Havacılık Kaza/Kırım ve Kayıplarımız

Bende sizinle aynı fikirdeyim. İşin içinde bir çapanoğlu var. İngiliz oyunu mu desem ne desem bilmiyorum.

Uçak kıyıdan 8 deniz mili uzakta (km olarak verirsek 14.8 km yapıyor) bulunuyor. Uçak savar atışı ile vurulsa diyelim maksimum karadan 2 km uzakta olması gerekiyor. Arada kalan 12.8 km'yi açıklayacak bir izahat bulamıyorum. Ayrıca hadi yine uçaksavar ile vuruldu diyelim. Vurulma anında pilotlar uçağı biraz daha uçurdular diyelim. Uçururken telsiz ile bağlantı kuramadılar mı?

Benim aklıma sayın Biximan'in teorisi daha yatkın gibi geliyor.
Teori: Uçak füze ile düşürüldü. Kafa karıştırmak için aynı özelliklerde başka bot ve kask denize batmayacak şekilde bırakıldı. Böylece zaman kazanılmaya çalışıldı. Pilotlar canlı ele geçirildi. Sorgulandıktan sonra şehit edildiler ve enkazın yakınına bırakıldılar.

Biliyorum teori biraz uçuk ama benim aklıma daha mantıklı birşey gelmiyor. Genel Kurmay dahi uçağımız füze ile düşürüldü derken ben kalkıpta elin gavuruna inanmak İSTEMİYORUM.

nasıl yani bu fazla uçuk olmuyormu askerlerimiz daha sonra şehit edildiler?

Ben daha sonra değil de , bir şekilde  uçak parçalanmadan atladıklarını , ancak bu atlayış sırasında veya uçaktan ayrılış sırasında aldıkları yaralar  ve uzun süre kendilerine ulaşılamaması sonucunda şehit oldular diye düşünüyorum...

Sonuçta bu parmak arası terlik değil  ki , hee diyince çıksın ayaktan.. koskoca postal... Bağcıkları ile ayağa sabitlenmiş şekilde duruyor.. Sonra ne hikmetse o postal füze nin uçağı vurması sonrasında oluşan parçalanma şiddetinde şehit'in ayağından hooop diye çıkıveriyor , hiç bir  hasar almadan....

Polyanna romanında bu kadar iyimserlik olmaz.....  Ama yine bazı gerçekler saklanıyor halktan...

Uçak vuruldu, pilotlar atladı, kasklarını ve postallarını çıkardılar. Herşey güzel güllük gülistanlık. Daha sonra yaralı oldukları için bilinç kaybına uğradılar ve Hakkın rahmetine kavuştular. Herşey burada normal. Uçaktan atlayan pilot, ile vurulup denize çakılan uçak hangi mantığa göre yan yana veya yakın bir yerde bulunabiliyor? Uçağın ağırlığı ile pilotun ağırlığı aynı mı ki botlarını kaskını çıkarmış pilot gerisin geri enkazın yanında bulunabiliyor?

Bu mantıklı birşeyse kabul benim yazdığım çok saçma.
Ha eğer yukarıdaki yazdığım saçma ise bir önceki mesajımın bir kısmı mantıklı (ele geçirildi şehit edildi kısmı değil tabii)...

Akdenizdeki akıntılar, gelgit dalgası vs. vs. araya girince pilotun değil uçağın yanında 3 günde en az (dibe battığını varsayarsak) birkaç yüz metre uzağında olması gerekir diye düşünüyorum.

Ayrıca uçakta kurşun izine rastlanmamış. Burundan füze ile vurulmuş... Gazeteler öyle yazıyor.

"Yakın bir yerde bulundular" açıklaması da ne kadar doğru orası ayrı konu....

Ama bildiğim tek şey , bu işin bize anlatıldığı gibi olmadığıdır... Kimse bana inandıramaz o botların lostra salonuna tamire verilmiş gibi tertemiz Þehidin ayağından çıkıp gideceğine...

Parmak arası terlik mi bu yaaa... Öyle hoop diyince çıkıversin ayaktan...

Eğer ki burundan vurulduysa , basın açıklamasında denildiği gibi şehitlerin naaşlarının bütün olarak kanopi de bulunması da mantıklı değil... O füze nin patlaması ile  hiç bir şey kalmaz bir arada...

arkadaslar füze ile vurulan ucaklar tamamen havada infilak mi ediyor...
biraz arastirin ve görün...

en son bir örnek libyada vurulan ucagin görüntüleri....  
hava savunma füzesi her zaman tam vurup patlatmiyor... bir mesafede patliyor... ve basinc ve parcaciklar ucaga zarar veriyor...
ucagin bazi parcalari zarar görüyor... ondan sonra dengesini kayip ediyor ve dengesis bir sekilde bir yerlere düsüyor...
bazi arkadaslar ayni filimlerdeki gibi oluyor saniyor.. bir isabet binbir parca oluyor...
sanki arabalarin normal bir yere vurdugunda filimlerde oldugu gibi infilak oluyor saniyorlar....

resmi aciklamalarda pilotlar enkazin icinde bulundu diye aktariliyor...
ama yinede arkadaslarin cogu yok disarida öldürüldü denize birakildi bilmem ne....

yani kaskin cikmasi ucagin kontrolsüz bir sekilde yüksek bir hizla suya cakilma esnasinda cikmasi cok dogaldir... allaha sükür kafasinda o anda beraberinde gelmemis...
daha sonra suya temas eden bir ucak parcalara ayrilir o hizda ... ve enkazin suyun 1200 mtre derinliginde bulunduguna göre o parcalar suyun etkisiyle büyük bir alana dagilir... yani elinize biraz kagit parcalayip boy hizasindan atarsaniz ayni o enkaz gibi büyük bir yere dagilir...

1200 m cok derin bir yer basincda epeydir... ucagin carpmasiyla bence kabin oldugu gibi kalmadigi icin... ucagin o derine carptiktan sonra yavas yavas denizin derinliklerine süzülürken...basincin ve ayakkabilarin icindeki hava ile yüzeye cikmis olur...ister arkadaslar ellerine bbir naylon gecirip suyun üzerine sert bir sekilde vursun ne demek istedigimi anlar....


bana göre ucagimiz füze ile vuruldu... ve sehitlerimiz o enkazla suyun derinliklerine battilar... gerisinde kask ve ayakkabilar nasil cikmis... cok önemli degil...
bir örnek vurulmus bir jet... onun yakitida kerosin.... yani aninda infilak etmiyor
http://www.youtube.com/watch?v=zN7MYHCFXbU&feature=related
saygilar

Genelkurmayın yayınladıgı resimlerden olan motor resmine dikkatlice bakın izalasyon malzemesi gibi görünen bez parçası paraşüt değil mi?

http://www.medyanot.com/haber/6538-10-suriye-ucagini-kim-yakti.html

Botlar şehit pilotların ayağından nasıl çıktı
Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Baki Kavun, merak edilen soruya yanıt verdi.
09.07.2012 - 08:44

Suriye tarafından düşürülen Türk jetiyle ilgili birçok gerçek henüz gün yüzüne çıkmazken, Milliyet gazetesinden Fikret Bila merak edilen sorulara yanıt aradı. Bila, Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Baki Kavun ile yaptığı söyleşide Kavun'a, Suriye tarafından düşürülen uçak ve şehit pilotlarla ilgili çeşitli sorular yöneltti.

İşte Fikret Bila'nın yapmış olduğu o röportaj;

Suriye'nin düşürdüğü RF-4 uçağımız ve şehit pilotlarımızla ilgili gündemdeki bazı sorulara dün yer vermiştim. Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Baki Kavun, telefonla arayarak yönelttiğimiz soruları yanıtladı.

BULGULAR DEĞERLENDİRİLİYOR

Tuğgeneral Kavun, uçağımızın nasıl düşürüldüğü ve pilotlarımızın nasıl şehit olduğu konusunun, uçağın ana gövdesi çıkartıldıktan sonra yapılacak incelemeler sonucunda kesinliğe kavuşacağını vurguladı. Kavun, bir taraftan uçağın diğer parçalarının çıkarılma çalışmalarının sürdüğünü, bir taraftan da radar izleri dahil olmak üzere diğer bulguların ve çıkarılan parçaların değerlendirilmesine devam edildiğini de açıkladı.
PİLOTLARIMIZLA İLGİLİ YANITLAR

Tuğgeneral Kavun, şehit pilotlarımızla ilgili olarak dün bu köşede yer verdiğim sorulara, şu yanıtları verdi:

Þehit pilotlarımıza otopsi yapıldı mı? Yapıldıysa, hangi sonuçlara ulaşıldı?
Þehitlerimize Malatya'da otopsi yapıldı. Otopsi raporu, Malatya Savcılığı'na teslim edildi. Otopsi raporunu açıklama yetkisi savcılığımıza aittir.

Pilotlarımızın botları ve kaskları nasıl su yüzüne çıkabildi?
Havacılık kazalarında pilotların kasklarının ve botlarının su yüzüne çıkabildiği daha önce de gözlenmiş bir olgudur. Kasklar ve botlar, yapıldığı malzemenin niteliği gereği su yüzüne çıkabilmektedirler. Ayrıca kaza anındaki çarpmanın etkisiyle de kask ve botların çıkabildiği görülmüştür. Örneğin geçtiğimiz günlerde şehit olan Türk Yıldızları filomuzun F-5 pilotunun da kaskı ve botları çıkmıştı. Su içindeyse akıntılar botların bağlarını çözebilmekte ve botları çıkarabilmektedir. İmal edildiği malzeme, yüzer malzeme olduğu için de su yüzüne çıkabilmektedirler.
UÇAĞIMIZLA İLGİLİ YANITLAR

Düşürüler RF-4 uçağımızla ilgili sorulara Tuğgeneral Kavun'un verdiği yanıtlar da şöyle:

Düşürülen RF-4 uçağımızda füze algılayan sistem var mıydı?
Evet, bu uçağımızda füze algılama sistemi vardı. Bu nedenle 'Bir füze tehdidi söz konusuysa algılamış olmaları gerekirdi' diye değerlendiriyoruz.

Uçağımızda pilotların kendi aralarındaki konuşmaları kaydeden VTR kayıt cihazı bulunuyor muydu? Bu parçaya ulaşıldı mı?
Bu uçağımızda VTR cihazı bulunmuyordu.

Türkiye'nin elindeki görüntülerde ve radar izlerinde uçağımızın füze ile düşürüldüğünü kesin olarak gösteren veya kanıtlayan bir kayıt var mı?
Bir füze görüntüsü yok. Radar izleri, diğer bulgular ve parçalar üzerindeki incelemeler devam ediyor. Uçağın ana gövdesi dahil deniz dibindeki parçaların çıkartılması çalışmaları da sürüyor. Uçağın ana gövdesi çıkartıldıktan sonra yapılacak inceleme sonucunda uçağımızın nasıl düşürüldüğüne ilişkin kesin bilgilere ulaşılacak ve kamuoyuyla paylaşılacaktır.

Uçağımıza yönelen tehditle ilgili olarak Suriyeliler'in konuşmasına ilişkin GES'ten Diyarbakır'daki 2. Hava Kuvvet Komutanlığı Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'ne iletilmiş bir bilgi, uyarı var mı?
Hayır. GES'ten Diyarbakır'a iletilmiş böyle bir bilgi yok.

Aynı şekilde bu merkezden pilotlarımıza iletilmiş benzeri bir bilgi ve uyarı var mı?
Diyarbakır Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nden pilotlarımıza gönderilmiş böyle bir ileti de yok. Genelkurmay Başkanlığı, eldeki bilgileri doğru ve dikkatli biçimde kamuoyuyla paylaşmayı sürdürüyor. Genelkurmay Başkanlığı'nın aldığı bu açık tutum, kamuoyunun kaynağı belli olmayan bilgi ve yorumlara itibar edilmemesi gerektiğini gösteriyor.

http://www.ensonhaber.com/botlar-sehit-pilotlarin-ayagindan-nasil-cikti-2012-07-09.html

Türk uçağı optik algılayıcı füzeyle düşürüldü

Türk uçağının füzeyle mi uçaksavarla mı vurulduğuna dair tartışmalar devam ederken ilginç bir iddia geldi.
11.07.2012 - 03:55

"Radar kaydı neden yok?" sorusuna açıklık getiren askeri yetkililer, "Suriye'nin uçağımızı radar güdümlü değil, optik algılayıcılarla hareket eden füzeyle vurduğu anlaşılıyor" dedi.

Suriye tarafından düşürülen RF-4E keşif uçağının füzeyle vurulduğuna ilişkin "Herhangi bir izin bulmadığına" dair söylemlerle ilgili olarak Sabah'tan Ceyda Karaaslan'a konuşan askeri yetkililer açıklık getirdi.
"RADAR KAYITLARI YOK ÇÜNKÜ.."

Hava Kuvvetleri Komutanlığı kaynakları "Uçağın füzeyle vurulduğuna ilişkin radar kayıtları yok. Çünkü uçak radar güdümlü bir füze vurulmamış. Dolayısıyla radara dayalı kayıtların olmaması çok doğal" diye konuştu.
Müthiş buluş! İngilizce konuşmanın sırrı çözüldü. Nasıl mı? Tıklayın!
OPTİK ALGILAYICI FÜZEYLE

Uçağın, optik algılayıcılarla hareket eden bir füzeyle vurulduğu kanaati ön plana çıkıyor. Keşif uçuşu yapan RF-4 uçağında radar uyarı sistemi bulunmasına rağmen füze, radar kilitlenmesiz fırlatıldığı için Türk jeti herhangi bir tehdit unsuru algılamadı. Füze radar sistemini algılayabilen RF-4 uçakları, manevra yaparak veya ateş topları olarak bilinen karşı koyucularla füzelerden kurtulabiliyor. Enkaza ait parçalarda yapılan ilk incelemelere göre uçağın bir uçaksavarla vurulmadığı görüşü korunuyor. Füzenin uçağın yakınlarında infilak ederek hedefi etkisiz hale getirmiş olabileceğine dikkat çeken uzmanlar "Hedef, direkt olarak vurulmamış. Uçağın 8 parçaya ayrılması füzenin infilak etmesi sonucu oluşmuş izlenimi veriyor. Bu, füzenin radar güdümlü olmamasının da bir göstergesi. Radar güdümlü füzeler genellikle hedefi tam ortadan vurur" diye konuştular.

Uçaksavar kullanımlarında motorun da hasar alacağına vurgu yapan yetkililer, TSK'nın uçağın uluslararası sularda vurulduğu tezinde ısrarlı olduğunu belirtti. Uçağa ait parçaların aramalarına da Doğu Akdeniz'de devam ediliyor. ABD'ye ait araştırma gemisi Nautilus, önceki gün Bodrum'a döndü. Arama faaliyetine Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait TCG Çeşme devam edecek.

http://www.ensonhaber.com/turk-ucagi-optik-algilayici-fuzeyle-dusuruldu-2012-07-11.html