Þanghay İşbirliği Örgütü

Avrupa Birliği  bizi almak istedide bizmi girmiyoruz  dedik. Adamlar almayacağız diye bas bas bağrırken biz avrupa birliği kapısında yıllardır bekliyoruz.

AB tarafından yeni yeni engeller yıllardır konuyor, amacın üyelik sürecini uzatarak ülkemizi sömürmek olduğu açıktır. AB ülkeleri terör örgütlerini açıkça destekliyor. Bunu hepimiz biliyoruz.  AB bugüne kadar ülkemizin yararına hangi kararı aldı. AB ülkeleri hep ülkemizin aleyhine kararlar alıyor.  AB ye girmek hayaldir, siyasiler bu hayali kullanıyor. 

AB nin  bize muhtaç olduğunu hissetmesi gerekir, buda AB ye alternatif çözümler üretmektir, AB ye almazsan alma bizde doğuya yöneliriz tehdidi bile Ab de birçok kapıyı açabilir.  Ab ninde  telaşlanması gerekir. Türkiyenin Jeopolitik konumu sayeyinde  Türkiyenin katıldığı birlik birçok avantaja sahip olacaktır.  Ticaretin kuralı rekabettir, rakibiniz yoksa en ucuz ürünü en pahallıya satarsınız. AB de rakibi olmadığı için bizi yıllardır oyalıyor. AByi endişelendirecek rakip üretilmesi bence iyi fikirdir.

Türkiyenin pat diye AB den ve NaTOdan uzaklaşması mümkün değildir. Bence Türkiye, NATO ya ve AB ye vazgeçilmez olduğunu ispatlamak için şangay  örgütü kapısını aralıyor. Burada endişelenmesi gereken NATO ve AB dir. 

Þu anda dünyada yükselen milliyetçilik dalgasıyla beraber Ab de, Tr de kendi tabanına oynuyor. ilk kim vazgeçecek? Tr vazgeçse Ab tabanı konsolide olur, Ab vazgeçse Tr tabanı. O yüzden idam konusu, ÞİÖ falan gündeme geliyor sanki. ''bizi almayın'' diyoruz belki de.

Bakın size yaşadığım bir şey anlatayım.  Yaşlı bir Almanla konuştum .Kendisi komşumuz olur ve ta önceden çocuklarını korkutma için yat uyu yoksa Türkler gelir derlerdi.  Þu anda biz Türk olarak 70 lerden beri Almanyada yiz. İlk başta kendilerinin yapmak istemediği işleri  hor gördükleri Türklere yaptirirmislar. 2 nesil de aynı geçti.  3 nesil meslek öğrendi kendini eyitti ve iyi islere girdi. 4 nesil üniversite okuyor Mühendisliği, Avukatlığını ve Ögretmenligini OKUYOR. Bunları alman vatandasi yaptılar. Ve 4 nesil şu anda işçi değil işveren oldu. BuNarin korkuları işte o Türkler gelecek. Bu zamana kadar baba analarindan duyduklari kışiler. Þu anda yanlarında kapılarının önünde ve AB girerler se daha çoğu gelcek telasindalar. Bence yaşadığım ve gördüğüm bunlar. Ve adamlar şu anda almanyadakileri kabullenmiyorki. Turkiyedekileri istesin.  Bu dediğim tek Almanlar için değil bütün Avrupa için geçerlidir. 

 Þanghay İşbirliği Örgütü'nün  lider ülkesi, Rusya. Suriye için savaşan ülke Rusya. Suriye'de iktidarı yıkmak için çalışan ülkelerden biri Türkiye. Yani perde arkasında Rusya-Türkiye mücadelesi var. Þimdi Rusya bizi kendi örgütüne alacak rahatlatacak öyle mi? Bu olay sadece NATO yu bölmek için manevra olarak kullanırlar. NATO şemsiyesinden çıkınca  neler olacağını varın hesaplayın.

Dünyada ki en saçmalayan devletleri saçmalama seviyelerine göre sıralıyorum
1 Açık ara Kuzey Kore sebebini bile izaha gerek yok
2 Venezuela kominist iktidar orada saçmalıyor
3 İran İlkel rejim
4 Irak Suriye Libya Afganistan. Savaşın gerçekleri olarak affedilebilirler savaş bitince bir daha değerlendiririz şimdilik aslında değerlendirme dışı olmaları bile gerek
5 TÜRKİYE  Bizimde rejimimiz büyüklüğümüze dünya daki yerimize uymayan şekilde mızık ağlak garabe ve çağ dışı bir yönetim. Bünyemizin büyüklüğü dünyadaki yerimiz pozisyonumuz nedeniyle kabahatimiz katlanarak artıyor bu yüzden bir çok ülkenin daha az berbat olmamıza rağmen üstüne çıkıyoruz sıralamada.

Ben Türkiye nin halini asabı bozuk ülke olarak ifade ediyorum en iyi. Habire kendini cezalandıran bir asabı bozukluk. Eurovizyon dan çıkmaktan PayPal ı yasaklamaya kadar BM lere küsmeye kadar her şekilde asabı bozuk.Devleti temsil eden her seviye adamın hareketi gazeteci, bürokrat, siyasetçi azarlayıp eve dönmek oldu. Genelkurmay başkanı da vermiş odunu alayına gelmiş gerisin geriye.

Olayların arka planını incelemeden hüküm giydirmemek gerek. Paypal'ın kapanmasının haklı bir sebebi var ve bence çok da iyi oldu. Adamlar ülkeye vergi ödemeden ayda milyonlarca doları Türkiye üzerinden kaldırıyordu.
Eurovision, hiç bir zaman gerçekten müzik perspektifinde icra edilen bir etkinlik olmadı ülkelerin birbirleri ile diplomatik ilişkilerine istinaden birbirlerini pohpohladıkları, uluslararası bir şovdu. ( Zevk almadım mı ? aldım ona lafım yok ailece izlerdik ) ama durum böyle.
Genelkurmay'ın Erminstan'ı azarlaması kötü birşey mi ayrıca ? bu, devletinin bunu yapabildiği anlamına gelmez mi ? Orada adamı azarlamış olmadı Ermenistan ve soykırımına destek veren herkes vardı topun ağzında, çünkü Ermenistan'a destek veren her ülke onun görüşüne katılıyordur kanaatimce. ben zevk aldım açıkçası.

Dünyada ki en saçmalayan devletleri saçmalama seviyelerine göre sıralıyorum
1 Açık ara Kuzey Kore sebebini bile izaha gerek yok
2 Venezuela kominist iktidar orada saçmalıyor
3 İran İlkel rejim
4 Irak Suriye Libya Afganistan. Savaşın gerçekleri olarak affedilebilirler savaş bitince bir daha değerlendiririz şimdilik aslında değerlendirme dışı olmaları bile gerek
5 TÜRKİYE  Bizimde rejimimiz büyüklüğümüze dünya daki yerimize uymayan şekilde mızık ağlak garabe ve çağ dışı bir yönetim. Bünyemizin büyüklüğü dünyadaki yerimiz pozisyonumuz nedeniyle kabahatimiz katlanarak artıyor bu yüzden bir çok ülkenin daha az berbat olmamıza rağmen üstüne çıkıyoruz sıralamada.

Ben Türkiye nin halini asabı bozuk ülke olarak ifade ediyorum en iyi. Habire kendini cezalandıran bir asabı bozukluk. Eurovizyon dan çıkmaktan PayPal ı yasaklamaya kadar BM lere küsmeye kadar her şekilde asabı bozuk.Devleti temsil eden her seviye adamın hareketi gazeteci, bürokrat, siyasetçi azarlayıp eve dönmek oldu. Genelkurmay başkanı da vermiş odunu alayına gelmiş gerisin geriye.

İster kabul edin ister etmeyin dünya'da herkes tarafından böyle görünüyoruz.Saçma sapan yasaklar her ay dünya gündemine düşen rezaletler.Umarım bu listede Kuzey Koreyle yarışacak duruma düşmeyiz.

Türkiye'nin hamlesi AP'yi şaşkına çevirdi

Hürriyet Haber23 Kasım 2016 - 07:07Son Güncelleme : 23 Kasım 2016 - 07:44
Türkiyenin hamlesi APyi şaşkına çevirdi



Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda, Türkiye'deki son gelişmeler ve üyelik müzakerelerinin dondurulması talepleri ele alındı. AP'deki en büyük siyasi grup olan Avrupa Halk Partisi'nin (EPP) Başkanı Manfred Weber, oturumda yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin Çin ve Rusya'ya yönünü çevirmesi şaşırtıcı" dedi.

Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda, Türkiye'deki son gelişmeler ve üyelik müzakerelerinin dondurulması talepleri ele alındı. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'nin Genel Kurul'a bilgi verdiği oturumda, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi ve sonrasında meydana gelen gelişmelere dair konuşmalar yapıldı. Üyelerin önemli bir kısmının destek verdiği, müzakerelerin geçici olarak askıya alınmasını savunan ve hukuki bağlayıcılığı olmayan tasarı perşembe günü oylanacak.

"Türk makamları hesap sorma konusunda meşru hakka sahip"
Strazburg'da devam eden AP Genel Kurulu'nda "AB-Türkiye İlişkileri" konulu oturumda söz alan Mogherini, 15 Temmuz darbe girişiminde Türk demokrasisinin, sokaklarda tankların önüne çıkan halkın ve hayatını kaybeden 200'den fazla Türk vatandaşının, bombalanan TBMM'nin yanında yer aldıklarını hatırlatarak başladığı konuşmasında, "Türk makamlarının, darbe teşebbüsünün ve ülkedeki terör saldırılarının ardındakilerden hesap sorma konusunda meşru hakka sahip olduğunu" söyledi.

Müzakereleri sonlandırmanın her iki tarafa da kaybettireceğinin altını çizen Mogherini, "Türkiye ve AB birçok konuda önemli iş birlikleri yapabilir. Kıbrıs, Suriye, enerji başta olmak üzere bir çok konuda iş birliğimiz önemlidir" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin, anayasal reform sürecinde bulunduğunu ve AB'nin bu süreçte Türkiye'ye destek olmaya hazır olduğunu belirten Mogherini, "Diyalog kapısı açık olmalıdır. AB Bakanı ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ile görüştüm. Avrupa Konseyi ile bu süreçte iş birliğinin ve yardımının önemli sonuçları olacağını umuyorum" dedi.

Üyelik müzakerelerinin sona ermesi veya dondurulmasından iki tarafın da olumsuz etkileneceğini savunan Mogherini, "Terörle mücadele, Suriye'nin geleceği, Kafkaslarda istikrar gibi konular dahil sürekli karşılıklı diyaloga ihtiyaç olduğunu" söyledi.

"Türkiye'nin Çin ve Rusya'ya yönünü çevirmesi şaşırtıcı"
AP'deki en büyük siyasi grup olan Avrupa Halk Partisi'nin (EPP) Başkanı Manfred Weber, AB ve Türkiye'nin bir yol ayrımında bulunduklarını belirterek, istikrarlı bir Türkiye'den yana olduklarını kaydetti. Weber, son günlerde Türkiye'de Þanghay Beşlisi konusunun gündeme geldiğini anımsatarak, "Türkiye'nin Çin ve Rusya'ya yönünü çevirmesi şaşırtıcı" ifadelerini kullandı.

"Dondurma yanlısıyım fakat geçici bir süreliğine"
AP Sosyal Demokrat Grubu (S&D) Başkanı Gianni Pitella ise, "Sosyal demokratlar, Türkiye'nin AB'ye girmesine hala olumlu bakıyor fakat son dönemdeki gözaltılar, hapisler ve görevden alınmalara karşı sert bir yanıt vermeliyiz" şeklinde konuştu. Pitella, "Sosyal demokratların bir gün müzakerelerin dondurulması gibi bir tasarıya evet diyeceklerini hiç düşünmemiştim. Gelişmeler bunu zorunlu kıldı. Dondurma yanlısıyım fakat geçici bir süreliğine. Diyalog kapısı açık kalmalıdır" dedi.

"Yeni bir ilişki şekli geliştirmeli"
Muhafazakarlar ve Reformcular Grubu (ECR) Başkanı Syed Kamall, Türkiye hakkında hala çok sayıda ön yargılar olduğunu, "Hristiyan olmayan ve Asya kıtasında bir ülke" olarak bakıldığını dile getirerek, "Türkiye ile mevcut ilişki yolunda gitmiyor. Yeni bir ilişki şekli geliştirmeli. Bu tam üyelik hedefi olmayan bir ilişki biçimi olabilir. şeklinde konuştu.


"Putin, Erdoğan ve Trump AB modelini tehdit ediyor"
Liberal Demokratlar Grubu (ALDE) Başkanı Guy Verhofstadt da, Avrupa'nın çevresinde, gücü elinde toplayan liderlerden oluşan bir halka meydana geldiğini öne sürerek, "Putin, Erdoğan ve Trump AB modelini tehdit ediyor" görüşünü ileri sürdü.

"Türkiye ile diyalogu geliştirmeliyiz"
Yeşiller Eşbaşkanı Rebecca Harms, bölgede çok önemli sorunlar olduğuna değindi ve "Türkiye'nin demokrasi içerisinde kalmasını sağlamalı ve diyalogu geliştirmeliyiz. Bu bizim güvenliğimiz için çok önemli ve gereklidir" ifadelerini kullandı.

"Siz hiç Türkiye'de bir mülteci kampını ziyaret ettiniz mi?"
AP'nin İsveçli üyesi Bodil Valero'nun "Türkiye mülteciler konusunu şantaj konusu olarak kullanıyor" şeklindeki suçlamalarına itiraz eden Polonyalı üye Tomas Zdechovsky "Siz hiç Türkiye'de bir mülteci kampını ziyaret ettiniz mi? Orada Türkiye'nin mültecilere nasıl davrandığını gördünüz mü? Bu tür sözlerle göçmenleri mi cezalandırmak istiyorsunuz?" karşılığını verdi.

"Ankara tamamen vazgeçme kararı alabilir"
Romanya Milletvekili Cristian Dan Preda ise, "Vereceğimiz kararda son derece dikkatli olmamız gerekiyor. AP'de müzakerelerin dondurulması kararından sonra Ankara, tamamen vazgeçme kararı alabilir" şeklindeki kaygılarını dile getirdi.

"Türkiye'ye kapıyı kapatmak stratejik bir hata olur"
Muhafazakarlar ve Reformcular Grubu Başkan Yardımcısı Geoffrey, NATO toplantısı için gittiği İstanbul'dan yeni döndüğünü hatırlatarak, "Bizlerin bu tavrından Türk halkı hoşnut değil. Yıllardır terör ve göç sorunları ile mücadele eden bir ülke Türkiye. Türkiye'ye kapıyı kapatmak AB için stratejik bir hata olur" dedi.

Perşembe günü oylanacak
Oturum sonrası siyasi gruplardan 6 tasarı metni alındığı açıklanırken, bu metinlerin üzerinde tartışılarak ortak bir tasarıya dönüştürüleceği ve perşembe günü oylanacağı öğrenildi. AP'de alınacak bu yönde bir kararın hukuki yaptırımı bulunmuyor fakat aralık ayında toplanacak AB Konseyi öncesi liderlere siyasi bir mesaj olacağı belirtiliyor.

http://www.hurriyet.com.tr/putin-erdogan-ve-trump-ab-modelini-tehdit-ediyor-40285684

SONUÇ NE OLURSA OLSUN BİZİM İÇİN KIYMETİ HARBİYESİ YOK



Yarın Avrupa Parlamentosu'nda bir toplantı olacak ve Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik müzakereleri için oylama yapacaklarmış. Peşinen ifade etmek isterim ki şu anda buradan söylüyorum, ekranları başında izleyen tüm dünyaya sesleniyorum: Sonuç ne çıkarsa çıksın bu oylamanın bizim nezdimizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. 15 Temmuz gecesi demokrasi ve istiklali için canlarını ortaya koymuş bir milletin iradesini hiçbir terazi tartamaz. Bu ülkenin istikrar ve istikbal mücadelesi orada ellerin havaya kalkıp inmesiyle kesintiye uğrayacak değildir. Bu millet tatlı su demokratı olmadığını, iradesine, özgürlüğüne ve onuruna sahip çıkmak için gerekirse canını feda edebileceğini 15 Temmuz gecesi tüm dünyaya ispat etmiştir. Bu oylamanın siyasi bir bağlayıcılığı olmasa da açıkçası verilmek istenen mesajı benim hazmetmem mümkün değildir. Avrupa Parlamentosu'nun böyle bir oylamaya gitmeye tevessül etmesi dahi terör örgütlerine kol kanat gerdiğinin, onların yanında saf tuttuğunun ifadesidir.

http://www.hurriyet.com.tr/erdogandan-flas-ap-aciklamasi-40285800

Bakın ABD yeni Başkanı Trump Pazifik Ticaret anlaşmasını fest edeceğini söyledi . Japolar Amerika yoksa hiç bir anlamı yok diyor. Ve buda Pazifikte Cine karşı yapılmış bir ortaklikti. Ve bu son bulursa Çin daha büyük olacak. Avrupa Brexit yüzünden zor günler geciriyor. Enerji yönünden Rusya'ya bağlı.
Ticaret yönünde Asya ve Cinne bağlı.  Þimdi ben size soruyorum. Bizim için neresi daha önemli bir pazar. Avrupa göç sorunu yüzünden sancıları tek Asya'dan değil Afrikadan da gelen çok.  Ve bu onları gerçekten zorluyacak. Ve şimdi Trump başkan olursa avrupa daha zorluyacak.

Bir tarafta kendi iç çekişmeleriyle uğraşan, müttefiki ABD ile son seçilen başkanın söylemlerine göre sıkıntılar yaşayacak olan, çökmekte olan AB, diğer tarafa artık kendisini toparlamış eski süper güç Rusya ve artık teknololijik olarak batıya kafa tutabilecek seviyeye gelmiş olan ve hızla büyüyen yeni süper güç Çin! Buna ek olarak zaten kan bağımız bulunan Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan! Yakın dönemde bunlara geleceğin diğer bir süper güç adayı Hindistan'ın da katıldığını var sayarsak ağırlık doğuya doğru kayar.

Türkiye'nin jeopolitik konumu o kadar mükemmel ki! Bir tahterevalli düşünün. İşte onun tam merkezindeyiz. Yerimizi biraz değiştirsek bile denge hemen değişir.

Þu an çevremiz bir ateş çemberi. Bu ateş çemberi içerisinde olan ülkeler ile tarihsel, kültürel, dini vs bağlarımız var. Cumhurbaşkanı bugün dünyada ezilenlerin hep müslümanlar olduğunu dile getirdi. "Küresel sistemdeki fayların hareketlendiği, Suriye gibi Irak gibi ülkeleri alt üst eden depremlerin yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Hepimiz de bir şekilde bu olaylardan etkileniyoruz. Bugün dünya gündemini esir alan krizlerin neredeyse tamamı İslam ülkelerinin etrafında cereyan ediyor. Müslümanlar olarak adeta dünyanın yükünü bizler üzerimizde taşıyoruz. Coğrafyamızdan yansıyan haberler hepimizi derinden yaralıyor. Aklımızın alamayacağı, vicdanlarımızın asla kabul edemeyeceği vahşetleri televizyon ekranlarında gördükçe kahroluyoruz." dedi.

Bu söylediklerinde sonuna kadar haklı! Peki buna sebep olanlar kimler? Batı değil mi! Batı değil mi bu ülkeleri karıştırıp insanları birbirine düşüren ve sömüren! Senelerdir söylüyoruz değil mi? Irak ve Suriye'den sonra sıra kimde! Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da karışıklık içerisinde bulunmayan kaç ülke var? Darbeler, isyanlar, çatışmalar vs kan gövdeyi götürüyor.

Biz bu durumda, hiç bir ülkenin olmadığı kadar bağımız bulunan bu ülkeler için, bu ülkeleri birbirine düşürenlerin yanında olarak ayrıştırıcı değil, bu ülkelerdeki çatışmaları sonra erdirecek seviyede birleştirici olmalıyız. Gerçekten İslam nüfusuna sahip ülkeler genel olarak sahipsizler. Akıntıya kapılmış yaprak gibiler. Akıntıya kim yön verirse o yönde ilerliyorlar. Karışıklıklar hiç bitmiyor!

NEDEN!

Biz, Kuzey Afrika'dan başlayıp Ortadoğu ve Ortaasya'daki bağımız olan bu kadar sahipsiz ülkeye sahip çıkar ve bir araya getirirsek o zaman dünya gerçekten barışa ve huzura erer. Bunu şu an istemeyenler çok net bir şekilde belli! BATI!

Eğer biz Doğu'yu bu konuda ikna edersek, onların desteğini alarak bu ateş çemberini söndürebiliriz. Doğu bu konuda ya bize destek vererek gücüne güç katacak, ya da bizi yok etmeye çalışacak. Biraz akıllarını kullansalar şu an dünyayı yönetmekte olan Batının hegemonyasına son  verecek Afro-Avrasya Birliği için gereken her şeyi yaparlar.

Bu bizim için hemen olacak bir şey değil! Ancak kaçınılmaz bir durum! Batı, ülkeleri parçalıyor!Biz zamanlar bizlerin kontrolünde olan topraklarda istediğini istediğine kırdırıyor! Ancak aynı zamanda artık eskisi gibi gelişmiyor. Buna karşı da doğu hızla yükseliyor. Bir anda Batı ile iplerimizi koparamayız! Bir anda NATO'dan çıkamayız. Fakat içerisinde bulunduğumuz zaman bu işe başlamak için en uygun zaman. Biraz daha beklersek geç kalacağız!