Karadeniz Enerji Kaynakları

Başlatan Afşar1, 19 Kasım 2018, 13:31:45

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Alıntı yapılan: Prof. Dogu - 12 Aralık 2023, 19:36:50
Siz alim gucundeki kayip ile sektorun durumunu karistiriyorsunuz. Bir sektorun bir ulkede iyi/kotu durumda olmasini olcutleri toplam uretim, dis ticaret fazlasi gibi olcutlerdir. Tarim sektoru iki olcutte de duzenli olarak buyumektedir, tuik verilerine bakabilirsiniz.

Sizin mantiginizla otomobil sanayimizde cokmus olmali son zamanlarda fiyatlari cok arttigindan dolayi. Savunma sanayi urunleri de cok pahali, tank fiyatlari nerelere gitti, o zaman orda da bittik.
Sn Doğu,
Bu işin ölçütle mölçütle alakası yok. Görünen köye kılavuz istemez. Sınırlı İhracat rakamına bakıp üretimi görmezden gelirseniz sizin dediğiniz olur. O da bu ülkeye yakışmayan rakamlar.
Üretici kan ağlıyor. 4 sene önceki fiyata mal satıyor diyorum. Siz "ölçüt" diyorsunuz.
Mısır'ın devlet tarafından yayınlanan toptan 2022 alış fiyatı 5.70tl idi. Bu sene 5.90tl'den yayınlandı. Sadece 20/20 taban gübre fiyatındaki artış, %90. Mazot geçen sene Ocak ayında 14TL iken bu sene Ocak ayında 24 TL idi. Þimdi 35TL.
Çiftçi'nin gelirine neden yansıtılmıyor bu enflasyon?
Bilmeden konuşmayalım lütfen!
Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: Yasar - 12 Aralık 2023, 19:32:14
Sn Prof Doğu,
Ziraatçı olmadığınız belli.
Tarımda üreticiyi korumayan ama  aracıyı ve Tüccarla asıl tarım ithalatçısını koruyan ve destekleyen politikalarla Türk Tarım üreticisi unutulmuş durumdadır.
Ben hem ana tarafı hem de baba tarafı büyük tarımcı ailelerden geliyorum.
Pazarda 20 TL'ye satılan limon, üreticisinden 3TL ye alınıyor. 4 sene önce de 3 liraya satıyordu üretici ürününü.
Gübre fiyatları 2 sene içerisinde 2 kat arttı. Ama mahsul fiyatlarına yansımadı bu artışlar. Dışarıdan yapılan ithalatla belli bir kesim zenginleştirilirken, üretici yoksulluğa itilmektedir. Başka gelir kaynağı olmadığı için üretmeye mahkum olmuş tarım üreticisi, ürettiği mahsulün hakkını alamamaktadır.
Evet yeni tarım metotlarıyla üretim yükselmekte ama masraflarda artmaktadır. Üreticinin satış fiyatıyla son alıcının alış fiyatı arasındaki fark devamlı açılmaktadır.

Türkiye bölgenin en büyük büyükbaş hayvan yetiştiricisiyken, son 2-3 yıldır gemiler dolusu büyükbaş hayvan ithal edilerek iç piyasadaki yetiştiricileri hayvanlarını kesmeye itmiştir bu hükümet. Ne kadar gemi dolusu hayvan getirildiğine bizzat oturduğum odadan şahit olan bir kişi olarak, üzüntü duymaktayım. (Gelen gemilerin yaydığı kokuda cabası)

17 milyonluk ve Konya kadar arazisi olan Hollanda, 2022'de, 55 (49.5 milyar Avro) milyar dolar tarım ihracatı yapmış. 85 milyonluk koca Türkiye, aynı yıl, 30 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç edebilmiş. Tarım teşvik edilse bu rakamı 2'ye , 3'e katlamak işten değil. Tarım ülkesiyiz diyoruz; Hollanda'nın yarısı kadar ürün ihraç ediyoruz.
Sayin Yasar bey, ben kendim tarimla ugrasmadim ama dedem rahmetli ciftciydi, yakin akrabalarimdan ciftcilik/ kabzimallik yapanlar epey var. Ciftcinin kazanip kazanmadigi yoreden yoreye cok degismektedir. Mesela dedemin 90larda bugday ektigi arazilerde simdi sebze/meyve yetismekte (sulama projeleri ile) ve kazanc muthis artmistir. Tabi dedigim gibi yoreden yoreye kazancin artip artmamasi degismekte, o yuzden bence kisisel deneyimlerimizden ziyade toplam uretim verilerine odaklanmak daha mantikli.

Hollanda ile tarim kiyasi yapmak, einstein ile zeka yaristirmaya benziyor. Hollanda ile kimi kiyaslarsaniz diger ulke guduk kalir. Mesela hollandadan 250 kat daha fazla araziye sahip olan amerika birlesik devletlerinin ihracati hollanda'dan ihracati sadece %40 daha fazladir. Biz tarim ulkesiyiz diyoruz ama ic anadolu, dogu anadolu, ve karadeniz tarima uygun bolgeler degildir, hollanda'nin her yeri cukurova kalitesine yakin.

Buyukbas hayvan konusunda dediklerinize kismen katiliyorum. Hayvan sayisinda 90lardan bu yana artis var ama talep daha hizli arttigi icin maalesef dis ticaret acigi vermekteyiz. Mesajı Paylaş

Benim babam ciftcı ve bende yardım ediyorum son yıllarda külliyen zarar edıyor.sadece besıhanedeki hayvanların hatrina devam ediyo son yıllarda tamemen yem bitkisine döndürdüm. Hayvancılıkta ise yapandan ziyade parası olana destek verılıyor. Et piyasası bu sene olması gereken sevıyeye geldı derken yine üreticinin emeği gasp ediliyor ithal et ile Mesajı Paylaş

Tohumluk buğdayın tonu ortalama 14 bin bu sene tarlaya ek aynı mahsulü tarladan kaldır satmaya götür maksimum 7 bine satarsın. Önceleri ton ile alınan gübre sayı ile alınıyor ve birçoğu hayvan
Gübresi kullanıyor hiçde dışarıdan görüldüğü gibi değil Mesajı Paylaş

#54
ABD tarım ülkesi değil. Buna rağmen 2022'de 220milyar dolar gelir sağlamış. Hollanda'nın 4 katı.


Türkiye,nin tahıl üretimi (buğday, mısır, arpa gibi), maliyetleri çok artmış durumda.
Bahçecilik yapan kesim de zor durumda. Büyük/küçük bahçeci çalışacak işçi bulmakta zorluk çekmenin ötesinde bulduğu işçiye ödemesi gereken yevmiye ücretleri 3-4 katına çıkmış vaziyette. Geçen sene 200-225tl'ye işçi çalıştırırken şimdi Güney'de 1500tl yevmiyeye işçi zor bulunuyor.
Ürün fiyatları artmazsa arazilerini satmak zorunda kalacak tarım üreticileri. 
5.5 kg mısırdan 1 kg mısır yağı elde ediliyor. 1 kg mısır yağı 90tl. Yani 1kg yağ için 33tl'lik mısır kullanılıyor. Geriye kalanı da yaş küspe olarak kilosu 25TL'den yem endüstrisine satılıyor. Cargyll gibi yabancı kökenli fabrikalar zengin ediliyor. Ama üreticiye fiyat verilmiyor. Bu tarımın her kesiminde mevcut.
Yöresellikle alakası yok. Üreticiyi destekleme yerine ithalatçı firmalara destek veriliyor. Buğday ithalatı ile üretici mağdur durumda bırakılıyor.
Benim İzmir'de okul arkadaşlarım var çiftçilik yapan; onlarda mağdur. Antalya'daki dostlarımda öyle. Antep ve Adana'da aynı durumda. Mersin'de. Benim arazilerim ve limon bahçem var Adana ve Mersin'de. Satacağım. Çiftçilik bitmiş ülkede artık.
Bana genel duruma bakın demeyin. Ülkenin tamamı böyle. Rant uğruna ülke tarımı feda ediliyor.
Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: Yasar - 12 Aralık 2023, 22:37:08
ABD tarım ülkesi değil. Buna rağmen 2022'de 220milyar dolar gelir sağlamış. Hollanda'nın 4 katı.


Türkiye,nin tahıl üretimi (buğday, mısır, arpa gibi), maliyetleri çok artmış durumda.
Bahçecilik yapan kesim de zor durumda. Büyük/küçük bahçeci çalışacak işçi bulmakta zorluk çekmenin ötesinde bulduğu işçiye ödemesi gereken yevmiye ücretleri 3-4 katına çıkmış vaziyette. Geçen sene 200-225tl'ye işçi çalıştırırken şimdi Güney'de 1500tl yevmiyeye işçi zor bulunuyor.
Ürün fiyatları artmazsa arazilerini satmak zorunda kalacak tarım üreticileri. 
5.5 kg mısırdan 1 kg mısır yağı elde ediliyor. 1 kg mısır yağı 90tl. Yani 1kg yağ için 33tl'lik mısır kullanılıyor. Geriye kalanı da yaş küspe olarak kilosu 25TL'den yem endüstrisine satılıyor. Cargyll gibi yabancı kökenli fabrikalar zengin ediliyor. Ama üreticiye fiyat verilmiyor. Bu tarımın her kesiminde mevcut.
Yöresellikle alakası yok. Üreticiyi destekleme yerine ithalatçı firmalara destek veriliyor. Buğday ithalatı ile üretici mağdur durumda bırakılıyor.
Benim İzmir'de okul arkadaşlarım var çiftçilik yapan; onlarda mağdur. Antalya'daki dostlarımda öyle. Antep ve Adana'da aynı durumda. Mersin'de. Benim arazilerim ve limon bahçem var Adana ve Mersin'de. Satacağım. Çiftçilik bitmiş ülkede artık.
Bana genel duruma bakın demeyin. Ülkenin tamamı böyle. Rant uğruna ülke tarımı feda ediliyor.
Hollanda'nin 250 kati daha fazla alana sahip amerika'nin sadece 4 kat fazla tarim geliri olusturmasi kabul edersiniz ki Hollanda'nin donum basina ne kadar daha uretken oldugunu ortaya koymaktadir.

Neye gore Amerika tarim ulkesi degil? Amerika da onemli bir sure yasamis biri olarak, gayet de tarima elverislidir nevada alaska gibi eyaletleri saymazsaniz.

Biz neye gore tarim ulkesiyiz? Bir zamanlar sanayimiz olmadigi icin kendimize tarim ulkesi diyorduk baska pek bir sey uretmedigimiz icin. Bu bizim topraklarin tarima elverisli oldugu anlamina gelmiyor. Ic anadolu genel itibariyle kiractir. Dogu anadolu ve karadeniz de daglik, hemen hemen tum avrupa ulkelerinin (baltik haric) arazisi tarim/hayvanciliga bizden daha musaittir.

Bizdeki tarimdaki temel sorun arazi miktarinin ciftci basina dusuk olmasi. Amerika/avrupa gibi yerlerde nufusun %1'i tarimla ugrasirken bizdeki oran %10'larda. Bizim ciftciler 10 donumluk arazi icin traktor alirken avrupalilar binlerce donum icin bu yatirimlari yapiyo, bu yuzden de daha maliyet etkinler. Ayni sebepten oralardaki ciftciler sehirde yasayanlardan cok daha zenginken biz de ortalama olarak daha fakirler.

Turkiye dunyanin sayili makarna ve un ihracatcilarindandir, bugday ithalatinin da temel nedeni budur. Ham madde alip bunu daha ileri bir urune donusturup satmak daha mantiklidir.

Mesajı Paylaş

#56
Sn Yaşar'a katılmakla beraber şunu söylemek isterim. Ben köy çocuğu değilim, ya da ziraat mühendisi de değilim yani tarımdan hiç anlamam ve ilgi de duymuyorum. Ama babam ülkedeki en büyük gıda şirketlerinden birinde orta-üst düzey yönetici ve Ziraat Mühendisi. Size burda Türkiye'nin tarım ve gıda sanayisinin sorunları hakkındaki sektörün bizzat içindeki insanlar tarafından duyduğum problemleri yazsam herhalde 20 sayfa yazmam gerekir. Ki ben babamın arkadaşları ve misafirler ile konuştuğu konulardan ve biraz da meraktan öğrendim. Türkiye deki tarımın sosyolojik boyutundan, teknolojik boyutuna, piyasaya sürülmesine o kadar çok yanlış var ki bu ülkede belki de eğitimden sonra en kötü olduğumuz  alan denilebileceğini düşünüyorum. Tüm sorunları geçtim burası savunma sanayi forumu. Onu ilgilendiren bir alana değineceğim. 

Olası bir bağımsızlık savaşı verdiğimiz durumda siz bu ülkenin dışarıya tarımda ne kadar muhtaç olduğunu biliyor musunuz? Mesela Yoğurt, bizim binlerce yıllık kadim Türk ürünümüz. Torku şirketinin bir kaç sene önce geliştirdiği zamana kadar yediğiniz Türk marka hazır yoğurdun bile mayası nerden geliyordu. Binlerce yıllık ata tohumlarımızı zamanında birileri Amerika peşkeş çektiğinde ve hala ata tohumunu desteklemeyen bir durumda hatta engelleme politikası devam ederken  yediğiniz mısırın, kullandığınız şekerin hangi ülkenin tohumları ithal edilerek yetiştirildiğini zannediyorsunuz. Yada Kanadalılara bizim gösterdiğimiz zamanında ihraç ettiğimiz  mercimeğin bugün hangi ülkeden ithal ettiğimizi düşünüyorsunuz. İsrail tohumları olmasa bugün ülkede bazı ürünlerde 1 kamyon ürün bile yetişmez. Ki İsrailliler, Belçikalılat ve  Hollandalılar  bu tohumların genetiğiyle oynayarak tekrar kullanılmasına izin vermeyerek kendine nasıl bağımlı hale getirdiğini de belirtmek isterim. Ki gayet normal tarım gibi kritik ve önemli bir konuda.Her güçlü akıllı ve doğru yönetilen ülkede bunu yapar. Monsanto diye bir şirketin bu ülkenin tarım ürünlerine ne kadar zarar verdiğini ve tüm dünyada nasıl bir amaç güttüğünü de. Ki benim değindiğim işin ham gıda kısmı. Bu işin endüstriyel gıda kısmı var ki felaket! felaket! Bu işin içinden gelen insanlar endüstriyel gıda alırken içi almaz.Türkiye'de tüm dünyada olduğu gibi bir endüstriyel gıdanın sıkıntısı zaten var bir de üstüne Türkiye gibi ülkelerin kendine has sorunları eklenince çok başka bir boyuta çıkıyor. Yani emin olun bu ülke bir gün bir konuda sıkıntı yaşayacak hale gelirse o da tarım ve ilaç sektörü olur. Düşmana Atmaca, SOM atarız. Milgemlerle mavi vatanı savunuruz, MMU ile hava sahamızı savunuruz , savaşırız ama arkada Türk milletini nasıl besleriz. Türk milletinin ihtiyaç duyduğu sağlık ihtiyaçlarını nasıl sağlarız. Ne sen sorun ne ben söyleyeyim. Felaket tellallığı emin olun yapmıyorum. Gerçekler bu.

Türk tarımı bir reform olarak yeniden ele alınmalı ve yapılandırılmalıdır. Ve bu iş onlarca yıl sürecek çok zorlu bir  süreç. Tam bağımsız ve milli bir Türk tarımı da MMU gibi projeden onlarca kat daha zordur da. İşin sosyal sorunu, politik sorunları, ticari sorunları gibi sorunları  falan değinmiyorum bakın. Milli bağımsızlığı ilgilendiren  yurtdışına bağımlılığımızdan bahsediyorum. Türkiye elinde imkan olmasına rağmen türlü nedenlerden dolayı köküne kadar tarımda enerji de ki bağımlılığımız gibi bağımlıyız. Ve şu an için tünelin ucunda bir ışık da gözükmüyor. Türkiye  yerli ve milli savunma sanayinin önemini  belli zamanlarda yaşadığımız acılarla tecrübe etti ve ders aldık.Ve bugün bu hale geldik. Gittikçe iyiye giden ve tünelin sonunu görebildiğimiz bir sektör. Umarım bu durumu tarımda yaşayacağımız acı tecrübeler ile yaşamayız. Çünkü gıda  insanın en çok ihtiyaç duyduğu en önemli şey. Acı tecrübeler felakete sürükleyebilir. Umarım ileride tarımda da bu sorunları yaşamadan doğru adımlar atılır ve bu alanda çalışmalar yapılır ve yerli ve milli tarıma sahip oluruz. Mesajı Paylaş
Toprakların ucu deniz olan bir ulusun sınırını, halkının kudret ve yeteneğinin hududu çizer bu yüzden mükemmel ve kaadir bir Türk Donanmasına malik olmak gayedir.

Alıntı yapılan: Kaptan-I Derya - 12 Aralık 2023, 23:47:57
Sn Yaşar'a katılmakla beraber şunu söylemek isterim. Ben köy çocuğu değilim, ya da ziraat mühendisi de değilim yani tarımdan hiç anlamam ve ilgi de duymuyorum. Ama babam ülkedeki en büyük gıda şirketlerinden birinde orta-üst düzey yönetici ve Ziraat Mühendisi. Size burda Türkiye'nin tarım ve gıda sanayisinin sorunları hakkındaki sektörün bizzat içindeki insanlar tarafından duyduğum problemleri yazsam herhalde 20 sayfa yazmam gerekir. Ki ben babamın arkadaşları ve misafirler ile konuştuğu konulardan ve biraz da meraktan öğrendim. Türkiye deki tarımın sosyolojik boyutundan, teknolojik boyutuna, piyasaya sürülmesine o kadar çok yanlış var ki bu ülkede belki de eğitimden sonra en kötü olduğumuz  alan denilebileceğini düşünüyorum. Tüm sorunları geçtim burası savunma sanayi forumu. Onu ilgilendiren bir alana değineceğim. 

Olası bir bağımsızlık savaşı verdiğimiz durumda siz bu ülkenin dışarıya tarımda ne kadar muhtaç olduğunu biliyor musunuz? Mesela Yoğurt, bizim binlerce yıllık kadim Türk ürünümüz. Torku şirketinin bir kaç sene önce geliştirdiği zamana kadar yediğiniz Türk marka hazır yoğurdun bile mayası nerden geliyordu. Binlerce yıllık ata tohumlarımızı zamanında birileri Amerika peşkeş çektiğinde ve hala ata tohumunu desteklemeyen bir durumda hatta engelleme politikası devam ederken  yediğiniz mısırın, kullandığınız şekerin hangi ülkenin tohumları ithal edilerek yetiştirildiğini zannediyorsunuz. Yada Kanadalılara bizim gösterdiğimiz zamanında ihraç ettiğimiz  mercimeğin bugün hangi ülkeden ithal ettiğimizi düşünüyorsunuz. İsrail tohumları olmasa bugün ülkede bazı ürünlerde 1 kamyon ürün bile yetişmez. Ki İsrailliler, Belçikalılat ve  Hollandalılar  bu tohumların genetiğiyle oynayarak tekrar kullanılmasına izin vermeyerek kendine nasıl bağımlı hale getirdiğini de belirtmek isterim. Ki gayet normal tarım gibi kritik ve önemli bir konuda.Her güçlü akıllı ve doğru yönetilen ülkede bunu yapar. Monsanto diye bir şirketin bu ülkenin tarım ürünlerine ne kadar zarar verdiğini ve tüm dünyada nasıl bir amaç güttüğünü de. Ki benim değindiğim işin ham gıda kısmı. Bu işin endüstriyel gıda kısmı var ki felaket! felaket! Bu işin içinden gelen insanlar endüstriyel gıda alırken içi almaz.Türkiye'de tüm dünyada olduğu gibi bir endüstriyel gıdanın sıkıntısı zaten var bir de üstüne Türkiye gibi ülkelerin kendine has sorunları eklenince çok başka bir boyuta çıkıyor. Yani emin olun bu ülke bir gün bir konuda sıkıntı yaşayacak hale gelirse o da tarım ve ilaç sektörü olur. Düşmana Atmaca, SOM atarız. Milgemlerle mavi vatanı savunuruz, MMU ile hava sahamızı savunuruz , savaşırız ama arkada Türk milletini nasıl besleriz. Türk milletinin ihtiyaç duyduğu sağlık ihtiyaçlarını nasıl sağlarız. Ne sen sorun ne ben söyleyeyim. Felaket tellallığı emin olun yapmıyorum. Gerçekler bu.

Türk tarımı bir reform olarak yeniden ele alınmalı ve yapılandırılmalıdır. Ve bu iş onlarca yıl sürecek çok zorlu bir  süreç. Tam bağımsız ve milli bir Türk tarımı da MMU gibi projeden onlarca kat daha zordur da. İşin sosyal sorunu, politik sorunları, ticari sorunları gibi sorunları  falan değinmiyorum bakın. Milli bağımsızlığı ilgilendiren  yurtdışına bağımlılığımızdan bahsediyorum. Türkiye elinde imkan olmasına rağmen türlü nedenlerden dolayı köküne kadar tarımda enerji de ki bağımlılığımız gibi bağımlıyız. Ve şu an için tünelin ucunda bir ışık da gözükmüyor. Türkiye  yerli ve milli savunma sanayinin önemini  belli zamanlarda yaşadığımız acılarla tecrübe etti ve ders aldık.Ve bugün bu hale geldik. Gittikçe iyiye giden ve tünelin sonunu görebildiğimiz bir sektör. Umarım bu durumu tarımda yaşayacağımız acı tecrübeler ile yaşamayız. Çünkü gıda  insanın en çok ihtiyaç duyduğu en önemli şey. Acı tecrübeler felakete sürükleyebilir. Umarım ileride tarımda da bu sorunları yaşamadan doğru adımlar atılır ve bu alanda çalışmalar yapılır ve yerli ve milli tarıma sahip oluruz.
+1
Sonuç = Acil önlem alınmazsa Türkiye tarımı bitme noktasındadır. Mesajı Paylaş

Hollanda'nın tarım endüstrisi ile Hollanda tarımı nı karıştırmayalım. Unilever in yarısı Hollanda dır Lipton Calve Algida filan neler neler marketiniz boşalır çıkartsanız ürünlerini. Bütün Bursa tarımını topla bir Algida etmez tarım ekonomisi olarak. Dünyadaki her markette lipton çay var bir tane sallama çay içtiğinde Hollanda tarım ekonomisi rakamı büyüyor ama Hollanda'da tek dal çay üretilmez. Ona bakarsanız dağları karlı isviçre bile Nestle ile bizden büyük tarım endüstrisidir. Demek istediğim tarım ekonomisi domates biber buğday değil sadece jelibom sakız fabrikasıda tarım endüstrisinin içindedir. Yoksa toprağı ekme anlamında Hollanda bizimle yarışamaz ne toprağı ne güneşi ne gündüzü yeter. Tarım endüstrisiyiz diyoruz bire bilmemne üretip dünyayı geçeceğiz sanıyorsak kumda oynarız İtalya nın Nutellası ile baş edemez bizim bütün tarımımız Mesajı Paylaş
Rusya Ukrayna savaşının çözümü bağımsız Kırım devletidir.

Alıntı yapılan: putty - 13 Aralık 2023, 05:38:14
Hollanda'nın tarım endüstrisi ile Hollanda tarımı nı karıştırmayalım. Unilever in yarısı Hollanda dır Lipton Calve Algida filan neler neler marketiniz boşalır çıkartsanız ürünlerini. Bütün Bursa tarımını topla bir Algida etmez tarım ekonomisi olarak. Dünyadaki her markette lipton çay var bir tane sallama çay içtiğinde Hollanda tarım ekonomisi rakamı büyüyor ama Hollanda'da tek dal çay üretilmez. Ona bakarsanız dağları karlı isviçre bile Nestle ile bizden büyük tarım endüstrisidir. Demek istediğim tarım ekonomisi domates biber buğday değil sadece jelibom sakız fabrikasıda tarım endüstrisinin içindedir. Yoksa toprağı ekme anlamında Hollanda bizimle yarışamaz ne toprağı ne güneşi ne gündüzü yeter. Tarım endüstrisiyiz diyoruz bire bilmemne üretip dünyayı geçeceğiz sanıyorsak kumda oynarız İtalya nın Nutellası ile baş edemez bizim bütün tarımımız

Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz