Barış Pınarı Harekatı

Başlatan カメせ, 05 Ekim 2019, 16:23:07

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 5 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

YPG/PKK konusunda Rusya ile yapılan mutabakattan memnun musunuz?

EVET
2 (18.2%)
HAYIR
9 (81.8%)

Toplam Oy Verenler: 11

Birinci haftasında harekâtın 10 sonucu;

ürkiye'nin 9 Ekim Çarşamba günü Fırat'ın doğusunda Suriye sınırı boyunca Barış Pınarı harekâtını başlatmasından bu yana bir haftayı geride bıraktık. Suriye jeopolitiğini ve bu çerçevede Ortadoğu'daki güç dengelerini altüst eden harekâtın bu kısa süre içinde yol açtığı ilk sonuçları, tetiklediği yönelişleri ana başlıklar halinde şöyle özetlemek mümkün:

1) KÜRT ÖZERK YÖNETİMİ SON BULUYOR: Harekâtın en somut sonuçlarından biri, PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan PYD/YPG örgütünün Esad rejiminin 2012'de Fırat'ın doğusundan çekilmesiyle beliren boşluğu doldurarak, burada inşa ettiği özerk yönetimi büyük ölçüde bitirmekte olmasıdır. Özerk yönetimin yapısı, kurulan yerel meclisler ve bunların idari olarak bağlı olduğu kantonlar üzerinden kurgulanmıştı. Kobani ve Cezire kantonları Fırat'ın doğusunda sınır boyunca yekpare bir bütünlük oluşturmaktaydı. PYD/YPG örgütü, bu hafta başında Esad ordusunu bölgeye davet etmek zorunda kalınca, 2012 sonrasında inşa ettiği kurumları kalıcı kılmak yönündeki stratejik hedefini hayata geçirilebilmesi imkânı kalmamıştır. Suriyeli Kürtlerin yeni dönemdeki statüleri, her halükârda özerk yönetim modelinin gerisinde kalacaktır.

2) ABD, SURİYE'DEN ÇIKIYOR: Harekâtın bir diğer elle tutulur sonucu, ABD Başkanı Donald Trump'ı ülkesinin Suriye'nin kuzeyindeki askeri varlığını sonlandırmaya, askerlerini süratle buradan çekmeye itmiş olmasıdır. Bu bölgede geçen hafta sonuna kadar ABD bayraklarının asılı olduğu askeri üs ve gözlem noktalarının bazılarına artık Esad ordusu yerleşmektedir. ABD'nin Kuzey Suriye'den çıkması, Kürt gruplardan desteğini çekmesi neresinden bakılırsa bakılsın Ortadoğu'daki güç dengeleri üzerinde bir deprem etkisi yaratmıştır.

3) REJİM BÖLGEYE DÖNDÜ: Türkiye'nin operasyonu, yol açtığı zincirleme sonuçlarla, 2012'den bu yana Fırat'ın doğusunda, yani ülkenin yaklaşık üçte birinde egemenliğini icra edebilme imkânından yoksun olan Esad rejiminin bu coğrafyaya yeniden girebilmesinin kapısını açmıştır. Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, yakın bir zamana kadar bu hedefe bu kadar erken ulaşabileceğini herhalde düşünmüyordu. Fırat'ın doğusuna dönüşünü, Esad'ın iç savaşın 2011'de patlak vermesinden sonraki en önemli kazanımlarından biri olarak görmek mümkündür.

4) GÜVENLİ BÖLGENİN İLK AÞAMASI TAMAM: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, harekât hedefini Fırat'ın doğusunda 440 kilometre genişliğinde, 30-35 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge kurulması şeklinde açıklamıştı. Bu plan çerçevesinde sınırın Tel Abyad ile Resulayn arasına düşen yaklaşık 120 kilometre genişliğindeki bir bölümü üzerinde alan hâkimiyeti, TSK tarafından bir hafta içinde önemli ölçüde tesis edilebilmiştir. Bu hattın bundan sonrasında Fırat'a doğru batı ve Irak sınırına doğru doğu istikametinde genişleyip genişlemeyeceğini bu aşamada kestirebilmek güç. Çünkü, rejim güçlerinin sahaya çıkması ve YPG'nin kontrol ettiği köy ve kasabalara girip Suriye Arap Cumhuriyeti bayrağını çekmeleri, Türkiye'nin sınır boyunca daha fazla genişleme niyetlerini baskılayabilecektir. Genişleme yönünde adımlar Türkiye ile Suriye rejimi arasında çatışma riski yaratacaktır. Ayrıca, Erdoğan'ın geçen pazartesi akşamı Trump'la görüşmesinde de gündeme geldiği üzere, sınırın batısındaki Kobani'nin bu aşamada çatışma alanı dışında tutulacağı anlaşılıyor.

5) RUSYA NAZIM ROL OYNUYOR: Özellikle ABD'nin çekilmesiyle birlikte beliren boşluğun hemen Rusya tarafından doldurulduğunu ve Rusya lideri Vladimir Putin'in Suriye'nin tümü üzerinde başat aktör haline geldiğini teslim etmemiz gerekiyor. Esad rejiminin en güçlü destekçisi olan Putin, diğer taraftan Erdoğan ile de yakın bir siyasi diyalog yürütüyor. Rusya, aynı zamanda Suriye sahasındaki diğer bütün aktörlerle, bu çerçevede PYD/YPG ile de yakın temas içinde. Bütün bu çok yönlü kanalları kullanabilmesi, Rusya'ya Suriye krizinde belirleyici bir rol oynayabilme imkânı veriyor. Rejim ile PYD/YPG arasındaki uzlaşı da önemli ölçüde Rusya'nın arabuluculuğu üzerinden gerçekleşti.

6) İRAN DA KAZANÇLI: Suriye'deki son gelişmelerden en çok mutluluk duyacak aktörlerden birinin İran olacağını tahmin etmek güç değildir. Çünkü, İran'ı Suriye'nin kuzeyinde rahatsız eden iki olumsuzluk da ortadan kalkmıştır. Birincisi, ABD'nin Suriye'nin kuzeyinden çekilmekte oluşudur. İkincisi, Ankara gibi Tahran'ı da kaygılandıran, bölgede ABD güdümünde bir Kürt devleti yapılanması ihtimalinin gündemden çıkmış olmasıdır. Tahran, kuşkusuz Türkiye'nin sınır ötesinden çekilmesini talep edecektir. Ancak İran'ın gelişmelerden duyduğu rahatlamanın yanında, bu talep muhtemelen Türkiye ile ilişkilerinde yönetilebilir bir eşikte seyredecektir.

7) İSRAİL DE KAYBEDEN CEPHEDE: ABD'nin çekilmesi, İran'ın Suriye'de zemin kazanma ihtimali İsrail'i rahatsız edecektir. Ayrıca, sempati ile baktığı ve İran'ın bölgedeki hareket serbestisi karşısında bir set olarak gördüğü özerk Kürt yönetiminin uğradığı büyük kayıplar İsrail'in Suriye'ye dönük hesap ve beklentilerini tümden sarsmıştır. İsrail, yeni dönemde artan ölçüde Rusya ile yakın bir diyalog yürütmek durumuna girecektir.

8) TÜRKİYE'NİN DIÞ DÜNYAYLA İLİÞKİLERİ TÜRBÜLANSTA: Türkiye Fırat'ın doğusunda yeni bir durum yaratarak bütün bu süreçleri tetiklemiş olmakla birlikte, bu adımın maliyeti olarak dış dünyayla ilişkilerinde büyük bir sarsıntı yaşıyor. Uluslararası camianın önemli bir bölümü Avrupa Birliği'nden Arap Birliği'ne kadar uzanacak bir çeşitlilik içinde Türkiye'nin müdahalesinin karşısında yer almıştır. Türkiye, çok geniş bir coğrafyada ve aynı zamanda uluslararası medyada ağır eleştirilerin hedefi haline gelmiştir. Buna karşılık destek açıklamaları sınırlı kalmıştır. Burada ortaya çıkan hasarın kontrol altına alınabilmesi harekâtın ne kadar süreceği ve nasıl sonuçlanacağı ile de yakından ilişkilidir. Her halükârda bu hasarın giderilmesinin bir hayli zaman alacağını söylemek objektif bir tespit olur. Bu sürecin sonunda Türkiye'nin Batı'ya dönük yörüngesinde derinliğini bugünden kestiremediğimiz bir zemin kaybının yaşanması ihtimali gözardı edilmemelidir.

9) ABD İLE İLİÞKİLERDE BÜYÜK KRİZ: Türkiye'nin dış ilişkilerinde en büyük hasar ABD cephesinde tahakkuk ediyor. ABD Başkanı Donald Trump tepkilerin dışında kalsa bile, Kongre'den güvenlik bürokrasisine, Hazine'ye kadar ABD'deki sistem, bir bütün halinde Türkiye'ye karşı büyük bir tepki ve yaptırım seferberliğine girişmiştir. Özellikle ABD'nin bir askeri gözlem noktasının yakınına bomba düşmesi gibi sahada yaşanan bazı gelişmelerin ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ile ilişkilerde ciddi bir iz bıraktığı anlaşılıyor. 'Pentagon/ABD ordusu' ile ilişkilerde 1 Mart tezkere krizi sonrasındaki döneme benzer bir soğukluğun yaşanabileceğini tahmin edebiliriz.

10) ESAD REJİMİ İLE TEMASLAR: Olayların sahadaki akışı ve rejimin Fırat'ın doğusuna dönüşünün, bir süredir Türkiye ile Esad rejimi arasında sessiz ve kısıtlı bir çerçevede yürüyen temasların sıklaşması ve düzeyinin yükselmesine yol açması beklenebilir. Rus diplomatlar tarafından yapılan son açıklamalar, iki ülke arasında diyalog yönünde önemli bir aşamanın geride bırakıldığına işaret ediyor. Ankara ile Þam, yeni dönemde sahadaki durumdan kaynaklanan zorunlu nedenlerle daha yakından çalışmaya mecbur görünüyorlar.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/birinci-haftasinda-harekatin-10-sonucu-41352281

** Sn Sedat Erginin yapmis oldugu anailiz kanimca gercege oldukca yakin. Bu cerceved TC olarak kazanimlarimiz yaninda bizleri bekleyen riskler de oldugu bir gercek. Sahsi gorusum sahadaki son gelismelerden sonra Baris Pinari harekati belirli bir sure icerisinde hizini kesmis ve tamalanmis olacak yani bazi arkadaslarimizin beklentileri olan Kobani ve  Menbij kontrolumuz dahilinde olmayacak. Bu durumun ana nedeni Rusyanin Suriyede dogal olarak ana muhatabinin Suriye rejimi olmasindan kaynaklaniyor. ABD Suriyede direk karsimiza hasim oldu ancak ne hasmimiz ne dostumuz oldu acik olarak Rusya denge politikasi izledi zaten boyle bir durus olmaksizin hem TC hem de Suriye rejimini idare etmesi beklenemezdi. Bu durumdan sonra TC olarak yapmamiz gereken oncelikle ABD ,AB tarafindan hepsi olmasada uygulanmaya koyulacak mueyidelere karsin oldukca soguk kanli davranip ayni zamanda uygulanacak mueyidelere karsin etkisezlistirme yontemleri gelistirmenin yollarini arastirip uygulamaya koymaliyiz. kendi icimizde  birlik olmaliyiz  bunu yaparken de her iktidar sadece kendisi her sorunu cozme yolunu bulup kendi basina uygulamaya koymamali  boyle zamanlarda muhalefin katkisina ihtitiyac her zamandan daha fazladir ,ama bu iktidarin her dedigini onaylamasini beklemek olarak anlasilmasin . Iktidar muhalefet ile ortak cikar en iyi yolu bulmalidir. Dis dunyada olusmus olan  olumsuz havayi ve olasi mueyideleri ancak diplomatlarimiz sayesinde gevsetip rahatlatabiliriz bu nedenle diplomatlarimiza ek gorev dusmekte. Kisacasi artik fetih algisini dagitmamiz ve gerceklerle savasma zamanimizin gelip catmis oldugu kanisindayim. Mesajı Paylaş



1-) Þöyle bir harita hakkında üyelerimiz ne düşünüyor ?

2-) Böyle bir harita bölgeye barış getirir mi ?

3-) Türkiye'ye böyle bir senaryo sunulsa tavrı ne olur ?

4-) Kuzey Ortadoğudaki (Suriye Irak) bölük pörçük olmuş ve milli kimliği kalmamış ve bizi her seferinde arkamızdan vuran Araplar için İsrail finansmanlı tüm Dünya'yı karşımıza almak yerine İsrail ve batı ile çalışıp yine bizi her seferinde arkamızdan vuran iran'ı tekrardan dizayn edip kuzey azerbaycan vasıtasıyla Türk devletleriyle sınır bağlantısını kurmak bizim için daha mantıklı olmaz mı ?

5-) Birlik Sağlayamamış bir TÜRK DEVLETİ, Aklı Karışık Bir İran ve Paramparça olmuş ve İsrail'in Güvenlik endişelerinden dolayı Avrupa Kuklası Diktatörlerle yönetilen parçalanmış Araplardansa,

Haritadaki gibi Demokratik olarak yönetilen birleşmiş Doğu ve Batı Arap birlikleri, Birleşmiş Türk Birliği ve Daha homojen bir Pers Müslüman Devleti , Türk, İrani ve Arap Müslüman vatandaşlarının daha huzurlu, savaşsız ve mantıklı yaşamasına sebep vermez mi ?


Hadi biraz beyin fırtınası yapalım. Mesajı Paylaş
Savaş Var Denildiğinde Biz;


#472
Alıntı yapılan: BATTLESTAR - 17 Ekim 2019, 11:41:37


1-) Þöyle bir harita hakkında üyelerimiz ne düşünüyor ?

2-) Böyle bir harita bölgeye barış getirir mi ?

3-) Türkiye'ye böyle bir senaryo sunulsa tavrı ne olur ?

4-) Kuzey Ortadoğudaki (Suriye Irak) bölük pörçük olmuş ve milli kimliği kalmamış ve bizi her seferinde arkamızdan vuran Araplar için İsrail finansmanlı tüm Dünya'yı karşımıza almak yerine İsrail ve batı ile çalışıp yine bizi her seferinde arkamızdan vuran iran'ı tekrardan dizayn edip kuzey azerbaycan vasıtasıyla Türk devletleriyle sınır bağlantısını kurmak bizim için daha mantıklı olmaz mı ?

5-) Birlik Sağlayamamış bir TÜRK DEVLETİ, Aklı Karışık Bir İran ve Paramparça olmuş ve İsrail'in Güvenlik endişelerinden dolayı Avrupa Kuklası Diktatörlerle yönetilen parçalanmış Araplardansa,

Haritadaki gibi Demokratik olarak yönetilen birleşmiş Doğu ve Batı Arap birlikleri, Birleşmiş Türk Birliği ve Daha homojen bir Pers Müslüman Devleti , Türk, İrani ve Arap Müslüman vatandaşlarının daha huzurlu, savaşsız ve mantıklı yaşamasına sebep vermez mi ?


Hadi biraz beyin fırtınası yapalım.
Ben İsrailin böyle bir harita yada toprak büyütme peşinde koştuguna inanmıyorum.
1.si İsrailin büyük bir nüfusu yok
2.si İsrailli gençler İsrailde kalmıyor. Bu yüzden nüfusun büyümeside imkansız
3.sü İsrail ne kadar büyürse ve ne kadar yabancı halklardan insanlarla kaynaşırsa bunun kendilerinin sonu oldugunu biliyolar.
4.sü eğer İsrail bu büyüklükte bir toprağı istese işid bastıgında zaten kolaylıkla alırdı dostu Amerika bile Suriyedeydi lakin almamayı seçtiler.
Yani İsrail konusunda bu haritayı pek gerçekçi bulmuyorum

Ben başından beri İsrail ile anlaşılmalı yanlısıyım. Filistin konusunda ise İsrail ve Filistin arasında yapılacak bir anlaşma Filistini bölgenin en canlı ülkesi yapar. Birçok Filistinli israilde çalışıyor yaşıyor. Normalde aşırılıklar haricinde kaynaşmış iki halk var. Biz ise ülke olarak bu anlaşmayı yapmayın diye resmen Filistinin sonunu hazırlıyoruz. Yarın birgün Hamas bae-suud tarafına geçtiğinde biz dış kapının dış mandalı olcaz. Bugünden o anlaşmayı sağlatmak yarın için o bölgede hala yerimiz olacagı anlamına gelir. Artık bazı ülkelerdeki uçları - radikalleri desteklemekten vazgecelim. Nerde ihvan-müslüman kardeşler yanlısı biri var Türkiyenin yararına olsun yada olmasın destekliyoruz. Abi bu ülkenin menfaatleri ne olacak ? Bunu düşünen yok. Þu müslüman kardeşler (ihvan) yüzünden tüm dünyayı karşımıza aldık. Kim bunlar ya.

Türk Birliğinin imkansız oldugunu düşünüyorum. daha Türkistana ağzını açamayanlar Türk Birliği falan kurmaz. Başımızdakiler Türkiyeyi arap birliğine sokar ama yinede Türk birliğine sokmaz. Türklere arap kültürünü giydirmeye yemin etmiş kişiler tarafından yönetiliyoruz. Türklük sen - ben yada biz için önemli başkaları için değil. Mesajı Paylaş

#473
Yılmaz Özdil Vol:2 Dünyada nasıl yalnız kaldık?



Eminim hatırlarsınız...
Asrın liderimiz, takvimde başka gün kalmamış gibi tam 29 Ekim'de, Roma'da
Papa heykelinin önünde AB anayasasına imza atmıştı.
"Hamdolsun başardık, bize nasip oldu, inşallah bu başarımız ilerde
romanlarda yazılacak" demişti.
Ankara'da kilometrelerce konvoyla karşılanmıştı, "Avrupa Fatihi" pankartları
açılmıştı, güpegündüz havayi fişekler fırlatılmıştı.
"Dünya bize hayran" manşetleri atılmıştı, ağzı açık hayran delisi olan sayın
ahalimiz çok sevinmişti.

ab'ye mabe'ye giremediğimiz gibi, AB şu anda bizim hakkımızda resmen
kınama kararı aldı.

Asrın liderimiz, dümeni Avrupa'dan Amerika'ya kırmıştı.
"Avrupa Birliği bizi almazsa, Nafta'ya gireriz" demişti.
Kuzey Amerika serbest ticaret anlaşmasıydı.

Yalaka basınımız "dünya bizi gıptayla izliyor" manşetleri atmıştı.
Kuzey Amerika fikri, sayın ahalimizin aklına yatmıştı.

Nafta'ya giremediğimiz gibi, ABD resmen ekonomik ambargo kararı aldı.

Asrın liderimiz, direksiyonu Çin'e kırmıştı.
"Avrupa Birliği ve ABD bizi oyalamaya devam ederse, Þangay Beşlisi'ne
katılırız" demişti.
Yalaka basınımız ayakta alkışlamıştı, "Avrupa bin pişman" manşetleri atılmıştı.
En başta Almanya, bütün Avrupa'nın bizi kıskandığını düşünen sayın
ahalimizin koltukları kabarmıştı.

Þangay Beşlisi'ne giremediğimiz gibi, Çin resmen Türkiye'nin yoldan çıktığını
söyledi, "harekatı derhal durdurun, doğru yola dönün" dedi.

Asrın liderimiz rotayı Arap Birliği'ne çevirmişti.
Ha Avrupa ha Arap, neticede başharfleri AB'ydi.
O AB'ye giremediysek bu AB'ye gireriz demeye getirmişti.

Kimine madalya vererek, kimine banka vererek, kimine tank fabrikamızı
vererek, kimine telefonumuzu vererek, kimine topraklarımızı vererek,
memleketi bedevi çadırına çevirmişti.
Mezdeke gibi kıvıran yalaka basınımız yalelli okumaya başlamıştı.
Kıçında don olmayan sayın ahalimiz kendini binbir gece masallarındaki
prensler prensesler gibi hissetmişti.

Arap Birliği, bunların karşılığında teşekkür mahiyetinde sırtımızdan
hançerledi, "Türkiye istilacı" dedi, Filistin bile Türkiye'yi kınadı.

Asrın liderimiz bi ara Afrika Birliği'ne yönelmişti.
Ha Avrupa ha Arap ha Afrika, bunun da başharfleri AB'ydi.
AB olsun da çamurdan olsundu.
Bu zihniyetle Afrika Birliği'ne evsahipliği yapmıştı, Angola, Burkina Faso,
Eritre, Etiyopya, Kongo, Liberya, Ruanda, Sierra Leone, Uganda gibi dünya
ekonomisine yön veren (!) ülkeler katılmıştı.
Yalaka basınımız utanmasa "Tarzan'la Ceyn de geldi" manşeti atacaktı.
Sayın ahalimiz Afrika sayesinde zengin olacağımıza ikna olmuştu.



Bu ülkeler dünya siyasetinde o kadar önemli yer tutuyor ki, henüz Barış Pınarı
konusunda fikirlerini soran olmadı!
Gerçi sorulmasa daha iyi olur zaten...
Çünkü, Afrika Birliği dönem başkanı ülke, Mısır!
Mısır hem Arap Birliği'ni hem Afrika Birliği'ni domine ediyor.
Arap Birliği mesela, Mısır'ın çağrısı üzerine acil toplanarak Türkiye'yi istilacı
ilan etti.

Mısır'da büyükelçimiz yok.
İsrail'de elçimiz yok.
Suriye'de elçimiz yok.
Yemen elçimiz Yemen'e gidemiyor.
Musul konsolosluğumuz basıldı, kapatıldı.
Basra konsolosluğumuz korkudan kapatıldı, açılamıyor.

Haçlı seferi'ne katılarak Kaddafi'nin dövüle dövüle öldürülmesine yardımcı
olduk, Libya ahalisi bizden nefret ediyor.
Akp'nin desteklediği Trablus hükümetini kimse tanımıyor, bütün dünya
Tobruk hükümetini muhatap alıyor.

Tobruk hükümeti Türkiye'ye ait insansız hava aracını düşürdü, Türk gemisini
vurdu, Türk denizcilerini rehin aldı, Libya karasularına yaklaşan Türk
gemilerini düşman hedefi sayacağını açıkladı.

Suudi Arabistan kısa süre önce Türkiye'yi "düşman" ve "şeytan" ilan etmişti,
Barış Pınarı başlayınca "işgalci" ilan etti.

Birleşik Arap Emirlikleri kısa süre önce Türkiye'yi "hırsız" ilan etmişti, kutsal
emanetleri çaldığımızı söylemişti, Barış Pınarı başlayınca "işgalci" ilan etti.

Bahreyn kınadı.
Ürdün kınadı.
Kuveyt kınadı.
Lübnan kınadı.
Irak kınadı.

İsrail'i zaten söylemeye gerek yok.


Canımızı verdiğimiz KKTC'nin cumhurbaşkanını duyduktan sonra,
Yunanistan'ı ve Kıbrıs Rum Kesimi'ni merak etmenin alemi yok.

Teee 10 bin kilometre uzaklıktaki Myanmar'la bile papaz olduk.

Sokakta tesadüfen çevirdiğiniz 10 kişiden üçü Bangladeş'in haritadaki yerini
göstersin, bu sayfayı komple buruşturup yemeye hazırım... Bangladeş'le bile
aramız bozuk birader!

Dünyada hiçbir ülkeyle sorunu olmayan Hollanda'yla kavga çıkarmayı
başardılar.
Hollanda bizim aile bakanını adeta kedi yavrusu gibi ensesinden tutup
kapının önüne koydu, sınırdan dışarı attı, şimdi de silah ambargosu koydu.

Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Finlandiya, Norveç, Çekya, Belçika, İsveç
silah ambargosu koydu.

Rusya'dan S400 aldık.
ABD yüzünden kullanamıyoruz.
ABD'den F35 aldık.
Rusya yüzünden teslim etmiyorlar.

İran'da cuma hutbelerinde Türkiye'ye yönelik çok ağır ifadeler kullanıldı.

Rusya, Suriye'nin hamisi.
Dün resmen Pkk'yı da kanatları altına aldı.
"Suriye'yle Pkk'yı masaya oturtup, el sıkıştırdığını" açıkladı.

ABD alenen Pkk'yla beraber çalıştığını itiraf etti.
Işid'i bize yıktı.
Üstüne, ekonomik ambargo uygulamaya başladı.
Milli savunma, enerji ve içişleri bakanlığımızı yaptırım listesine aldı.

– Diplomasi tarihinde ifrat'la tefrit arasında böylesine savrulan, bu kadar aşağılanan, haysiyetiyle bu kadar
oynanan bir başka ülke var mıdır?
★.

– Herkesi aptal, kendini çok zeki zannederken, kendi hamleleriyle bataklığa
saplanan, kendi adımlarıyla uçuruma sürüklenen bir başka ülke var mıdır?

Hayaldi gerçek oldu diyorlardı...
Hakikaten hayal bile edilemeyenleri gerçek haline getirdiler.
Birbirlerine düşman olan Suriye'yle İsrail'in ortak düşmanı olmayı başardık.
Birbirlerinden nefret eden ABD'yle İran'ın ortak nefretini kazanmayı başardık.
Birbiriyle savaşan Işid'le Pkk'nın beraber saldırdığı tek ülkeyiz.
Hiçbir konuda anlaşamayan ABD'deki cumhuriyetçi partiyle demokrat
partinin, her türlü ambargo uygulamak konusunda anlaştığı tek ülkeyiz.

Hani "evlat olsa sevilmez" denir ya...  o durumdayız.
Mesajı Paylaş

"YPG KİMYASAL SİLAH KULLANIP SUÇU TÜRKİYE'NİN ÜZERİNE ATACAK"

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar: "TSK'nın envanterinde kimyasal silah olmadığı herkes tarafından bilinen bir gerçek. Terör örgütünün kimyasal silah kullanıp suçu Silahlı Kuvvetlerimize atmaya, bununla ilgili algı oluşturmaya çalışacağına dair bilgiler geliyor. Sadece ülkemizin ve milletimizin güvenliğine değil, aynı zamanda bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Asuriler, Hristiyanlar, Aramiler, Yezidiler, Keldaniler gibi diğer dini ve etnik grupların da güvenliğine çok büyük önem atfediyoruz."

http://www.haber7.com/guncel/haber/2906982-baris-pinari-harekatinda-son-dakika-bakan-akar-skandali-duyurdu/?detay=1


Mesajı Paylaş

Bu dezenformasyon ile ilgili geniş katılımın sağlanacağı bir basın toplantısı yapılması elzem oldu.
Esad kaynakları da artık bu işe dahil oldu idlipte vurulan ne kadar masum varsa bize yazmaya çalışıyorlar. Mesajı Paylaş

Suriyede - ırakta ölen insanların sayısını kimse tutmaz. Yani kim öldürmüş neyle öldürmüş kimsenin umrunda değil. Boş tehditlere kulak asarsanız oyuna gelirsiniz. Eğer düşmanınızda sizi tehdit edecek birşey varsa tehdit etmek için ağzını açmadan ortadan kaldıracaksınız. O ağız bir defa açılırsa artık aklınızda o tehdit varolur ve hareketiniz kısıtlanır. Suriyede insanlar her türlü ölecek hiç duygusal bakmam olaylara bari ölecekler Türk devletine yarar sağlayarak ölsünler. Türk devleti güvende oldugu sürece kaç kişi ölmüş kaç kişi sakat kalmış umrumda değil... İnsanların ömrü sınırlıdır her türlü ölecekler , Türk Devleti bakidir. Bakın daha bugün Amerika bizi Halkbank ile tehdit ediyor. En baştan bu tehdide hiç kulak asmayıp , Zarrab denilen it çoktan balkondan düşmüş , kalp krizi geçirmiş yada trafik kazasına kurban gitmiş olmalıydı. Bu Zarrab'ı tanıyorsunuz hepiniz. Hani zamanında birilerinin bize "hayırsever işadamı" diye itelediği şerefsizdir kendisi... Suriyede olsun , Irakta olsun yada Amerika farketmez. Bize tehdit oluşturacak herkes ortadan kaldırılmalı. Türkiyeyi şerefsiz insanlarla tehdit etmenin ne kadar boş oldugunu herkes anlamalı. Mesajı Paylaş

Terör örgütü şokta! Desteklerini çektiler, 600 terörist firar etti...

Barış Pınarı Harekatının ardından bölgede dikkat çeken gelişmeler yaşanmaya başlandı. Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, terör örgütü ile birlikte hareket eden bazı Arap aşiretleri YPG terör örgütüne olan desteğini çekmeye başladı.
Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Fırat'ın doğusunda terör örgütü ile hareket eden bazı Arap aşiretlerinin de örgüte olan desteğini çekmeye başladığı tespit edildi.

Başarıyla devam eden Barış Pınarı Harekatı, terör örgütünde moral bozukluğu ve çözülmeye neden oldu. Rakka ve Tabga bölgelerinde örgütün zorla silah altına aldığı 600'e yakın teröristin firar ettiği tespit edilirken, Silahlı Kuvvetleri unsurlarına teslim olan terörist sayısı da 40'ı geçti.

Öte yandan terör örgütü PKK-YPG'nin, Haseke'de eylem yaptırarak, "DEAÞ geri döndü" algısı oluşturmaya çalıştığına dair duyumlar alındı.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/teror-orgutu-sokta-desteklerini-cekmeye-basladilar-41352729 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Alıntı yapılan: BATTLESTAR - 17 Ekim 2019, 11:41:37


1-) Þöyle bir harita hakkında üyelerimiz ne düşünüyor ?

2-) Böyle bir harita bölgeye barış getirir mi ?

3-) Türkiye'ye böyle bir senaryo sunulsa tavrı ne olur ?

4-) Kuzey Ortadoğudaki (Suriye Irak) bölük pörçük olmuş ve milli kimliği kalmamış ve bizi her seferinde arkamızdan vuran Araplar için İsrail finansmanlı tüm Dünya'yı karşımıza almak yerine İsrail ve batı ile çalışıp yine bizi her seferinde arkamızdan vuran iran'ı tekrardan dizayn edip kuzey azerbaycan vasıtasıyla Türk devletleriyle sınır bağlantısını kurmak bizim için daha mantıklı olmaz mı ?

5-) Birlik Sağlayamamış bir TÜRK DEVLETİ, Aklı Karışık Bir İran ve Paramparça olmuş ve İsrail'in Güvenlik endişelerinden dolayı Avrupa Kuklası Diktatörlerle yönetilen parçalanmış Araplardansa,

Haritadaki gibi Demokratik olarak yönetilen birleşmiş Doğu ve Batı Arap birlikleri, Birleşmiş Türk Birliği ve Daha homojen bir Pers Müslüman Devleti , Türk, İrani ve Arap Müslüman vatandaşlarının daha huzurlu, savaşsız ve mantıklı yaşamasına sebep vermez mi ?


Hadi biraz beyin fırtınası yapalım.

İsrail artik ab-rusya ikilisine emanet. Abd bolgeden gidiyor. Ortadogu radikal uretmeye devam edecek.

Buyuk israil diye birsey yok. Hic olmadi, olamaz, olmayacak. Yahudi gencleri diri tutmak icin uydurulmus birsey o. Tipki gazze seridi gibi, hamas gibi!

Bu harita demografik gercekliklerle uyusmuyor. O yuzden olmaz. Mesajı Paylaş
''Başarının sırrı amaca sadakattir.''

Alıntı yapılan: DonnieBrasco - 17 Ekim 2019, 15:15:08
Suriyede - ırakta ölen insanların sayısını kimse tutmaz. Yani kim öldürmüş neyle öldürmüş kimsenin umrunda değil. Boş tehditlere kulak asarsanız oyuna gelirsiniz. Eğer düşmanınızda sizi tehdit edecek birşey varsa tehdit etmek için ağzını açmadan ortadan kaldıracaksınız. O ağız bir defa açılırsa artık aklınızda o tehdit varolur ve hareketiniz kısıtlanır. Suriyede insanlar her türlü ölecek hiç duygusal bakmam olaylara bari ölecekler Türk devletine yarar sağlayarak ölsünler. Türk devleti güvende oldugu sürece kaç kişi ölmüş kaç kişi sakat kalmış umrumda değil... İnsanların ömrü sınırlıdır her türlü ölecekler , Türk Devleti bakidir. Bakın daha bugün Amerika bizi Halkbank ile tehdit ediyor. En baştan bu tehdide hiç kulak asmayıp , Zarrab denilen it çoktan balkondan düşmüş , kalp krizi geçirmiş yada trafik kazasına kurban gitmiş olmalıydı. Bu Zarrab'ı tanıyorsunuz hepiniz. Hani zamanında birilerinin bize "hayırsever işadamı" diye itelediği şerefsizdir kendisi... Suriyede olsun , Irakta olsun yada Amerika farketmez. Bize tehdit oluşturacak herkes ortadan kaldırılmalı. Türkiyeyi şerefsiz insanlarla tehdit etmenin ne kadar boş oldugunu herkes anlamalı.

Yavas ol yigidim. Devlet erkaniyla el ele kol kola gezmis bir tuccari ne de kolay harcadin oyle?

Uzeyir garih degil o adam bilesin. Ha sonradan basimiza belanolmus olabilir. Ama o adalet mekanizmasinin bilecegi istir! Mesajı Paylaş
''Başarının sırrı amaca sadakattir.''


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz