "Akıncı Üssü'nden kalkan uçakların yasa dışı olduğu, ivedilikle Akıncı'ya giderek oradaki kalkışmada bulunanları ikna etmesini istemiştir." denilmişti. Bu açıklama TSK, Öztürk'ü "temize çıkardı" şeklinde yorumlanmıştı. Oysa Hulusi Akar ifadesinde darbecilerin teslim olma kararını vermelerinin ardından kendisi ile birlikte Başbakanlığa gelmek isteyen Akın Öztürk için;

"Ben pozisyonu itibariyle ve gece boyunca şahsıyla yaşadığım izlenimler karşısında bunun uygun olmayacağını düşündüm ve "Sen burada kal, kızının evi burada" dedim." diyor. Akar'ın bu ifadesi Akın Öztürk hakkındaki ilk TSK açıklamasındaki "temize çıkarma" yaklaşımından uzak.

TUĞGENERAL DİÞLİ NEDEN HELİKOPTERDEYDİ?

Darbe girişiminin önemli isimlerinden olan ve halen tutuklu bulunan Tuğgeneral Mehmet Dişli. Hulusi Akar, darbeciler tarafından bırakılınca onunla birlikte aynı helikopter ile Başbakanlığa gelmişti. Akar, Dişli'ye ilişkin iki farklı yerde anlatımlarda bulunuyor. Akar'ın anlatımlarına göre kendisi darbe girişimimin başladığını Dişli'den öğreniyor:

"Dişli, oturmakta olduğum masadaki sandalyelerden birine oturup heyecanlı ve geçmişte bildiğim, alışık olduğum ruh halinden farklı bir tarzda 'Komutanım operasyon başlıyor, herkesi alacağız, taburlar, tugaylar yola çıktı. Biraz sonra göreceksiniz' gibi şeyler söyledi. Ben ilk önce anlamlandıramadım. Cümle içinde belki 'uçaklar' demiş olabilir. Ancak bunun bir kalkışma olarak ifade edebileceğim bir operasyon olduğunu anladım ve hiddetle 'Ne diyorsun ulan sen, ne operasyonu, sen manyak mısın, sakın ha' şeklinde bağırdım"

Akar söylediklerini "ilk önce anlamlandıramadım" dediği Dişli ile beraber Başbakanlığa gidişini ise ifadesinde şöyle anlattı:

"Birisi bir helikopteri işaret etti ve onu çalıştırdılar. Fakat biri üsten kalkan helikopterlere ateş edilebileceğini söyleyince 'Genelkurmay Başkanının içerisinde olduğunun belirtilmesi gerekir' gibi bir şey söylendi. Hatta, ben Mehmet Dişli'ye, 'Sen kal' dediğim halde bu hususu belirterek, 'Ben telefon ile irtibat kuracağım' dedi. Helikopter hareket ederken telefon ile son durumu bir yerlere iletti. Helikopter havadayken de bir yerlerle irtibat halindeydi. Sonuçta Çankaya Köşkü'nde Başbakanlığa iniş yaptık. Başbakanlık Müsteşarı bizi karşıladı. Ben ve peşimde Mehmet Dişli geldi. Açıkçası arkamdan gelenleri kontrol etmedim. Başbakanlık binasına girdik. Bu şekilde ben de hürriyetime kavuştum. Müsteşar Bey ile baş başayken bana peşimden gelenin kim olduğunu sordu. Ben de yaşadığım olayları kısaca özetledim ve Mehmet Dişli'nin gözaltına alınmasının uygun olacağını değerlendirdim. Zaten bilahare gözaltı işlemi yapıldığını öğrendim."

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın ifadesi iki ayrı günde alındı. İlk olarak 18 Temmuz 2016' günü alınmaya başlanan ifadeye Akar'ın iş yoğunluğu ara verildi. İfade ertesi gün yani 19 Temmuz 2016'da tamamlandı. (Kaynak: Al Jazeera)

http://www.sondakika.com/haber/haber-hulusi-akar-in-cevaplamadigi-sorular-8647197/ Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

İki komutan Kabil'den Dubai'ye kaçarken yakalandı

AA26 Temmuz 2016 - 09:13Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 09:47
İki komutan Kabil'den Dubai'ye kaçarken yakalandı



Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentine kaçmaya çalışan Afganistan'daki Türk Görev Gücü Komutanı Tümgeneral Cahit Bakır ile Kabil Eğitim, Yardım ve Danışma Komutanı Tuğgeneral Þener Topuç yakalandı.

Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Bakır ve Topuç'un başkent Kabil'den Dubai'ye kaçtıklarını öğrenen Dışişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı harekete geçti.

Bu kapsamda, hızla yapılan girişimler ve Birleşik Arap Emirlikleri makamlarının işbirliği sayesinde söz konusu şahıslar Dubai Havaalanı'nda yakalandı.
Bakır ve Topuç, bu sabah Türkiye'ye getirildi.

http://www.hurriyet.com.tr/iki-komutan-kabilden-dubaiye-kacarken-yakalandi-40169992 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Darbe gecesi kimsenin bilmediği çatışma

Hürriyet Haber26 Temmuz 2016 - 09:11Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 09:20
Darbe gecesi kimsenin bilmediği çatışma



Balyoz Davası'ndan 3'er yıl hapis yatan 3 subay, darbe girişimini gece evde öğrendi. Beylik tabancalarını alıp sivil kıyafetle Jandarma Genel Komutanlığı'na koştular ve darbecilerle sabaha kadar çatıştılar.

15 Temmuz Darbe Girişimi gecesi Jandarma Genel Komutanlığı'nı karargah olarak kullanmayı hedefleyen darbeci askerler, ilk olarak Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'yi rehin aldı. Ardından komutanlığı ele geçirmek için harekete geçmişlerdi. Komutanlıkta çok şiddetli çatışmalar yaşandı ve darbeciler helikopter ve savaş uçaklarından destek isteyerek komutanlığı bombalattı.

BALYOZ'DAN CEZA ALMIÞLARDI

Posta'nın haberine göre, darbe girişimini duyan Jandarma Genel Komutanlığı Personel Daire Başkanı Kurmay Albay Aziz Yılmaz, Jandarma Plan Prensip Başkanı Tuğgeneral Ahmet Hacıoğlu ile Kurmay Albay Ali Demir'i aradı. Bu üç askerin ortak özelliği, Balyoz Davası'nda 16 yıl hapis ceza almaları ve 3'er yıl hapis yatmalarıydı.

Darbe gecesi kimsenin bilmediği çatışma

18 HAİN İÇERİ GİRMİÞTİ

Balyoz mağduru komutanlar aynı askeri lojmanda oturuyorlardı. Bu üç askere Albay Nurettin Alkan ile Albay Güven Þağban da katıldı. Yanlarında sadece beylik tabancaları vardı. Sivil kıyafetlerle bir otomobile binip Jandarma Genel Komutanlığı'na gittiler. Darbeci Kurmay Yarbay Süleyman Karaca karagahı ele geçirmek için 18 darbeci askerle komutanlığın içindeydi.

DESTEK GELENE KADAR ATEÞ

Bu 5 subay çatışarak içeri girdiler. Albay Nurettin Alkan kolundan yaralandı. Çatışma sabaha kadar sürdü. Bu 5 subay destek gelene kadar Jandarma Genel Komutanlığı'nın darbecilerin eline geçmesini önledi. Özel Kuvvetler de sabah 07.00'de operasyon düzenleyip darbecileri etkisiz hale getirdi.

http://www.hurriyet.com.tr/darbe-gecesi-kimsenin-bilmedigi-catisma-40169988 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Bahçeli'den flaş açıklamalar

Hürriyet Haber26 Temmuz 2016 - 10:37Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 10:50
Bahçeli'den flaş açıklamalar



MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bu darbenin arkasında CIA'nın olduğu iddiaları dillendirilmektedir. Þayet bu iddialar doğruysa yani hainlerin arkasında CIA ve Pentagon duruyorsa karşımızda çok ciddi bir sorun var demektir. ABD bunun altından kalkamayacaktır. Eğer böyleyse iki ülke arasındaki dostluk ve müttefiklik ilişkisi ciddi anlamda zarar görecektir" dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den satır başları şöyle:

Türkiye ile hesabı olan çevreler terörist başı Gülen'i koz olarak ellerinde tutmuşlardır. FETÖ'cü terör çetesi kimin işine yarıyorsa onun tarafından silah gibi kullanılmıştır. Türkiye tarihindeki darbe girişimlerinden hiçbiri Türkiye Cumhuriyeti'ni bu kadar derinden sarsmamıştır. Bize göre 15 Temmuz bir işgal teşebbüsüdür. 15 Temmuz'da TBMM'yi bombalayan namussuzlarla Osmangazi'nin türbesini tekmeleyen barbarlar arasında hiç fark yoktur. FETÖ terör örgütü düşmanın ta kendisidir, lanet oluşumudur. Din ve iman muhalifidir. Paralel devlet yapısı Türkiye'ye PKK kadar ağır darbe vurmaya cüret eden şebekedir. Bunlar devleti ele geçirip tüm güvenlik kilitlerini kırarak devleti parçalamayı amaçlamışlardır. Þu ana kadar 13 bini aşkın kişi gözaltına alınmıştır. 45 bin 954 kamu görevlisi görevinden uzaklaştırılmıştır. TSK'nın general kadrosunun yüzde 35'i şu anda demir parmaklıklar arasındadır.

Bizim anlayışımıza göre OHAL millete karşı alınmış bir karar değil, millete pusu kuranlara karşı anayasal bir tedbirdir. FETÖ terör örgütünün ve bunun yanında duran zararlı oluşumların temizlenmesi için OHAL bir yöntemdir. Paralel devlet yapılanmasının tüm yönleri araştırılmalıdır.

Bu yapılırken suçsuz günahsız insanlarımızı mağdur etmek en az terör örgütünün yaptığı kadar yanlıştır. Toplu görevden almalar yaparken sağlam delillere dayanmak esastır. İdari tedbirler hızla alınırken mazlumlara ilişilmemiştir. Suçlu ile suçsuz birbirine karıştırılmamalıdır. Bu milletin tertemiz ve şerefli evlatları sokaklarda işsiz güçsüz gezerken, terör örgütü FETÖ'nün TSK'ya yasa dışı yollardan girip devlete saldırma aşamasına gelmesi herkese ders olmalıdır. Yıllarca pırıl pırıl milliyetçi, ülkücü kimseler bürokrasiden dışlanmıştır. AKP Hükümeti de maalesef buna sessiz kalmış, çoğu kez de ortak olmuştur. Önce Türk Milleti, önce Türkiye demedikten sonra allame olsa ne yazacak? Hem övüneceğiz, hem çok çalışacağız. Bizim bizden başka dostumuz yoktur. Bunu bileceğiz ve unutmayacağız.

Bu darbenin arkasında CIA'nın olduğu iddiaları dillendirilmektedir. Þayet bu iddialar doğruysa yani hainlerin arkasında CIA ve Pentagon duruyorsa karşımızda çok ciddi bir sorun var demektir. ABD bunun altından kalkamayacaktır. Eğer böyleyse iki ülke arasındaki dostluk ve müttefiklik ilişkisi ciddi anlamda zarar görecektir. Suriye'deki kabus atmosferi Türkiye'ye kaydırılmak istenmektedir. 

http://www.hurriyet.com.tr/bahceli-hic-biri-bu-kadar-derinden-sarsmadi-40170130 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Emekli binbaşıdan çarpıcı sözler

AA26 Temmuz 2016 - 11:25Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 12:06
Emekli binbaşıdan çarpıcı sözler

Hava Kuvvetleri Komutanlığından 2010 yılında "Binbaşı" rütbesindeyken zorla emekli edilmeye çalışılan ve daha sonra istifa ettirilen Hakan Filiz, askeri hayatı boyunca Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeleriyle yaşadıklarını ve mücadelesini anlattı.

Filiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1985'te Kuleli Askeri Lisesini kazandığını, mezun olduktan sonra 1989 yılında başladığı Hava Harp Okulundan 5 yıl sonra "havacı teğmen" olarak mezun olduğunu belirtti.

2007 yılına kadar çeşitli komutanlıklarda görev yaptığına işaret eden Hakan Filiz, 2007-2010 arası ise Orgeneral Akın Öztürk'ü mahkemeye verdiği sürecin başladığını ve uçuşlarının durdurulup, binbaşı rütbesiyle ordudan ayrılmak zorunda bırakıldığını söyledi.

Ordudan istifa ettirilen ve halen özel bir havayolu şirketinde pilot olarak görev yapan Filiz, 1986 yılında askeri lisedeki ikinci yılında yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
"Okul komutanımız Kurmay Albay Yaşar Büyükanıt'tı. Derslerimize devam ederken sınıftan bazı arkadaşlarımızı dersten alıp, bir süre sonra geri göndermeye başladılar. İlk başlarda ne olduğunu anlamamıştık. Daha sonra sayı artmaya başlayınca, ben çağrılanlardan birine neler olduğunu sordum. Benim için bu konuşma 'milat' niteliğindedir. 'Bizi okuldan atacaklar, Biz Fetullah Gülen'in elemanlarının ortaokullardaki başarılı gördüğü ve daha sonra soruları vererek bu okula soktuğu çocuklarız. Bizi atacaklar ama önümüzde ve arkamızda gelenler var. Başka okullarda okuyanlar var. Biz Türkiye'nin 2020'li yıllarının orgeneralleri, hakim ve savcıları, polis müdürleri olacağız. Devleti ele geçireceğiz. Bu küçük grubu atmaları bu gerçeği değiştirmeyecek.'
Bu konuşmadan birkaç gün sonra küçük grup dediği yaklaşık 80 öğrenci okuldan atıldı. Hafta sonu, 'dayıma, amcama gidiyorum' diye çarşı iznine çıkan bu kişiler meğerse ışık evlerinde paralel bir eğitim daha alıyorlarmış."

Hakan Filiz, 1989 yılında Hava Harp Okulu seçmelerine katıldıklarını, ancak Kuleli Askeri Lisesinden gelen öğrencilere tam manasıyla bir zulüm yapıldığını belirterek, diğerlerinden farklı muamele gördüklerine işaret etti.

Fareli koğuşlarda yatırılıp, her gün dikenli arazide süründürüldüklerini aktaran Filiz, "Birçok arkadaşımız vazgeçmek zorunda kaldı ve bıraktı. O yıl aramızdan çok az kişi okula girebildi. Sonradan anladık ki bizim devremiz bunlardan arındırıldığı için diğer okullardan gelenlere yer açmaya çalışıyorlarmış. Teknolojiye çok önem veriyorlardı. Cep telefonlarının ilk çıktığı yıllarda ses kaydı yapan cep telefonlarından edindiler. Bu kayıt ve arşiv çalışmalarının daha sonraki Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında ne işe yaradığını hep beraber gördük. O yıllarda işlerine yarayabilecek her şeyi kaydetmeye, kişiler hakkında dosyalar oluşturmaya başladılar." şeklinde konuştu.

FETÖ üyelerinin teşkilat olarak önceliklerinin kendi adamlarının sisteme girmesiyle olacağı için ilk örgütlenmeyi eğitim kurumlarında ve insan kaynağı alımı yapan yerlerde yaptıklarını ifade eden Hakan Filiz, Hava Harp Okulu Ölçme ve Değerlendirme gibi bölümlerde sivil kaynaktan tahsis edilen subaylar vasıtasıyla soruların bunlara sızdırıldığına bizzat şahit olduğunu vurguladı.

"Seçilmeden o uçaklara bindiklerinden kabiliyetsizdirler"

Bir subayın Hava Kuvvetlerinde yükselebilmesi ve general olabilmesi için ilk önce pilot olması gerektiğini anımsatan Filiz, kendi uçuş öğretmenlerini kendi öğrencileriyle uçurduklarını ve bu şekilde pilot yaptıklarını, hak etmedikleri halde pilot olduklarını dile getirdi.

Bu şekilde bir organizasyon yapmadan hiçbirinin pilot olamayacağına inandığına dikkati çeken Hakan Filiz, "Pilotluk, vatan, millet sevgisiyle çelikleşmiş cesur bir yürek gerektirir. Tutuklanan pilotlara bakınız. Hiçbirinin gözünde o ışığı göremezsiniz. Çünkü cesur değillerdir, bu işi baştan beri başkalarının hizmetinde yaptıklarından o heyecanı duyamazlar. Hak etmeden o payeyi aldıklarından öz güvenleri yoktur. Seçilmeden o uçaklara bindiklerinden kabiliyetsizdirler, kalkışma günü altlarında dünyanın en iyi savaş makinesi olmasına rağmen yaptıkları beceriksizlikler bunun kanıtıdır." diye konuştu.

Hızla ve rakipsiz olarak generalliğe kadar ilerlediler

FETÖ'cülerin kendilerinden olmayan başarılı pilot subayları tasviye etmek için de çeşitli hastalıklar uydurduklarını, bu konuda delilleri bulunduğunu bildiren Filiz, bazı subayların ise Ergenekon ve Balyoz davalarıyla etkisiz hale getirildiğini aktardı.
Hakan Filiz, FETÖ'cülerin bu sayede önleri boş olduğundan hızla ve rakipsiz olarak ilerlediklerini ve tümgenerallik seviyelerine kadar geldiklerine işaret etti.

"Bu yakalananlar buz dağının görünen kısmıdır." diyen Filiz, "Hangi siyasi görüşü desteklediğinizi bir kenara bırakarak, bu temizlik harekatına destek olunuz. Devletimizin bütün kurumlarını bir an önce bu hainlerden temizleyerek, gelebilecek ikinci dalga tehditlerin önüne geçmeliyiz." ifadelerini kullandı.

"Altın nesil"

Hakan Filiz, şu anda darbe girişimi nedeniyle yakalanan tuğgeneral rütbesinin altında "Altın nesil" denilen albay ve yarbay bir kadro bulunduğunu belirterek, "Biz 1985 yılında askeri okula girerken sorular verilip de giren asıl ekip var. Bunlar çok kalabalıklar. Asıl onlar şu anda deşifre olmadı. Þu an deşifre olan kısım 3'te 1'i. Askerlik öyle bir meslek ki aranızda bir hain bile olsa bütün güç dengesini alt üst ediyor. Güneydoğu'da askerimiz sürekli pusuya düşüyor. Sürekli nasıl pusuya düşer bir ordu? İçinizde hain var çünkü." dedi.

Çiğli Hava Üssünde eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün yakınında görev yaptığını anlatan Filiz, kendisine bunları hep söylediğini, ancak Öztürk'ün kulak arkası ettiğini dile getirdi.

"ABD'li binbaşı yakaladım, Akın Öztürk beni hastaneye kapattı"

Hakan Filiz, Çiğli'de 2007 yılında bir filo gecesi düzenlendiğini ve o dönem üsse telefon ve kamera sokulmasının yasak olduğunu belirterek, "Burada bir tane yabancı personel gördüm. Kamerayla çekim yapıyor. Sıkıştırdım biraz kendisini. Daha sonra ben bu adamı Akın Öztürk'e rapor ettim. Meğer bu kişi İncirlik Hava Üssünün istihbaratçı binbaşısıymış, Amerikalı. Bu adamın normalde askeri savcılığa verilip cezalandırılması lazım. Burada başladı bizim eziyetimiz." ifadelerini kullandı.

Kendisinden dilekçeyi geri çekmesinin istendiğini anlatan Filiz, "Akın Öztürk, doktorları, psikologları başıma sardı. Uçuşu kesti. Hastaneye silah zoruyla kapattırdı. 6 gün içeride bıraktıktan sonra 6 ay istirahat verildi. Doktor görmeden raporlar geliyor. 3 yılı tamamlayıp emekli etmeye çalıştılar. Ben bu durumu bir üst komutana ilettim. Oradan da 'Burada bir suç unsuru yoktur' diye cevap geldi. Hava Kuvvetleri Komutanına konuyu arz ettim. Oradan da cevap gelmedi. Er koğuşunda yatırıldım, zorla ilaç vermeye çalıştılar." şeklinde konuştu.

O dönem duruşmalı mahkeme talep ettiğini, mahkemeye çıktığında olan biteni anlattığını vurgulayan Hakan Filiz, şöyle devam etti:
"Bütün bu olaylardan sonra o dönem korgeneral olan Akın Öztürk, o zamanki sağlık komutanı, GATA'da psikiyatri bölümünde görevli birçok profesör, doçent ve doktor, Hava Kuvvetlerine ait birçok kurmay subaya, 'vatana ihanet ve çete oluşturma' suçlamasında bulundum. Mahkemeye, ya bu adamları araştıracaksınız ya da beni iftira atmaktan hapse atacaksınız, size başka bir seçim şansı kalmıyor dedim. Mahkeme, davayı almadı ve konu böylece kapanmış oldu."

Filiz, bir yandan da raporunun bittiğini ve emre itaatsizlik yaparak yeniden hastaneye gitmediğini aktardı.

"FETÖ'cüler hiçbir zaman ön cephede çalışmazlar. Hep böyle masa başı, koordinasyon, istihbarat, personel, eğitim... Hep geleceğe doğru çalıştıkları için çok iyi bir av pilotu, savaş pilotu, komando çıkmaz içlerinden." diyen Hakan Filiz, şunları kaydetti:
"SAT komandolarındaki yapılanmalarına da çok şaşırdım. Bunlardan savaşçı çıkmasına çok şaşırdım. Hala daha inanamıyorum. Eline silah alıp göğüs göğüse mücadele edecek yürekleri yok çünkü memleket için, millet için yapmıyorlar ama komplo konusunda uzman oldukları aşikardır."

http://www.hurriyet.com.tr/emekli-binbasidan-carpici-sozler-40170215 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

İşte Yarbay Karakuş'un ifadesi

AA26 Temmuz 2016 - 14:55Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 15:29
İşte Yarbay Karakuş'un ifadesi



Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün damadı Yarbay Hakan Karakuş, darbe girişiminin saat 22.30'da farkına vardığını belirterek, "Dürbünle baktığımda komutanı arabaya bindirip 141. Filo'ya götürdüler, hava karanlık olduğundan elleri bağlı olup olmadığını göremedim. Sabaha karşı helikopter ve uçaklar geldi, pist ve kuleye atış yaptılar. Helikopterler saat 06.00 civarından piste iniş yapınca, Özel Kuvvet elemanları indi, kuleye ateş açılınca sığınağa kaçtım, 06.30'da da eve kaçtım" dedi.

Karakuş, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığında savcılara verdiği ifadede, 14 Temmuz günü Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim'in, "havanın sıcak olması nedeniyle 15 Temmuz'da blok uçuş planlaması" yapıldığını söylediğini aktardı.

Uçuşların 13.30 itibarıyla bittiğini, 141. Filo'ya gittiğini, burada emekli subay Dursun Dönmez'i gördüğünü anlatan Karakuş, şu ifadeleri kullandı:

"Bizim filonun eski komutanı olduğu için filoyu gezdirdim. Saat 14.00'te banka işlerimi halletmek için filodan çıktım. Babamın kredi borcunu yatırmak için bankaya gittim. 17.00'de lojmana geldim. Evde bulunduğum sırada Yüzbaşı Pilot Erhan Güner beni aradı. Ben Filo'ya 19.00'da geldiğimde harekat komutanını cepten aradım. Terörle mücadele harekatı olacağını, kimsenin filodan ayrılmamasını ve dışarıdan pilot çağrılmasına gerek olmadığını söyledi. Ben bu sırada kursiyerlere terörle mücadele uçuşuyla ilgili konuşma yaptım. Albay Ahmet Özçetin beni arayarak, Yuva-4 misafirhanesine kursiyerleri yerleştirmemi, kuleye geçmemi söyledi ve uçuş kontrol amiri olarak görev yapacağımı söyledi.

Kuleye gittiğimde Yarbay Murat Doğan, Üsteğmen Mustafa Enez, Yarbay Nihat Altıntop ve ismini bilmediğim üç astsubay vardı. Kule ve harekat amiri Yarbay Nihat Altıntop'tur. 'Terörle mücadele uçuşu için yakıt yeter mi' diye sordum, bana 'Tanker uçak kalkacak' dedi. 21.30'da kuledeydim. 2 uçak üstten kalkış istedi, pilotların kim olduğunu bilmiyorum. Sonra tekrar iniş yaptılar, bir terslik olduğunu anladım, harekat amiri Ahmet Özçetin'e sordum. Onların görevlerini yaptığını, bizim karışmamamız gerektiğini söyledi. Daha sonra uçaklar ışıklarını yakmadan pistten kalkmaya başladı. İlk uçuşlar 21.30 civarında yapıldıktan sonra, kontrolsüz olarak uçaklar indi."

"UÇAKLARIN İNCİRLİK'E AİT OLDUĞUNU ÖĞRENDİK"

Hakan Karakuş, Kule'den uyarı yapmalarına rağmen 12-13 uçağın belirli aralıklarla iniş yaptığını, gece saat 04.00'te bordo berelilerin geldiğini aktararak, şöyle konuştu:

"Kuleye beni ve Nihat Yarbay'ı sordular, kendileriyle gelmemizi istediler. Birlikte giderken uçuş emniyetini sağlamam üzerine beni orada bırakıp Nihat Yarbay'ı götürdüler. Üsteğmen Mustafa Enez ve üç astsubay kulede bekledik. Sabah 05.00'te bir uçak daha kalktı. Dışarıdan gelen uçaklar pisti bombaladı. Bu uçakların İncirlik'e ait olduğunu öğrendik. Darbe girişiminin 22.30'da farkına vardım. Helikopterler çok fazla inip kalkıyordu, kim tarafından kontrol ediliyor bilmiyordum. Gece 00.00 sıralarında 'casa uçağıyla' Hava Kuvvetleri Komutanının geldiğini söylediler, ben de olayların durulacağını düşündüm. Dürbünle baktığımda komutanı arabaya bindirip 141. Filo'ya götürdüler, hava karanlık olduğundan elleri bağlı olup olmadığını göremedim. Sabaha karşı helikopter ve uçaklar geldi, pist ve kuleye atış yaptılar. Helikopterler saat 06.00 civarından piste iniş yapınca, Özel Kuvvet elemanları indi, kuleye ateş açılınca sığınağa kaçtım, 06.30'da da eve kaçtım."

"AKIN ÖZTÜRK'Ü HİÇ GÖRMEDİM"

Karakuş, kayınpederi Akın Öztürk ile ilgili savcılığa şunları söyledi:

"YAÞ üyesi Akın Öztürk benim kayınpederimdir. Cuma misafir olarak geldi, cumartesi lojmandan üsse gittiğini Fatih Çavur'dan duydum. Sabaha karşı Hulusi Akar'ın bulunduğu yere gittim ama Akın Öztürk'ü hiç görmedim. Yurtta Sulh Konseyi'nden haberim yoktur. Nihat Yarbay'ın bana iletmesiyle duydum. Kimlerden oluştuğunu ve ne olduğunu bilmiyorum."

"1 DOLARLARI ARTAN PARA ÜSTLERİNDEN BİRİKTİRDİM"

Hakan Karakuş, evinde bulunan doların sorulması üzerine de "Evimde yapılan aramada 69 adet 1 dolar buldular. Ben bu dolarları Amerika'ya tatbikata gittiğimde harcamalar sonrasında artan para üstleri şeklinde biriktirdim. Onlar hatıra olsun diye çekmecede duruyordu. Kimseye 1 dolar vermedim, kimseden de almadım. FETÖ/PDY ile bağlantım yoktur. Sülalemde de yoktur, dershaneye bile hiç gitmedim" diye konuştu.

http://www.hurriyet.com.tr/iste-yarbay-karakusun-ifadesi-40170533 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

'Ben senin FETÖ'cü olmadığını nereden bileyim'

ADANA (AA)26 Temmuz 2016 - 15:21Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 15:27
'Ben senin FETÖ'cü olmadığını nereden bileyim'



Adana Valisi Mahmut Demirtaş, darbe girişimi gecesini anlattı. Vali Demirtaş, "Eskişehir'den bir tuğgeneral telefonla beni aradı. Bize 'Sayın Valim Başbakan'ı korumak için üç tane F-16'ya ihtiyacımız var. Müsaade ederseniz İncirlik'ten kaldırmayı düşünüyoruz' dedi. Biz de kendisine 'Kardeşim bundan sonra sizin de FETÖ'ye üye olup olmadığınız nasıl bileceğim. Siz ne taraftasınız. Kusura bakmayın müsaade edemeyiz' dedik. Araştırdık, general FETÖ'cüymüş. Tutuklu şu anda" diye konuştu.

Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında İncirlik'te konuşlu 10. Tanker Üs Komutanlığından üç F-16 istendiğini ancak izin vermediğini belirtti. Demirtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, darbecilerin hain olduğunu, Türk toplumunun bugüne kadar böyle bir ihanetle karşı karşıya kalmadığını söyledi.

İncirlik'te konuşlu askeri birliğin darbeciler için de önem taşıdığını anlatan Demirtaş, buna karşı önlemler aldıklarını, üsten kimsenin girip çıkmasına izin vermediklerini kaydetti. Olay günü polis telsizinden darbeci söylemlerini anons eden polis memurlarını hemen tespit edip gözaltı işlemleri gerçekleştirdiklerini bildiren Demirtaş, olaylar sırasında kentte güvenlik birimlerinden geniş destek gördüklerini belirtti.

Demirtaş, Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek'in anonsuyla darbecilere karşı silah kullanma yetkisi verildiğini, Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan'ın darbecilere, yaptıklarının suç olduğuna dair telsizden anons yaptığını anlatan Demirtaş, "Başsavcımız sağolsun, telsizden, bunun anayasal bir suç olduğunu, Türk Ceza Kanunu'nda ağır cezası olduğunu belirtti, 'Bundan geri adım atın' dedi. Bu da çok önemli. Adana'da hem emniyetimize cesaret verdi, hem de karşı tarafta, ortada olanlarda da 'Kardeşim bu suç, yanlış yapmayalım' duygusu geliştirdi." dedi. Demirtaş, Adana gibi büyük ve önemli bir şehirde güvenlik güçleri ile büyük işbirliği içinde el ele, kol kola vererek kimsenin burnu kanamadan olayı sonuçlandırdıklarını belirtti.

O GECE YAÞANANLARI ANLATTI

Kentte askeri birliklerin de kendilerine geniş destek verdiğini anlatan Demirtaş, şöyle konuştu:

"6. Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Osman Erbaş ve Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Aytekin Þahin'in telefonla arayıp 'Sayın Valim, biz devletimizin ve sizin emrindeyiz' demesi, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Fatih Yılmaz'ın gelip benim yanımda 'Biz sizin, devletimizin emrindeyiz' demesi bile bizim gücümüze güç kattı. Komutanlarımızın darbeci komutanın telefonlarına olumsuz cevap vermeleri onları alt üst etti. Belki 10 defa aramıştır Albay Yılmaz'ı 'Gel bir görüşelim' diye ama o reddetti. Ben 'Vali Bey'in emrindeyim' dedi. Devlete, Türk Silahlı Kuvvetlerinin onuruna sahip çıktıkları için sağ olsunlar çok teşekkür ediyorum."

Olay günü İncirlik'teki üsten üç F-16 istendiğini, ancak güvenmedikleri için uçakların kalkmasına müsaade etmediklerini belirten Demirtaş, şunları kaydetti:
"Eskişehir'den bir tuğgeneral telefonla beni aradı. Bize 'Sayın Valim Başbakanı korumak için üç tane F-16'ya ihtiyacımız var. Müsaade ederseniz İncirlik'ten kaldırmayı düşünüyoruz' dedi. Biz de kendisine 'Kardeşim bundan sonra sizin de FETÖ'ye üye olup olmadığınızı nasıl bileceğim. Siz ne taraftasınız. Kusura bakmayın müsaade edemeyiz' dedik. Araştırdık sonradan general FETÖ'cüymüş. Tutuklu şu anda. Eğer o uçakları biz kaldırmış olsaydık bu uçaklar vatandaşlarımızı veya kamu kurumlarını bombalayacaklardı, Allah korusun. 'Kardeşim size uçak vermiyoruz biz araştırmamızı yapana kadar' dedik. Hatta 'Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın sesini duymadan buradan uçak kaldırmayacağız' dedik."
http://www.hurriyet.com.tr/ben-senin-fetocu-olmadigini-nereden-bileyim-40170576 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Ümit Karan'dan darbeciler için şok iddia!
Kısıklı Meydanı'nda yapılan demokrasi nöbetine katılan eski futbolcu Ümit Karan, darbeciler nedeniyle yıllardır büyük sıkıntı yaşadığını belirterek, "Spora başladığım ilk günden beri bunlar futbolun içindelerdi. En iyi olduğum dönemde bile beni milli takıma almadılar. Þike davasında cezaevine girdiğimde, beni hapisten çırartmak için eşimden 150 bin dolar para istediler" dedi.

Hürriyet Haber26 Temmuz 2016 - 14:34:00
Ümit Karan'dan darbeciler için şok iddia!



Kısıklı Meydanı'nda yapılan demokrasi nöbetine eski futbolcu Ümit Karan da katıldı. Darbecilerden dolayı uzun yıllar büyük sıkıntı çektiğini ifade eden Karan çok konuşulacak sözler söyledi. İşte Ümit Karan'ın Kısıklı Meydanı'ndaki açıklamaları:

"EN İYİ DÖNEMİMDE BENİ MİLLİ TAKIMA ÇAĞIRMADILAR"
"Spora başladığım ilk günden beri bunlar futbolun içindelerdi. En iyi olduğum dönemde bile beni milli takıma çağırmıyorlardı. Kendilerinden olmayan insanları dışlıyorlardı. O günden beri bu mücadeleyi sürdürüyorum."

"ÞİKE DAVASIYLA YILLARDIR HAKKIM YENİLİYOR"
"Sadece kamu kurumlarından değil, büyük bir temizlik lazım. Þike davasıyla yıllardır hakkım yeniliyor ve sırf bu yüzden teknik direktör olamıyorum. Þike davası sürecinde cezaevine girdiğimde eşimden 150 bin dolar para istediler ki beni çıkartsınlar diye. Ben hiçbir zaman bu vatan hainlerine biat etmediğim için beni hep bitirmeye çalıştılar. Futbol camiasında bu terör örgütüne hizmet ettiği bilinen kişiler var, bir de bilinmeyenler var. O perde arkasındaki isimlere kadar hepsi temizlenmeli. Ben bunun savaşını vereceğim." (amkspor.sozcu.com.tr)

http://www.hurriyet.com.tr/umit-karandan-sok-iddialar-40170498 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

"Pencereyi açıp 3. kattan kendimi atmamı istediler"

AA26 Temmuz 2016 - 16:00Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 17:26



İzmirli Melike Bulut Þehirli, Hava Harp Okulunu gördüğü baskılar nedeniyle bırakmak zorunda kaldığını anlattı. Þehirli, "Bu okula neden geldin, okulu bitirebileceğini mi düşünüyorsun, neyine güveniyorsun, dediler. Hatta pencereyi açıp 3. kattan kendimi atmamı istediler" dedi.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) subayların kendilerinden olmayan askeri okul öğrencilerine yaptıkları zulmün mağdurlarından İzmirli Melike Bulut Þehirli, askeri helikopter pilotu olmak için girdiği Hava Harp Okulunu baskılar nedeniyle bırakmak zorunda kaldığını belirtti.

Askeri okulu bıraktıktan sonra Balıkesir'de hemşirelik eğitimi alan ve hayallerinden uzak yeni bir yaşama başlayan Melike Bulut Þehirli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1992'de İzmir'in Bergama ilçesinde doğduğunu ve küçük yaşlarından itibaren hep askeri helikopter pilotu olmak istediğini söyledi.
İlçedeki 13 Nisan Anadolu Lisesini tamamladıktan sonra 2010'daki LYS ile Hava Harp Okulunu kazandığını, Yalova'daki öğrenci seçme uçuşundan da başarıyla geçtiğini ifade eden Melike Bulut Þehirli, "Uçuşlarımdan birini de 2011 yılında Balyoz Davası nedeniyle içeri alınan Tümgeneral İsmail Taş ile gerçekleştirmiştim. Uçuş sınavlarını başarıyla geçtikten sonra intibak dönemine başladık. İşte o dönem çok zorluydu" dedi.



"BİZE BUNLARI YAPAN BELLİ BİR GRUP VARDI"

İntibak döneminde üst üste gece nöbeti tutmak zorunda kaldığını ancak başkalarının aynı nöbeti tutmadığını fark ettiğini söyleyen Þehirli, şöyle devam etti:

"Art arda tuttuğum nöbetler aslında bu baskının bana özel yapıldığını gösteriyordu. Sürekli olarak 'Ülkeye hizmetini sadece burada değil, başka yerde yap' baskısı altındaydım. Yine de bu baskılardan sıyrılıp askerlik yemini ettim ve herkes gibi Harbiyeli olduğumu sandım. İlerleyen zamanda herkes gibi olmadığımı anlayacaktım. İlk olarak nöbet çizelgelerinde yer almayan nöbetleri tutmadığım için ceza aldım. Ondan sonra da 3'er günlük oda hapisleri çekmeye başladım. 27 Þubat 2011 tarihinde de bir gece yatağımdan komutanların seçtiği kadetler tarafından kaldırıldım. Bayanlar katındaki uçuş odasına alındım. Pencereye doğru esas duruşta 1 saat boyunca beklememi istediler. Bu sürede bana 'Melike Bulut, bu okula neden geldin, bırakmayı düşünmüyor musun, neden bırakmıyorsun, okulu bitirebileceğini mi düşünüyorsun, neyine güveniyorsun' dediler. Hatta pencereyi açıp 3. kattan kendimi atmamı istediler. Atlamayacağımı anlayınca odama gitmeme izin verdiler."

Okulda hiçbir zaman "Fetullahçı, cemaatçi" kavramlarının kullanılmadığını dile getiren Þehirli, "Ama bize bunları yapan belli bir grup vardı. Biz bu grubun kim olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Niçin biz diye soruyorduk. Biz hep bizde sorun olduğunu düşündük ama sonra anladık ki sorun bizde değilmiş. Askeri okuldan ayrılmaya zorlananların değil de okulda kalanların ortak bir özelliği vardı ve o gruba dahillerdi" diye konuştu.

"NAMUSUMA SAHİP ÇIKAMIYORUM KOMUTANIM DİYE BAĞIRTTILAR"

Eğitimler sırasında çok zorlandığını, aç ve susuz bırakıldığını, komutanların bir gruba ise hiç de kötü davranmadığını ifade eden Melike Bulut Þehirli, eğitimler sırasında esas duruştayken üst devrede olan öğrencilerin silahını tekmelediğini, düşen silahın ise kendisinden kaçırıldığını, yasak olduğu için esas duruşu da bozamadığını dile getirdi.

Melike Bulut Þehirli, eğitimlerde yaşadıklarını da şöyle anlattı:

"Silah düşünce alıp kaçıyorlardı. Sonra da 'Silah benim namusum. Ben silahıma sahip çıkamıyorum, demek ki ben namusuma da sahip çıkamıyorum komutanım' diye 25 kez bağırmamı istiyorlardı. Çok ağrıma gidiyordu, 25. kez söylerken artık ağlıyordum. Erkek devre arkadaşlarım bile artık gördüğüm zulme dayanamıyor, bu aşağılanma karşısında artık bırakıp gitmem gerektiğini söylüyordu."

Dolabının sık sık kontrol edildiğini, iç çamaşırlarının ortaya saçıldığını da dile getiren Melike Bulut Þehirli, yaşadıklarını bazı öğretmenlerine anlattığında "Halüsinasyon görüyorsun" yanıtını aldığını söyledi. Kurmay bir yüzbaşının aynı devredeki diğer 8 kadın öğrenciyle konuştuğunu, bu konuşmadan sonra devre arkadaşlarının kendisine küstüğünü ve tamamen yalnızlığa itildiğini anlatan Melike Bulut Þehirli, ikinci sınıftayken kendisinden habersiz okula çağrılan ailesine başarısız" ve "isteksiz" olduğunun anlatıldığını dile getirdi.

http://www.hurriyet.com.tr/pencereyi-acip-3-kattan-kendimi-atmami-istediler-40170641 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz