Nükleer Silahlanma

Lavrov: Yeni START'ın uzatılması halinde Avangard ve Sarmat füzelerini ona dâhil etmeye hazırız

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya ile ABD'nin nükleer silahlarını sınırlandırmalarını içeren START-3 (Yeni START) Anlaşması'nın uzatılması halinde Avangard ve Sarmat füze sistemlerini de ona dahil etmeye hazır olduğunu belirtti.



Rus devlet televizyonu Pervıy Kanal'da (Birinci Kanal) konuk olduğu 'Bolşaya İgra' (Büyük Oyun) adlı programda soruları yanıtlayan Sergey Lavrov, Yeni START Anlaşması'nın uzatılması halinde Rusya'nın Avangard ve Sarmat füze sistemlerini de ona dahil etmeye hazır olduğunu söyledi.

Lavrov, "Amerikalılara hipersonik silahlar da dahil olmak üzere yeni sistemlerimizi tanıttığımızı söyledik. Avangard ve Samat sistemlerinin anlaşma kapsamında olduğu düşüncesiyle hareket ediyoruz. Bu silah ve sistemleri mevcut Yeni START Anlaşması'na dahil etmeye hazırız, elbette ki uzatılması halinde" diye konuştu.

Avangard sisteminin 'Amerikalılara canlı olarak tanıtıldığını' hatırlatan Lavrov, "Belli bir aşamada Sarmat ile da aynı şeyi yapmaya hazırız" ifadelerini kullandı.

'ABD'nin stratejik silahların sınırlandırılması değil, bu alandaki şeffaflığı ele alma önerisi ilgi çekici'
Washington'a yaptığı son ziyarette ABD'li yetkililerin stratejik silahların azaltılması ya da sınırlandırılmasını değil, karşılıklı olarak kabul edilebilir koşulları, şeffaflığı ve davranış kuralları ele almak istediklerini hatırlatan Lavrov, bu yaklaşımı ilgi ile karşıladığını ifade etti.

Rus diplomat, "Bizim ve diğer olası katılımcılar için bu yaklaşımın ne kadar uygulanabilir olduğunu, Amerikalıların daha kimleri davet etmek istediklerini anlamak için bu konsepti öncelikle kendilerinin nasıl gördüklerini kâğıda dökülmüş olarak görmek gerekir" vurgusunu yaptı.
ABD'nin görüşmelere Çin'i de dâhil etme isteğini değerlendiren Lavrov, Çinli yetkililerin, bu ülkenin sahip olduğu nükleer silahların ABD ve Rusya'dakilerle karşılaştırılamayacağı için görüşmelere katılımın anlamı olmayacağı ve katılmayacağı yönündeki açıklamasını hatırlatarak, Rusya'nın çoklu formatta da görüşmeye hazır olduğunu, ancak 'bu formata hiç kimseyi zorla katmayacağını' vurguladı ve ekledi:

"Eğer Washington onları görüşmelere dahil etmeyi mutlak bir zorunluluk olarak görüyorsa Pekin'le görüşsünler."

'Gelişmeler ABD'nin orta ve kısa menzilli füzeleri Rusya'nın yakınına konuşlandırabileceğini gösteriyor'
ABD'nin orta ve kısa menzilli füzeleri Asya-Pasifik bölgesinde Rusya sınırlarının yakınına konuşlandırabileceğini açıklayan Lavrov, Moskova'nın bu durumdan oldukça rahatsız olduğunu ve Washington'a son ziyaretinde bu konuyu hem ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, hem de ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmelerde ele aldığına dikkat çekti.

ABD'nin daha önce ayrıldığı Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'nda (INF) yasaklı olan seyir füzesini oldukça hızlı bir şekilde test ettiğini vurgulayan Lavrov, Amerikalıların söz konusu füzeleri, Çin'e karşı koymak amacıyla Asya-Pasifik bölgesinde konuşlandırılmak istediklerini ve ülke olarak Japonya ve Güney Kore'yi düşündüklerini ifade etti.

Bu gelişmelerin orta ve kısa menzilli füzelerin Japonya ve Güney Kore'de konuşlandırılabileceğini gösterdiğine dikkat çeken Lavrov, böyle bir durumda menzillerinin Rusya'nın Ural dağlarına kadar olan topraklarını kapsayacağını vurguladı ve ekledi:

"Elbette ki anlaşma bozulduktan sonra bu alanda bir takım düzenleyici kuralların konulması konusunda ısrarcı olacağız."
INF'nin bozulmasından sonra Batı, Rusya'nın önerilerine yanıt vermedi
Kuralların konulması bağlamında Rusya lideri Vladimir Putin'in 50'den fazla ülke lideri ve başbakanına ayrıntılı bir mesaj gönderdiğine dikkat çeken Lavrov, şöyle devam etti:

"Putin bu füzelerin geliştirilmesi ve konuşlandırılması ile ilgili duyurduğumuz moratoryumu hatırlattı, diğerlerini de bu moratoryuma katılmaya çağırdı. Ancak, bizim tarafımızda da sorun gördüğünü, fakat diyaloğa hazır olduğunu söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı (Emmanuel) Macron'un dışında hiçbir NATO ülkesi bu mektuba hiçbir şekilde tepki vermedi."

ABD'den ise genel bir yanıt geldiğini ifade eden Lavrov, ABD Başkanı Donald Trump'ın kısa bir mektup göndererek, iki ülke arasındaki ilişkilerde mevcut sorunlar ile ilgili diyaloğu sürdürmeye hazır olduğunu belirttiğini hatırlattı.

'ABD'nin yeni yaptırımlarına yanıt vereceğiz'

Sergey Lavrov, Rusya'nın Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattının yapımını da kapsayabilecek ABD'nin yeni yaptırımlarına yanıt vereceğini vurguladı.

Rus diplomat, "Yaptırımlara, kendi kendimize zarar vermeyecek şekilde yanıt vereceğiz. Ancak yanıtımız net olacak. Ayrıca elbette tüm ilişkilerimizi tesis ederken de bunu dikkate alacağız" ifadelerini kullandı.

ABD'deki Kongre ve Temsilciler Meclisi üyelerini, özellikle de Demokratik Parti'den senatörlerin büyük bir kısmını dolaylı olarak ya da bizzat tanıdığı için yeni yaptırımlarla ilgili kararın 'çok zor anlaşılabilecek bir durum' olduğuna dikkat çeken Lavrov, "Bu kişilerin ciddi politikacılara yakışmayan bu tür kararları alabileceklerini asla düşünmemiştim" vurgusunu yaptı.
'Zelenskiy Rusya ile ilişkilerin iyiye gitmesini istiyor, fakat onu engellemeye çalışanlar var'
Rus diplomat, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin Rusya ile ilişkilerinin olumlu yönde ilerlemesini istediğini, ancak bu konuda kendisini engellemeye çalışan kişilerin olduğunu belirtti.

Lavrov, "Onun (Zelenskiy'in) bir insan, politikacı ve Devlet Başkanı olarak bunu istediğinden hiç şüphem yok. Aynı zamanda Ukrayna'da onun bunu yapmasına her türlü engel olmaya ve dış politikadaki Rusofobiyi, ayrıca birçok kişinin işine gelen Donbass ihtilafını korumaya çalışanların olduklarını görüyoruz. Bu üzücü bir şey, fakat biz elimizden geldiği kadarıyla kendisine yardım etmeye çalışacağız" diye konuştu.

https://tr.sputniknews.com/rusya/201912221040893362-lavrov-yeni-startin-uzatilmasi-halinde-avangard-ve-sarmat-fuzelerini-ona-dhil-etmeye-haziriz/

Donanma Nükleer İstiyor

Soğuk Savaş'ın son dönemlerinde, dünyadaki nükleer gerilimi azaltmak için önce START I (Strategic Arms Reduction Treaty / Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması), ardından da INF Anlaşması (Intermediate-Range Nuclear Forces Treaty / Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler) imzalanmıştı. Bu sayede, başta taktik olanlar olmak üzere birçok nükleer silah imha edilmiş, ve bahse konu stratejik sistemlerin sayısı önemli ölçüde azaltılmıştı.



ABD ve Rusya'nın 2019'da INF kararlarını uygulamayacaklarını peş peşe açıklamasının üzerine taraflar, nükleer silah çalışmalarına yeniden hız verdi. Amerikan Donanması da nükleer harp başlığı taşıyan seyir füzelerini yeniden talep etti. Bu kapsamda fizibilite için geçtiğimiz aylarda 2020 bütçe yılı için 5 milyon Amerikan Doları tutarında bütçe ayrılmıştı. Alternatif analizi çalışmalarının 2022 yılında tamamlanacağı ve yönetime detaylı bir rapor sunulacağı belirtildi.



Sea-Launched Cruise Missile-Nuclear (SLCM-N / Denizden Fırlatılan Seyir Füzesi-Nükleer) çalışmaları kapsamında Amerikan Donanması, farklı alternatifleri değerlendiriyor. İlk etapta en güçlü aday olarak 5-7 kiloton güce sahip W76-2 harp başlıkları gösteriliyor. İlerleyen safhada daha güçlü W80'lerin de donanmanın taktik nükleer ihtiyacı kapsamında seyir füzelerine entegre edileceği savunma kulislerinde konuşuluyor. Taşıyıcı platform olarak henüz zikredilen bir platform bulunmasa da en güçlü aday, geçmişte de aynı görevi üstlenen UGM/BGM-109 Tomahawk füzeleri.

https://www.c4defence.com/Gundem/donanma-nukleer-istiyor/9757/1

Stockholm'de bulunan Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (Stockholm International Peace Research Institute/ SIPRI) dünya askeri harcamaları ve uluslararası silah transferleri gibi global savunma analizlerini içeren 2020 yıllığı yayımlandı.



Belgede, Avrupa'nın çizdiği güvenlik düşüncesi imajının son yıllarda düzensiz göç ve terörizm ile dolduğu belirtiliyor. Avrupa Birliği'nin (AB) Libya ve Türkiye ile olan ilişkisinde düzensiz göç ve terörizmin önemli bir itici güç olduğu belirtiliyor.

Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın 2019 yılını markaja alan 2020 yıllığı, aktif silahlı çatışma içinde olan yedi ülkenin bulunduğunu ortaya koyuyor. Türkiye'nin düşük yoğunluklu silahlı çatışma sınıfında yer aldığı listede Mısır, Irak, İsrail, Libya, Suriye ve Yemen bulunuyor.

Irak, Suriye ve Türkiye'de Muğlak ve Bağlantılı Silahlı Çatışmalar

Türkiye, Rusya ve Suriye'nin ele alındığı "Irak, Suriye ve Türkiye'de Muğlak ve Bağlantılı Silahlı Çatışmalar" bölümde, Rusya ve Türkiye'nin Suriye'de oluşturduğu "Güvenli Bölge" yer aldı.

SIPRI 2020 Yıllığı, Suriye hükûmetinin ülkenin büyük bölümündeki varlığını pekiştirdiğini, Irak'ın ise büyük ölçüde çatışma sonrası artan protestolar ve yüksek yoğunluklu silahlı çatışma düzeyinde kaldığı belirtildi.

Dünya askeri harcamalarının 2019 yılında 1 trilyon 917 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilirken, 2018'e göre bu oran %3,6 artış gösterdi. Avrupa, Asya, Okyanusya ve Amerika kıtasına ait harcama verileri elde edilirken, Orta Doğu'daki toplam tutarın muğlaklığına dikkat çekildi.

Askeri harcamalardaki artış oranlarında başı iki ülke çekti. ABD birinci sırada yer alırken ardından Çin geldi. ABD, 2019 yılında üst üste ikinci kez harcamasını artırarak 732 milyar dolara ulaştı. Çin ile ABD arasında 2,7 katlık bir harcama farkı bulunuyor. Suudi Arabistan 2018'de en çok harcama yapan üçüncü ülke iken, 2019'da beşinci sıraya geriledi. Hindistan'ın 71,1 milyar dolar tutarındaki harcaması ülkeyi üçüncü sıraya taşıdı. Rusya'daki %4,5'lik artış Kremlini dördüncü konuma getirdi. 2019 sayılarındaki en büyük artış Almanya'dan geldi. Ülke, askeri harcamasını %10 artırdı.

"Dünyada 3 bin 720 Nükleer Harp Başlığı Operasyonel "

ABD, Rusya, Birleşik Krallık, Fransa, Çin, Hindistan, Pakistan, İsrail ve Kuzey Kore olmak üzere dokuz ülkede 2020 itibariyle yaklaşık 13 bin 400 nükleer harp başlığı bulunduğu kaydedildi. Bunlardan 3 bin 720'sinin konuşlandırıldığı ifade edilirken, yaklaşık bin 800'ünün yüksek alarm altında bekletildiği ifade edildi.

Türkiye'nin, ABD'nin bazı nükleer silahlarına ev sahipliği yaptığı ifadesi de belgede yer alan bilgiler arasındaydı. ABD'nin "tahmini 230 adet taktik B61B bombası"na sahip olduğu iddia edilen yıllıkta, "bombaların yaklaşık 150'sinin, NATO ülkelerinin hava üslerinde potansiyel kullanım için konuşlandırıldığı düşünülüyor" ifadesi yer aldı. Aviano ve Ghedi, İtalya; Büchel, Almanya; İncirlik, Türkiye; Kleine Brogel, Belçika ve Volkel, Hollanda B61B'nin konuşlandırıldığı ülkeler olarak belirtildi.

SIPRI, Türkiye'nin Suriye'deki konumu sonrasında iddia edilen konuşlandırmalarla ilgili olarak belgede şu cümlelere yer verdi:" ABD'nin nükleer silah depolamaya devam edip etmeyeceği konusundaki tartışmalar yoğunlaştı ve ABD ordusunun, silahların tahliye planlarını gözden geçirdiğine dair haberler çıktı."

https://www.c4defence.com/Gundem/dunyada-3-bin-720-nukleer-harp-basligi-operasyonel-/10330/1

Ne tahliyesi eskilerin yerine yenileri birakiyor

B61-12  yeni

Bizimde en kisa zamanda nuklear guc olmaliz lazim..

Denizaltilardan vs atilabilir hale de getirdikmi sirtimiz yere gelmez..

Kendimizi garantiye almanin tek yolu..

Bizimde en kisa zamanda nuklear guc olmaliz lazim..

Denizaltilardan vs atilabilir hale de getirdikmi sirtimiz yere gelmez..

Kendimizi garantiye almanin tek yolu..

Gezgin füzesi ve onun kapsül ile 533mm'lik bir tüpten atılması bizim için çok ama çok önemli. Bunu yapabildiğimiz an envanterde ki tüm denizaltıları nükleer saldırı denizaltısı yapmamızın önü açılır. Nükleer başlık yapmak kolay iş. W80 gibi oldukça ufak ve makul bir başlık bile airburst modunda  bölge nüfusuna bağlı 500 bin kişinin ölümü 1 milyon kişinin yaralanması demektir. Böyle bir güce karşı hiç bir ülke haksız işgal girişimini göze alamaz.

Ankara 5 kilo uranyumdan vazgeçti'
Türkiye atom bombasında kullanılabilecek düzeydeki 5 kilo 400 gram uranyumu Washington'a ulaştırdı.


https://www.sabah.com.tr/dunya/2012/03/23/ankaradan-abdye-bas-kilo-uranyum

Nükleer silah her Türk'ün hayalidir. Nükleer silahımız olsun vb ama yanılmıyorsam biz anlaşma yapmadık mı? Bende çok isterim ama yaptık diyelim bir şekilde yaptırım olmaz mı ?

Başlık yapmak en kolay konu o konu halledilir. Önemli olan sevk vasıtası olan füzeleri onların rv'lerini veya seyir füzelerini , denizaltıları falan yapmak.

Biz zaten type-214 denizaltıları ile desteksiz abd kıtasına gidip geri gelebilecek menzile ulaşabiliyoruz. Keza type 209'larda avrupayı terörize edebilecek kabiliyete sahip. Yeterki torpido'dan atılabilecek 1000-1500 km menzilli gezgini yapıp atmak.

Önemli olan tüm bu faliyetleri büyük bir gizlilikle yapmak. Tamda her şey bittiğinde açıklamak. Naparsın tüm denizaltılara entegre edersin. Type 214'ler bir abd'ye ziyarette bulunurlar. Mesela afrikadaki müttefiklerimizden birisiyle ortak deniz tatbikatı yapar ana karadan uzaklarda TATBİKAT GEREĞİ denizaltıdan gezgin atarız. Ondan sonra zaten herkes herşeyi anlar.

Þu an neden Araplar mesela  neden İsrail'i işgal etmeyi düşünemiyorlar . Neden 1973 yom kippur'dan sonra İsrail'e total bir savaş açılamadı ? Çünkü artık İsrail nükleer bir güçtü. En son 1973 total savaşında bile İsrail'in nükleer güce ulaşmış olabilme ihtimali arapları ve özellikle suriyeyi yerine çaktı. Þimdilerde onlara nükleer silah verebilecek bir Sovyetler'de yok hem.


Bizde İsrail gibi nükleer başlık kapasiteli bir seyir füzesi yaptığımız an ki zaten harp başlığı kilosunu verdiğimiz an anlaşılır,  ve bunu denizaltılardan attığımız an ki buna resmi olmayan ikincil saldırı kabiliyeti kazanımı denir ve bu iş biter.

Sonra Avrupalılar ve Amerikalıların artık daha işbirlikçi olduklarını ve Türkiyeyi kullanmaktan çok kazanmaya çalışacaklarını düşünüebiliriz.

Nükleer silah demek ambargo demek ve uluslararası toplumdan izalasyon demek.

Ki biz böyle bir adım attığımızda içerdeki unsurlar saolsun anında haberleri olur.

Daha bir bransın abd'li papaz için abd'ye direnemedik nükleer silah için nasıl direnebiliriz ki.
Dolar tepetaklak oldu mu kim ne yapsın nükleer silahı.

Yoksa tabi ki ikinci vuruş kabiliyeti bakımından denizaltından veya bir kargo uçağından atılabilen seyir füzesi ile atabilmek önemli bir caydırıcılık unsuru inkar edilemez fakat resmi bir açıklama kimse türkiye'den beklemesin