Okuduğunuz Kitaplar

Novus II' yi bir çırpıda bitirmeme az kaldı. Ortak nokta, 2. Atatürk dönemine işaret etmesi... 2. Atatürk döneminin mutlaka geleceği, Bedri Ruhselman ve arkadaşlarının 1940-1950' li yıllarda yaptıkları Celse çalışmalarından da biliniyordu.

Bir diğer ilginç nokta, dejenere olmuş toplumların değişim sürecine gireceğini, bu değişiminde sancılı olacağı vurgusudur. Bir HASAT döneminden bahsediliyor. Þayet devre sonu geldiyse, Galaktik Mühendisler ya da Mimarlar için mahsulü toplama zamanı gelmiştir diyebiliriz. Yalnız bu hasat herkes için makul sonuçlar doğurmayacaktır. Yaban ve ayrık otları ayrıştırılacaktır deniliyor. Bence öyle de olması lazım!.. Neticede herkes kendisi gibiyle haşrolacaktır. Kimlerin en doğru yoldan gittiğini -inşallah- yakın zamanda anlayacağız. Celse bilgilerine kulak verecek olursak, insanlığın %99,5' u hasat dönemini atlatamayacaktır deniliyor.

Komik olmak için söylemiyorum ama ben hiç kitap okuyamıyorum. Çok kere kendimi zorladım olmadı. Birkaç sayfa okuyorum bunu okuyacağıma yazılım kitabına çalışırım diyorum.

Komik olmak için söylemiyorum ama ben hiç kitap okuyamıyorum. Çok kere kendimi zorladım olmadı. Birkaç sayfa okuyorum bunu okuyacağıma yazılım kitabına çalışırım diyorum.

Ben de eskiden öyleydim. İnsan sadece ilgisini çeken konularda bir şeyler okuyor. Okumanın esas amacı zaten bu. Eskiden savunma dergilerini okurdum mesela. Artık pek ilgimi çekmiyor. Sanıyorum doyuma ulaştığım için. Sizler forumda sürekli tartışıyorsunuz. Gayet zevkli sizler için. Þu füzenin şu sensörü şundan olmalı. Þu motorun şu kısmında bundan bulunmalı vs. Ben artık tat almıyorum. İlgimi kaybettim. O nedenle çoğu gelişmelerden haberdar değilim. Hiç merak da etmiyorum. Ancak sizler için forumu devam ettiriyorum. Amacına uygun gayet güzel gidiyor.

Artık merak ettiğim, aslında eskiden beri merak ettiğim ama bu ara gerçekleşen gelişmelerden dolayı daha fazla ilgimi çeken diğer konulardaki yazıları okuyorum. Videoları izliyorum. Daha önemli geliyorlar bana. Öğrenmek istediğim konularda gizem ne kadar fazlaysa ilgim o kadar artıyor. Gizem yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Filmin en heyecanlı sahnesinde gibiyim. Acaba bir sonraki aşama nedir diye merak ediyorum. Sanki toprağı kazdıkça daha fazla hazine bulur gibi...

Kitabı özellikle kişisel gelişim dışı kurgusal eserleri çok okuyanlarda çok küçük yaşlarda ciddi ölçüde kitap okuyanlarda maladaptive daydreaming olabilir. 9 yaşında sürekli bir şeyler okuyan çocuk yada 25 yaşında hala roman klasik bilimkurgu filan okuyanlar kendini yoklasın.

http://youtu.be/S52WIGKwYW4?si=BZ8oXY69HiZ2xP6L

Kitabı özellikle kişisel gelişim dışı kurgusal eserleri çok okuyanlarda çok küçük yaşlarda ciddi ölçüde kitap okuyanlarda maladaptive daydreaming olabilir. 9 yaşında sürekli bir şeyler okuyan çocuk yada 25 yaşında hala roman klasik bilimkurgu filan okuyanlar kendini yoklasın.

+1 defalarca kez denk geldim buna. Sadece kitaplar değil genel olarak tiyatro, sinema ve müzik gibi kurgu ürünleri de tetikliyor bunu.

Böyle şeylerin hepsi doğuştandır ibrahim. Üniversite hatta doktora bitene kadar dahi zannedilirler genelde
Maladaptive Daydreaming i anlatayım size etrafınızda varsa teşhis edin

Sürekli hayal kurarlar ama bu şizofreniler gibi değildir bunlar hayal kurduklarını bilirler ama onun verdiği mutluluğun esiri olmuşlardır. Hayal kurmak herkezde bir mutluluk hormonu salgılatır bu kişiler işte bunun müptelasıdır. Yılbaşında aldığınız bilete bir şey çıkmayacağını bilirsiniz ama hep çıkacakmış gibi bir ay boyunca zengin olma hayali kurarsınız sizin ve akıllı herkesin bildiği halde ihtimalle çok tezat abartıda bir mutluluk hiç sorun görmeden yaşarsınız ya onun verdiği heyecanı bir milyonla çarpın Maladaptive Daydreaming hastaları bu mutlulukla ömür boyu yaşarlar. Vazgeç demek ne kadar zor bir düşünün onun için. Küçük yaşta okuma öğrenir öğrenmez kitap okumaya başlarlar, gün içinde evde sokakta volta atarlar biraz büyüyünce şehirde rotasız uzun yürüyüşler yaparlar tabi hepsi hayal kurma içindir. Derslerinde şaşırtıcı derecede başarılı olabilirler buda onların affedilmesine sebep olur taki bu destlerin insanı sürüklediği üniversite bitiminbe kadar işler mükemmel gidiyor görünür. İşe girme zamanı gelince flörtleşme evlenme zamanı gelince bu sorunun büyüklüğü ortaya çıkmaya başlar ve insnaları başarısızlığa sürükler. Kitap okumak çok tipik özellikleridir ama bu tabi her çok kitap okuyan böyledir anlamına gelmez zaten çok kitap okumak Maladaptive Daydreaming görene kadar bildiğiniz gibi bir çok okumada değildir gerçekten çok okumadır ilk okul bittiğinde okumadığı kitap kalmaz nerdeyse. Çok medenidirler çok hoşgörülü toleranslıdırlar toplumsal yasaklara meydan okurlar her türlü marjinallik insan hakkıdır çünkü hayal dünyasında yasaklar yoktur olmaz öyle şey yoktur . Hepsi yazarlığa yönelme süreci illa yaşarlar ama beceremezler. Üniversiteyi ilk binde filan kazanırlar ama en dandik bölümleri seçerler. Bir vaka biliyorumda ondan böyle bilgiliyim. Neden genelleştirdim çünkü youtube örneklerini gördüm karbon kağıdı konmuş gibi benzer kişilerdi benim bildiğim kişi ile

Samanyolunun çapı 100 bin ışık yılı arkadaşlar.

Samanyolu bu ve bunun çapı 100 000 ışık yılı.


Bizim radyo yayınlarımız ışık hızında uzayda ilerliyor. İlk radyo yayınımız yayınlanalı yüz yılı biraz geçti sadece. yani 100 bin ışık yılında 100 ışık yılı yol aldı sadece. Bu resimde samanyolunun binde biri çapında bir daire çizin işte bizim büyün radyo dalgalarımız o kadar evrene yayılabildi daha. ve bunu erişilebilecek en yüksek hız olan ışık hızında yapabildi. Samanyolu galaksisi ne büyük görüyor musunuz. Güneş yazan yere mause ile daire çizemezsiniz anca bir nokta koyun işte markoni nin ilk radyo yayını henüz o nokta içinde ilerliyor. Burada başka canlı mutlaka vardır. Ama fizik her yerde aynı fiziktir. Uzaylılar bizim radyo yayınımızı bile daha görmediler büyük ihtimal ile çünkü onlara ulaşmadı henüz.

Böyle şeylerin hepsi doğuştandır ibrahim. Üniversite hatta doktora bitene kadar dahi zannedilirler genelde
Maladaptive Daydreaming i anlatayım size etrafınızda varsa teşhis edin

Bizzat kendim araştırmıştım bu rahatsızlığı, literatüre yeni kazandırılmış bir rahatsızlık; dolayısıyla doğuştan olsa daha öncede tespit edilirdi diye düşünüyorum. Tabii bu rahatsızlık hala açıklama ve analiz aşamasında, kesin konuşmak yanlış olur. Araştırırken aynı rahatsızlıktan muzdarip olan insanların ortak noktasının şiddetlenen dek bu durumu fark etmedikleri olduğunu fark ettim. Örneğin bir kızın bir yakınını kaybettikten sonra günde 300 sayfa okuyacak kadar kendini romanlara gömdüğünü, sonrasında da kendisini bu rahatsızlığı araştırırken bulduğunu okumuştum. Ben de benzer bir durum yaşadım. İster görsel olsun ister yazılı, kurgusal eserlerle vakit geçirmeyi ve haklarında konuşmayı oldum olası sevmişimdir. Bu rahatsızlık kurgusal eserlerden kaynaklanıyor diyemem ama tetiklediğini ve şiddetlendirdiği konusunda eminim. Ayrıca her zaman güllük gülistanlık hayallere dalıp gitmiyorsun. O anki durumuna bağlı, dertli ve stresliyken olumsuz düşüncelere dalıp gidebilirsin

Bütün tiktaklıklar doğuştandır ibrahim kolay kolay insnalar çevresel etkiler ile tiktak olmaz. Sağlıklı adamı zindana atıyorsun psikolojisi bozulmadan yatıyor bir şey olmuyor. Tiktak san tiktaksındır onu yenemezsin onunla yaşamanın yollarını bulabilirsen en fazla başarı tedavi terapi o olur. Tiktaklık kaderdir