Türk Deniz Kuvvetleri Stratejisi ve Gelecek Projeksiyonu

Türk Donanması, yeni deniz platformlarıyla gücüne güç katacak. TCG İSTANBUL, TCG DERYA, TCG Üsteğmen Arif Ekmekçi ve MARLİN SİDA platformları envantere girecek.

Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, yerli ve milli imkanlarla inşa edilen deniz platformlarıyla gücüne güç katıyor. Bu hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla düzenlenecek törenle, 4 yeni deniz platformu envantere alınacak. Tören tarihi, şu an için 19 Ocak 2023 olarak planlanıyor.

Olasi bir yunan savaşında Adalar denizi çok dezavantajlı, biz 15 tane fırkateyn dolaştırıyoruz diyelim adalar denizinde, tüm adalar Yunanda olduğu için, denizin ortasında sana saldırı yapabiliyor, gemiye ÇNRA bile atabilir. STM 500 tarzı küçük denizaltılar acil ihtiyaç diye düşünüyorum

Bu yüzden Aksas deniz üssü faaliyete geçirildi. Dendias'ın geçenlerde açıklamasını dinlemişsinizdir. F-35 almak bile artık onlara güven vermiyor. Bir video seyrettim. Yunan adasında ZU-23-2 Uçs başında telsizli ve dürbünlü askerler nöbet tutuyor. Spiker durumlarını sordu. Tüm tehditlere karşı hazırız vs. Aklıma körfez savaşı geldi. 1991de Kuveyt sahillerinde siper kazmış bekleyen Irak askerleri de aynısını söylüyordu. Sonra ABD o siperlerdeki kömür olmuş asker videolarını paylaştı.

Asimetrik ve konvansiyonel bir savaşta Gemi ve hücumbotlar için taktik geliştirilmesini anlarım. Ama arkadaşlar otonom yapay zekalı sistemlerin sürü halinde kullanıldığı bir adalar denizinde başka teori ve teoremler kurmamız gerekiyor. Yunan bugün bu istemlere sahip olmasa da acil şekilde tedarik edebilir. Hızlı şekilde ABD ve Avrupa'dan hibe alabilir. İsrail'den Harop, Harpy II dron ve Heron Navalize tipi İHA tedarik etmek istiyorlar. Ön görüşme bile yaptılar. Bu donanmamız için adalardaki silah sistemlerinden daha ciddi bir tehtit. Belki TCG Ufuk gemimiz burada devreye girecek.

Siz ne dersiniz bilemem fakat su üstü gemileri barış zamanında sadece bayrak göstermeye yarayacağı savaş esnasında ise geri kalmış ülkeler hariç hiç bir varlık gösteremeyeceğini düşünmekteyim bu gemilerin yerine denizaltılara daha fazla önem verilir ve yanında da fırkateyn görünümlü korvetler yaparsak ucuz yollu savunma ve saldırı platformlarını çok daha fazla yapabiliriz düşüncesindeyim...

Geleceğin donanmaları barış zamanı su üstü gemileri yine olacak ama ciddi ciddi savaşı mesele eden ülkeler katlanarak artan şekilde denizaltılara yönelmek zorundalar. O kadarki hepimizin ömrü yetecek bunlara yakıt ikmali lojistik ikmali bile denizaltılar ile desteklenecek. Nükleer de dahil tüm denizaltı tahrik sistemlerini çok çalışmalıyız. Havadan bağımsız daha konvansiyonel tahrik sistemleri de aynı. Türkiye bu hedefte umut vadeden bir ülke görüntüsünde. Nükleer enerji üretmek için ayrıca nükleer reaktör modeli geliştirmeliyiz. Alman Rus Amarikan Kanada tipi nükleer reaktörler var bizde bunları inceleyip kendimize uygun reaktör tipini geliştirmek zorundayız. Mikro nükleer reaktör düşünceleri de yeni trend onları da çalışmalıyız.

Nükleer denizaltı demek bir yandan da nükleer enerjiyi hatim etmek, kullanmak demek. O noktada askeri olarak süper güç zaten olduk demektir fakat asıl en önemlisi bence enerji bağımsızlığını da sağlamışız demektir. Bu ülke birazcık daha çabalasa ve üst lige çıksa gerçekten Milli Bağımsızlığını sağlamaya çok yakın.

Eray güçlüer nükleer tahrikli ve balistik füze atan denizaltı tasarımı üzerinde mi çalışıyoruz dedi ben mi yanlış anladım...

4 Pearl Of Turkish Navy

Türk Donanması'nın 4 incisi göz yaşartıcı bir tablo.

Bundan seneler önce Stargate serisini izlerken kadimler denen bizden binlerce yıl ilerde teknolojiye sahip bir ırkın drones isimli bir silahını gördüğümde bayağı etkilenmiştim. Silah basit anlatımla ;



Böyle bir koltuğa oturulup nöral olarak kontrol edilebilen drone silahlarından oluşuyor. Bu silahlar gemilerden ve sabit silolardan gemi ve daha küçük hedeflere atılabiliyor. Küçük, hızlı ve sürü halinde hareket edebilmeleri en ölümcül olma sebepleriydi. Örnek bir saldırı ;




İnsanoğlunun bu tarz birşeyin en basit halini bile insanlığın üretmesinin yüzlerce sene alacağını düşünmüştüm.

Ama insanlığın yoketmek konusunda ne kadar efektif çalışabildiğini unutmuşum.

Sadece yıllar sonra Ukrayna savaşında fpv dronelar savaş alanını şekillendirdi.



Tabiki de çok basit bir versiyonu ama bir başlangıç. İnsanoğlu tarafından hızlı ve yüksek manevrayla bizzat kumanda ediliyor.

Þimdi bu beti biraz daha arttırmak gerektiğini düşünüyorum. Eğer ki bu fpv drone'u sadece takip eden birden fazla drone olsa ve onun saldırdığı hedefe saldırsa. Hatta sadece üstünde veri bağlantısı ve terminal aşamada öncü droneun hedef alanında sınıflandırdığı diğer hedeflere veya hedefin diğer hayati kısımlarına yönlenseler (çok daha ekonomik bir asalak drone) ve eş zamanlı saldırı yapsalar.

Ayrıca bu beti daha da arttırıp bu öncü ve asalak droneların Som veya Jassm mimarisinde ;



gemiden atılan turbofan motorlu alçak irtifadan uçan sessiz bir taşıyıcı füze (veya iha)tarafından kapakları açılarak salınma vasıtasıyla hedefe yönlendirilip atıcı gemi platformdaki kontrolcü ile dronelar arasında veri terminali yapması ve belki en son da dronelar çarptıktan sonra kinetik olarak gemiye çarpması (harp başlığı olarak drone taşıyacağından minimal kinetik bir saldırı)ile sonuçlanacak komplike satüre edici bir saldırı konsepti nasıl olurdu ?

Bu tarz bir saldırı tipinde geminin hava savunma ve su üstü mühimmatını vls de taşıması daha kolay bir hedef yapabilir onu. Hatta öncü ve asalak dronelar ciws menziline girdiklerinde kalibr füzesi gibi ikincil bir roket motoruyla hızlanıp pop-up yapabilirler.


Bu tarz tehditlere karşı bizde daima vls lerimizi bir arada değil iki parça halinde baş ve vasata ayırmak radarlarıda birbirinin görevini yapabilir (farklı bantta olsa da ) gemi üzerine dağınık yerleştirip bütünleşik mastlardan kaçınmalıyız. Aksi takdirde çok ucuz ve basit bir silah gemilerin vuruş kabiliyetini gayrı-faal hale getirebilir.

Türk Donanması, denizaltından GEZGİN ve ATMACA füzelerini test edecek.

Denizaltı Filosu Komutanı Tuğamiral Timur Yılmaz, denizaltılardan GEZGİN ve ATMACA seyir füzelerinin atışlarına yakında başlanacağını belirtti.Timur Yılmaz açıklamayı Defence Turkey'nin 128. sayısı için verdiği röportajda yaptı.

Denizaltından fırlatılan ATMACA, ABD yapımı Sub-Harpoon ve Fransız Exocet'in denizaltı türevinin muadili olacak.

Denizaltından fırlatılan gemisavar füzeleri torpido kovanlarından, füzeyi yumuşak bir şekilde su yüzeyine çıkaran bir kapsül kullanılarak fırlatılır.

Yüzeye ulaştıktan sonra, füzeyi fırlatmak için güçlendirici ateşlenir.

Denizaltından fırlatılan ATMACA, Türk denizaltılarına, 200 km'nin ötesine uzanan ve savaş gemileri ile iyi korunan gruplara karşı stand-off saldırı yeteneği sağlayabilir.

Ancak füzeye uçuş esnasında dahi hedef verisi sağlamak, füzeyi fırlatma kabiliyeti kazanmak kadar önemlidir.

Denizaltı veya diğer platformlardaki haberleşme ve data-link sistemleri muhtemelen bu kısmı gerçekleştirecektir.

GEZGİN, Tomahawk ve Kalibr füzelerine benzer uzun menzilli bir seyir füzesi olup, esas olarak kara saldırısı için tasarlanmıştır.

GEZGİN; denizaltılar, savaş gemileri (MİDLAS VLS), kara platformları ve savaş uçakları tarafından kullanılacak.

Füzenin şu anda mevcut olan herhangi bir teknik özelliği bulunmamaktadır.

Kara saldırı seyir füzelerinin denizaltı gibi gizli platformlardan fırlatılması belirsizlikten kaynaklanan bir caydırıcılık türüdür.

Sualtından fırlatma, füzenin ne zaman ve nereye fırlatılabileceğini tahmin etmeyi zorlaştırmaktadır.

Uzun menzil, düşmanın anakarasında bulunan kritik üs ve tesislerin hedef alınmasına olanak sağlayabilir.
https://gdh.digital/turk-donanmasi-denizaltindan-gezgin-ve-atmaca-fuzelerini-test-edecek-106910