Okuduğunuz Kitaplar

Yine hastalığın ilk günlerinde okuduğum diğer kitap. Bu kitabın öncesindeki kitabı okumuş ve çok beğenmiştim. Ancak ikinci kitap bana pek samimi gelmedi. Özellikle yazarın internetteki videolarını da izledikten sonra sanki ilk kitabı yazan başka biriymiş gibi geldi. Daha doğrusu ilk kitap daha profesyonelce hazırlanmış ya da daha profesyonel birileri tarafından elden geçirilmiş gibi.

Hayat işte böyle şüpheci yapıyor insanları. 

Yazarın "Þifacının Rehberi" adlı kitabını da almıştım. Ancak pek beğenmedim. Daha doğrusu bir kitabı, ilgimi çeken konularda bilgi almak için okurum. O konuyla ilgili detaylı bilgi vermek yerine yazara ulaşıp onun yönlendirmeleriyle hareket etmek bana gerçekten samimi gelmiyor!

Normalde roman okumayı sevmem. Zaman kaybı olarak görürüm. Ancak bu seriye bayıldım. Yorumlarına bakarak almıştım ve iyi ki de almışım. Þimdi serinin üçüncü ve son bölümü olan Dura Mater'ın çıkmasını bekliyorum.

Konusu nu? Ne anlatıyor?

Konusu nu? Ne anlatıyor?

Tesla adında bir kızın yaşamını alt üst eden ilginç bilgiler ve olaylar. Bu olayların içerisinde mafyadan tutun da dünyayı yöneten gizli bir bilim örgütü de var. Olaylar ilerledikçe kızın hayatıyla ilgili sürprizler çoğalıyor. Gerçekten çok sürükleyici ve şaşırtıcı bir hikaye. Bir sinirbilimci olan Serkan Karaismailoğlu'nun müthiş bir Nöro-Romanı.

Konusu nu? Ne anlatıyor?

Tesla adında bir kızın yaşamını alt üst eden ilginç bilgiler ve olaylar. Bu olayların içerisinde mafyadan tutun da dünyayı yöneten gizli bir bilim örgütü de var. Olaylar ilerledikçe kızın hayatıyla ilgili sürprizler çoğalıyor. Gerçekten çok sürükleyici ve şaşırtıcı bir hikaye. Bir sinirbilimci olan Serkan Karaismailoğlu'nun müthiş bir Nöro-Romanı.

Teşekkürler...

KAHKAHA BENDEN YANA:
Başıma harika bir şey geldi. Göğün yedi kat yukarılarına çekildim. Tanrılar orda saf dizilip oturuyorlardı. Ne dilersin dedi Merkür, gençlik mi, güzellik mi, güç mü, uzun bir ömür mü, en güzel bakireyi mi, yoksa sandığımızda bulunan öteki nimetlerden birini mi?
Sadece bir tanesini seçeceksin ama. Bir an şaşırdım kaldım. Sonra Tanrılara şu şekilde hitap ettim: "Çok saygıdeğer çağdaşlar, dileğim tek şudur ki, kahkaha hep benden yana olsun."

Tanrılardan hiçbiri tek kelime etmedi; hepsi gülmeye başladı. Bundan dileğimin kabul edildiği sonucuna vardım ve Tanrıların kendilerini nasıl zevkli bir şekilde ifade ettiklerini keşfettim: Zira ciddi bir tavırla dileğin kabul oldu demek onlara yakışmazdı.

Serinin üçüncü kitabını da geçtiğimiz günlerde bitirdim. İlk kitap yazarın biyografisi gibi birşeydi. Anılarını anlatıyordu. Yaşadığı sıradışı olaylarla birlikte. İkinci kitap spiritüalizm üzerine bilgiler içeriyordu. Üçüncü kitap ise rüyalar ve tesirler üzerine.

Yazar rüyaları sınıflara ayırıyor. Genelde rüyaların idari kademe olarak adlandıırlan daha üst boyuttan gelen mesajları aktardığını anlatıyor. İdari kademenin rüyalar veya olaylar aracılığıyla bizlere aktardığı tesirler nedeniyle hayatımıza yön verdiğimizden de bahsediyor. Mesela ünlü bir sanatçının idari kademeden gelen tesirlerle (buna vahiy diyor) eserlerini ortaya çıkardığını, bu tesirler olmadan başarı sağlanamayacağını vs iddia ediyor. Buna katılmıyorum. Her yaptığımız şeyi idari kademenin yönelndirmesiyle yapıyorsak bizim özgür irademizin bir anlamı kalmıyor. Uzaktan kumandalı robotlara benziyoruz. Bu durumda da bahsettiği karma yükü geçerliliğini kaybediyor.

Genel olarak yazarın iyi niyetli olduğunu düşünüyorum. Yaşadığı olağanüstü olaylara açıklama bulmaya çalışan, arayış içerisinde olan biri. Bu nedenle oldukça fazla araştırma yapmış, epey bilgi kaynağı okumuş. Rüyalarını da belirli bir düzene göre kayıt altına almış. Ancak okuduğu spiritüel kaynaklardan aldığı bilgilerde çelişki içerisinde. Net bir sonuca varamadığı, henüz yeterli bilgiye sahip olmadığı ortada.

Serinin dördüncü ve sonuncu kitabını şimdilik okumayı düşünüyorum. Belki ileride...

Yazar rüyaları sınıflara ayırıyor. Genelde rüyaların idari kademe olarak adlandıırlan daha üst boyuttan gelen mesajları aktardığını anlatıyor. İdari kademenin rüyalar veya olaylar aracılığıyla bizlere aktardığı tesirler nedeniyle hayatımıza yön verdiğimizden de bahsediyor.

Örgür İrade konusunda hemfikiriz... her şeyin idari kademeden yönetildiğine inanacak olursak, dediğin gibi insanoğlu biyolojik robot olmaktan öteye geçemez. Fakat her rüya için değil ama bazı rüyaların ''idari kademe'' tarafından yönetildiğine olan inancım her geçen gün artıyor. Kendimden örnek verecek olursam... sana anlatmıştım gerçi de bilmeyen arkadaşlar için;

Benim -aralıklarla- 20-25 yıldan beri gördüğüm bir rüya var. Yani hep aynı rüyayı görüyorum. Bu rüyaya göre Ankara semalarında bir hava savaşı yaşanıyor. F-15' ler, F-16' lar birbirine giriyor. O esnada UFO' lar ortaya çıkıyor ve olayın rengi biranda değişiyor.

Bu anlattığım rüyayı belli periyotlar dahilinde sürekli görüyorum. İşin ilginç tarafı aynı rüyayı gören başkaları da varmış. Tesadüfen tanıştığım birisi, kendi aynı rüyasının Ankara' da değil de Merzifon' da geçtiğini söyledi. Çok ilginç! Birbirini tanımayan iki insan aynı rüyayı görebilir mi?

Bu ve buna benzer tesadüfler nedeniyle, bir idari mekanizmanın var olduğuna dair inancım her geçen gün artmaktadır. Ve ben bunu uzaylılara bağlıyorum.

Rüya hakkında ki düşünceme gelecek olursak;

Görmüş olduğum bu rüyayı, ilk başlarda FETÖ Kalkışmasına bağlamıştım. Fakat olay FETÖ' yü aşan bir noktaya doğru evriliyor. Acaba bir Türk-Amerikan Savaşını 25 yıl önceden haber almış olabilir miyim? Þayet hava Savaşından kastedilen şey Türk-Amerikan savaşıysa; UFO' ların orada ne işi var?

Geçenlerde bu eğlenceli romanı bitirdim.
Anladığım kadarıyla yazar Hindu inancını benimsiyor. Herkesin inancı kendisini ilgilendirir. Beni anlatılan hikayenin verdiği keyif ilgilendirir. Hikaye fantastik. Binlerce hayat yaşamış Milo'nun Kusursuzluk'u bulabilmesi için kalan son bir kaç hayatındaki ilginç maceralar. Ya Kusursuzluk'u bulup üst boyuta geçecek, ya da başarısız olup yok olacak. 

 

Bu ara aynı yazarın okuduğum iki kitabı. Dönüşüm Zamanı'nı az önce bitirdim. Anlaşılacağı üzere spiritüel kitaplar.