TÜRK TARİHİ VE TÜRKLER

Başlatan Partikül, 03 Mart 2018, 23:03:00

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kürtlerle pek karıştığını zannetmiyorum Türkler Irak ve Suriye'ye geldikleri zaman çoğunlukla Kuzey Irak'ın kentsel bölgelerine yerleştiler ve daha çok Araplarla etkileşimde bulundular. Anadoluya geçen Türklerse güneydoğu anadoludan ziyade doğu Anadolu ve Anadolu içlerine doğru ilerlemiştir. Güneydoğu Anadolu da yaşayan Türkmenler de vardı hala da varlar ama o kadar yoğun değil.(o zamanlar bölgedeki Kürt nüfusu bu kadar patlama yapmamıştı) Zaten Selçuklu ve Osmanlı her fetih ettiği yere iskan politikası gereğince Türkleri bir önceki yerlerinden alıp fetedilen yeni yerlere yerleştirmiştir. Mesajı Paylaş
Þehit Piyade Yarbay İlker Çelikcan. Saygı ve Rahmetle.

#101
Bu konuda kendi görüşüm, Orta asyada ki Türkler çin ve moğollar ile karışmıştır. Gerçek Türkler çekik gözlü diye hiç bir kaynak görmedim. Genelde badem gözlü oldukları ve Moğollar ile Türkler çok farklı görüntüde olduğu söylenir. Ben Orta Asyadaki Türk ile Moğol arasında hiç bir fark görmüyorum. Ve Türkler daha olgun daha güçlü ve iri oldukları yazar. Orta Asyadaki Türkler gene tersi genelde küçük insanlar, daha çok çinli gibi. Tabiki hepsi Moğol veya Çinli demiyorum ama çiddi sıkıntılar var. Zaten çoğuda kendini Türk gibi görmüyor. Türklerden nefret edenler bile var oralarda.Asıl Türkler, özellikle Azerbaycan ve Irandaki kardeşlerimizdir. Timur ve şah israil'den beridir benliklerini çok iyi koruyabildiler. Farsları dahi domine ettiler. Asıl etkileşim olduysa farsların bir kısmı Türkleşmiştir.  Sonra; Dağestandaki,  kırımdaki kardeşlerimizdir. Ve Türkiye Türkleridir. Mesajı Paylaş



Alın size gerçek Türkmenistanlı Türk kızı. Kız olmasına rağmen boylu poslu hiç moğol, çinli gibi küçük değil. Ve gözleri de çekik değil. Badem, güzel gözlü bir kız. Þimdi buna kimler benziyor. Kırğız mı ? Kazak mı ? Yoksa Azerbaycanlı, Iranlı, Türkiyeli, Dağestanlı Türkler mı ? Mesajı Paylaş

Hazar'in bu tarafi, birbirine benzer zaten. Azerbaycan, guney azerbaycan, turkiye... Ama obur taraf orjinal kalmis. Ayrica minyaturlerde Turkler hep cekik gozlu ve köse olarak resmedilmislerdir. Yani degisen biziz. Ama bu sakali, kili tuyu nereden aldik derseniz, ya kurdlerden ya da ortadoguya uyum saglamaktan derim. Adaptasyon yani. Karsi fikirlere açığım. Mesajı Paylaş
''Başarının sırrı amaca sadakattir.''

Geçenlerde diğer bir konu başlığı altında ''Atatürk ve Cumhuriyet Rejimi'' üzerinden bir tartışma yaşandı. Bu tartışmanın doğal tarafı olarak, kendimce bir özet geçmiştim.

Forum üyelerinden bir arkadaşımız; görüşlerimin yanlış olduğunu, Cumhuriyet Rejiminin Türk milletine hiçbir şey kazandırmanı, Mustafa Kemal Atatürk' ün Türk töresini hiçe sayarak  Cumhuriyet Rejimini getirdiğini oysaki Cumhuriyet Rejiminin Türklükle hiçbir alakası olmadığını, direkt batıdan devşirildiğini; Atatürk' ün batıdan getirmesi gereken tek şeyin bilim ve teknoloji olduğunu, onu bile getirmediğini... hatta Atatürk' ün Türklükle de bir alakasının olmadığını; yaşam, giyim, yeme içme tarzı gibi şeylerin bile Türklükle hiçbir alakasının olmadığını, ATA-TÜRK adındaki TÜRK kelimesinden başka Atatürk' e Türklük izafe edilemeyeceğini... Görüşlerime saygı duymakla birlikte hal böyleyken; nasıl olurda Atatürk' e; TÜRK MİLLET SON BÜYÜK HAKANI, KAAN, BAÞBUĞ gibi sıfatları yükleyebildiğimi soran-sorgulayan bir özel mesaj yazmış!

İyi ki de yazmış... şimdi ben buradan destan çıkartırım😊 Þimdilik bu ileti girizgah olmuş olsun; hafiften cevaplamaya başlayacağım...
Mesajı Paylaş

#105
İDDİA 1: DİYORLAR Kİ, CUMHURİYET REJİMİNİN TÜRKLÜKLE YAKINDAN UZAKTAN ALAKASI YOKTUR!

Bu iddia dile getirilirken; tarih sanki dönemlerden oluşmuyormuş, toplumların yaşam tarzı sanki hep aynıymış, kültürler arasında geçirgenlik olmazmış gibi bir anlayışla ve daha açık söylemek gerekirse Türk tarihini Osmanlı tarihine indirgemek suretiyle böyle bir iddiada bulunuyorlar. Ve diyorlar ki, Selçuklu ile Osmanlı' da sultanlık-Padişahlık vardı... Atatürk geldi Türk töresini kaldırdı(!)

Bi' kere PADİÞAHLIK veya SULTANLIĞIN eski Türk töresinde yeri yoktur. Padişahlık veya sultanlık, İslamiyet'in kabulüyle Fars' tan, Arap' tan, Roma' da görülüp alınmış bir yönetim sistemidir. Böyle olmasının yerleşik düzene geçilmesiyle yakından ilgisi vardır.  Zaten Türk milleti konar-göçer yaşam tarzıyla hareket eden; imkân bulunca diğer uluslara akınlar yapan, bulamayınca hayvancılıkla uğraşan, atlı-çoban kültürün hâkim olduğu bir yaşam tarzına sahipti. Boyların, obaların geniş hayvan sürüleri vardı. Bu boylar tarımla uğraşmazlar, hayvanları için sürekli yeni otlaklar ararlardı. Hangi otlağın hangi boylar tarafından ortak kullanılacağı, kendi aralarında yapılan anlaşmalarla belirlenir; belirlenen usullere göre hareket edilirdi. Bu kurallar, yüzyıllar öncesinden şekillenerek gelen kurallardan oluşurdu ve bu kuralların bütününe birden TÖRE denirdi.

Boyların sürekli bir padişahı veya sultanı yoktu. Boylar savaş, savunma, sürek avı gibi nedenlerle bir araya gelir ve kendilerine bir askeri şef (Başbuğ) seçerlerdi. Savaş durumu veya sürek avı bittikten sonra askeri şefin hiçbir önemi veya yetkisi kalmazdı. Çünkü atlı-çoban kültüründe sürekli hareket etmek gerektiğinden, her oba bağımsız hareket eder; boyların, obaların, oymakların nasıl hareket edeceğiyse kendi ihtiyar heyetleri (veya biz ona aksakallılar diyelim) tarafından belirlenir, boylar arasındaki ilişkiler de töreye göre düzenlenirdi. Doğan Avcıoğlu, Türk Tarihi isimli 5 ciltlik kitabında bu durumu şöyle özetliyor;

''Kararların alınmasına herkesin katılma hakkı vardı ve yargılamalar topluluk önünde yapılırdı. Polis, jandarma v.b. gibi kolluk güçleri yoktu. Toplulukta ilkel ve kendiliğinden (spontane) demokrasi egemendi.''

Türk milletinde karar alma sürecine bir diğer örnek KURULTAY görüşmeleridir. Soyu, boyu, oymağı veya töreyi ilgilendiren bir mesele olduğunda, her boyun ileri gelenleri bir merkezde toplanır, bu görüşmelere Kurultay denir ve kararlar ortak alınacak kararlar dairesinde yapılırdı. Bugün bile yansımalarını gördüğümüz Kurultay geleneği, aradan geçen yüzyıllara rağmen toplumsal hafızadaki yerini korumuştur. Türk soylu Turan milletlerin sembolik temsilcileri her sene Macaristan' da KURULTAY adı altında toplanarak, bu Turan geleneğini yaşatmaya devam ediyor. Tabii olarak bu işlere Macarların ön ayak olmasında ki temel motivasyon; Macarların kimlik arayışından kaynaklanmasıdır.

Macarlar bu durumdayken, peki biz ne durumdayız? 

Sevgili dostlar şuna emin olunuz ki, yüz sene öncesinde biz de aynı durumdaydık. Ümmet miydik, kavim miydik, Türk müydük, değil miydik (?) bunun tartışmasını yapıyorduk. Öyle bir zaman gelmişti ki, TÜRK' ÜM demek; ayıplanacak, utanılacak bir şey haline gelmişti. Hatta bir anekdotu vardır; Osmanlı zabitlerinden biri askerlerine memleketlerini sorar. Askerlere sen nerelisin, sen nerelisin derken; Orta Anadolu' dan geldiği belli olan kara kura yağız bir delikanlıya sen Türk' müsün dediğinde; ESTAĞFURULLAH efendim der! Yani yüzyıllar içinde Türk milletinin üzerinden öyle bir buldozer geçmiştir ki; Türk, Türk olmaktan utanır olmuştur. İşte Atatürk bu makus talihi yıkan adamın adıdır. Þimdi ben Atatürk' e saygı duymayacağım da kimlere saygı duyacağım(!)

Biraz uzun oldu gerçi de... okuyucuları sıkmamak için şimdilik burada kesiyorum. Henüz doğru düzgün cevaplar yazamadığımız için İddia 1 ' e cevap vermeye devam edeceğim.
Mesajı Paylaş

#106
İşin aslı Türklerin genel olarak Kazaklar dışında Moğollar ile pek alakası yoktur. Moğolların gen haplogrubu en baskın olarak C'dir. Çinliler O grubu, Finler N grubu, batı Avrupa R1b, Slav R1a, Arap J1 grubundandırlar. Kırgızlarda ise baskın gen grubu R1a, Türkiye, Azerbaycan, Özbekistan, Uygur'da J2a baskın olmak üzere karışık bir gen dağılımı, Türkmenistan'da R1b, Q ve J2a baskın olmak üzere karışık bir gen dağılımı, Altaylarda R1b, Q baskın gen dağılımı bulunmaktadır.


Biz Türklerin çıkış noktası konusunda baskın görüş Kuzey Doğu Çin'den Altay Dağları'na göç sonrası Altay Dağları olduğu noktasında. Diğer bir görüş ise çıkış noktasının Azerbaycan, hatta Kuzey Irak olduğu şeklindedir. Bunun ötesinde, bizim kültürümüz Turan Kültürü olup, bu bakımdan atalarımız öncelikle İskitlere , sonrasında da Hunlara gitmektedir. İskitler her ne kadar bilimsel çevrelerde yazılı dillerinden ötürü İraniler ile ilişkilendirilseler de genetik araştırmalara göre, antik İskit gen örnekleri Çuvaşlar, Başkırdlar, Tatarlar, Hakaslar, Tuvalılar  başta olmak üzere Türklerle ile ilgilidir. Bilim çevreleri İskitleri Osetlerle bağdaştırmaya çalışmakta ise de, genetik olarak hiçbir ilgileri yoktur, İskitlere benzer gen yapısı olan tek İrani grup ise Tacikler olup, onlar da yoğun bir şekilde Türklerle karışmışlardır.     Biz Türkler ise genel olarak İskitlerden bu yana steplerde yaşayan ortak kültürü oluşturan halkların bir konfederasyon vs siyasi birlikler altında bir araya gelmesi ile güç oluşturan, dili asıl bayrağı olan insanlarız. Her ne kadar dilimiz aynı olsa da malesef yazılı dilimiz veya ekonomi, saray dilimiz tarihimizde her zaman kafa karıştırıcı olmuştur. Göktürkler ekonomi, hukuk ve siyaset dili olarak Soğdca ve Çince, Selçuklular Farsça, Osmanlılar Osmalıca kullanmışlardır. Tarihimizi geenel olarak yabancı kaynaklardan yabancı dilde öğrenmekteyiz. Yabancı kaynaklarda, Alp Er Tunga'yı Afrasiab, İstemi han'ı Stambolos, Mete'yi Mao-Tun  olarak öğrenmekteyiz. Bu yabancı dildeki isimlerin anlamlarını bilmesek Türk hanları olduklarını bugün anlamanın mümkünü bulunmamaktaydı. Bu sebeple İskitleri de muhtemelen resmi dilleri olan antik İrani dilerde öğrenirken, genetik olarak bugünün İrani değil, Türk asıllı halkları ile ilgili oldukları apaçık ortada iken, bu gerçeği ihmal ederek İrani propagandasına yenik düşmek de mümkün olabilmektedir. Oysa İskitler, Karadenizin kuzeyinden Kuzey Doğu Asya'ya kadar aslen 13 ayrı krallığın siyasi birliğidir.     

Benim gördüğüm, Orta Asya bundan 2000-5000 yıl önce çok göç alan bir nokta idi. Emin olun Orta Asya gen havuzu Anadolu dahil dünyanın herhangi bir noktasından çok daha karmaşık bir haldeydi. Türklerin gen havuzunda ise genel olarak en baskın gen grupları J2, R1b, R1a, Q, N'dir. Bunların yanısıra J1, K, E, G, L, I gen grupları hatta bir miktar diğer gruplar da bulunmaktadır.  Özellikle Doğu Türkistan olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinden göçen insanların oluşturdukları bu gen havuzu zenginliği, bizim Anadolu'ya girmemizle Anadoluya da taşındı.

Bu bakımdan Türklerin genetik olarak Anadolu'da %10-13 oldukları yönünde 2010 sonrası iddialar ise asıl olarak büyük bir kara propagandadır. Zira iddia ettikleri gen oranı Orta Asya gen grupları değil, Uzak Asya gen gruplarıdır.  Asıl olarak Anadolu genetiği ile antik Göktürk Genetiği %35-40 oranında uyumludur. Anadolu yerlileri ile karışmak doğal iken, Osmanlı'nın çöküşü dolayısıyla  Boşnak, Çerkez, Arap, Arnavut gibi diğer kardeşlerimizle de Anadolu'da birleştiğimiz düşünüldüğünde bu daha anlamlıdır. Ötesinde Rum ile Yunan'ın anlamları da farlı olup, bizler için Yunan, Yunan anakarasında olan İyon anlamında, Rum ise Anadolu'da yaşayan Romalı anlamındadır. genetik olarak ise asıl antik Yunan işgali Anadolu genetiğini sadece %5 civarında değiştirmiştir.


Kürtler ise asıl olarak Güney İran, Zağros dağları kökenlidirler. Marco Polo haritasına göre Kürdistan, Güney İran'daki dağlardır. Iran'da Selçuklu hakimiyeti ve hatta öncesinde Atabeyler döneminde Türklerin Kürt ve Araplarla karışmaları da  mümkündür. Örneğin Selahattin Eyyubi asıl olarak Yemen Arabı kökenlidir. Güney Azerbeycan'da bir Kürt aşiret içinde öncelikle Kürtleşmiş, ardından Selçuklu etkisi ile aşireti Türkleşmiştir. kendisinin annesi Türk olup, kardeşlerinin ikisine Öz Türkçe adlar verilmiştir.   Türklerle beraber Kürt ve bir kısım İrani girişi Anadolu'ya başlamış, hatta 4. Murat döneminde Kürtler özellikle Kuzey Irak'a yerleştirilmiştir. Yine Yavuz Sultan Selim dönemindeki politikaların etkisiyle Kürt ve Türk nüfuslarının da önemli bir miktarda karıştıkları da söylenebilecektir. Zira Yavuz Sultan Selim'den kaçan bir kısım Türk Doğu Anadolu'da dağlara kaçtığı gibi, bir kısım Türk aşiretlerinin ide Osmanlı tarafından Kürt derebeylerinin emrine verildikten sonra Kürtleştikleri bir gerçekliktir. 

Bu akşam her ne kadar biraz denesem de genetik görsel kaynakları bu yazıya ekleyemedim. Sonra yeniden bunları ekleyip düzenlemeyi deneyeceğim. Malesef bu sebeple bu akşamlık bu kadar. 
Mesajı Paylaş


#108
Nispeten uzun olacak, kusuruma bakmayin

1. Milleti meydana getiren ogelerin icinde ortak bir dil, tarih ve kultur yatar. Bizim gibi tarihi ve cografyasi genis milletler icin belki de en onemli etken ortak bir dil, tarih ve kulture sahip olmanin da otesinde buna olan inanctir, cunku cografya olarak genisledikce, tarih olarak geri gittikce hangi ogelerin onceden varoldugunu, hangi ogelerin daha sonradan benimsenip ozumsendigini belirlemek imkansizlasir. Hangi ipligin kim tarafindan ne zaman dokundundugunu yuzde yuz bilemezsiniz ama halinin desenlerini, renklerini gorursunuz..

2. Genetik bilimi (bu islerle bilimsel olarak ugrasan, ilgilenenleri disarda tutuyorum) bizi bir yere kadar goturur ama insanoglu icin bir anlam teskil etmez. "Turk" geni diye birsey yoktur, "Ingiliz" geni de yoktur, "Alman" geni de. Hicbir milletin "geni" yoktur, bir insanin gen haritasina bakarak bu millettendir su milletendir diye bir cikarim yapilamaz. Yapilsa yapilsa buna benzer gen gruplari dunyanin su bolgesinde daha yaygin sonucuna ulasirsiniz o kadar.

Kendimden ornek vereyim..

Cok merak ettirip kendime bir DNA testi yaptim. %7 dogu avrupa cikti ornegin. Dogu Avrupa dedikleri Polonya sinirindan baslayip tum Rusyayi kapsiyor yapan firmaya gore. Babam bir tarafimiz Ruslar Kirimi alinca Anadoluya goctu derdi ornegin. Arnavutluktan da yuzde cikmis, Turkmenistan da, Ozbekistan da. %0.2 ile Cin bile cikmis.
Arnavutmuyum, Rusmuyum ornegin? Yoksa Turkler oralara yerlestide oradaki nufuda DNAmiz karistigi icin mi oralar cikiyor. Dedigim gibi hicbir anlam ifade etmez...neden mi ifade etmez..cunku ben TURKUM. NOKTA.

3. Insanlarin aidiyeti DNA ile olusmaz. Bazen icinde yetistigi toplum ya da kultur ile de sekillenmez cunku akli kemale erince kendinCe daha uyumlu gorudugu ya da isine gelen bir aidiyeti secebilir. Hele hele insanoglu gibi cesitli sebeplerde gocen bir varlik icin kimlik degisebilen bir seydir. Bir insana "sen nesin" diye sordugunda verilen cevap ne ise, o insan odur. Insanin kendi secimiyle sekillenebilecegi gibi sartlar ya da zorla da sekillenebilir. Asimilasyon denen sey budur. Adamin ailesi ornegin Hinsitandan Ingiltereye gelir, kendi Ingilterede dogup buyur, Hindistana hic gitmemis dahi olabilir ve kendini Ingiliz olarak tanimlar, olay biter..

4. "Turkiye'de Turk yok", "Orta Asyadan kimse gelmedi" vs tartismalarinin hepsi art niyetlidir. Amac milli bilinc, birlik ve beraberligi zayiflatmak, "millet" yerine "topluluk" olusturmaktir, arkasinda da siyasi hesaplar  yatmaktadir. Verilecek en guzel cevap "ben Turk'um, burdayim ve bir yere de gitmiyorum" demektir..onlar devam etsin DNA olcmeye, boylarinin olcusunu alirlar.. Mesajı Paylaş
What is steel compared to the hand that wields it?

Alıntı yapılan: Gökbörü - 07 Haziran 2022, 17:17:33
...Cok merak ettirip kendime bir DNA testi yaptim. %7 dogu avrupa cikti ornegin...

İnsan kendi kendine DNA testi yapabiliyor mu (?) Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz