Barış Pınarı Harekatı

Herşey 5 günün sonunda belli olacak. Bence çekilecekler. ABD de zerre akıl varsa anlaşmaya uyar. Türkiye ile arasını iyi tutar bu hırtoları iyice donatır rejim ile kapıştırır. Ama bu hırtolar o kadar zayıf ki rejimede birşey yapamazlar gibi duruyor.

Ankete EVET diyen arkadaşlar, gerekçesini yazarlarsa seviniriz.

Anlaşma saat 22:00 itibariyle başladığı halde Türk hava kuvvetleri ve topçu birlikleri 00:00 kadar saldırı ve taciz ateşlerine devam etti. Örgüt hesapları ve MSO Tel Abyad ve Resulayn da çatışmaların ana itibariyle devam ettiğini söylüyor. Bu şartlarda YPG nin çekildiğine dair bir emare de gözükmüyor. Sabah bu iş netleşir.

4. Her iki ülke, insan hayatı, insan hakları ile dini ve etnik toplulukların korunmasına yönelik taahhütlerini yineler.

Bu maddede gizli bir algı var. Sanki biz insan hayatı, insan hakları ile dini ve etnik toplulukların korunması konusuna yönelik taahhütlerimizi yerine getirmiyoruz da bu anlaşma ile bizi hizaya getirmişler algısı! Terör örgütü ve destekçilerinin kara propagandası içerisinde bu harekat sırasında hristiyan azınlıklara saldırdığımız yalanı ortaya atılmıştı. Bunun dışında bir yığın sahte resimler ve videolarla sivillere zarar verdiğimiz algısı yaratılmıştı. Oysa bu iddiaların hiç biri gerçeği yansıtmıyor!

Bunun dışında bizler iddia edilenin aksine orada Kürtlerle değil, terör örgütüyle mücadele ettiğimizi her defasında dile getirdik. Sivil halkla değil, eli silahlı teröristlerle mücadele ediyoruz. Herhangi bir etnik grubu hedef almıyoruz.

Sivillere zarar veren ise her zaman olduğu gibi terör örgütü. Sınırımızdan içeriye attıkları "yüzlerce havan mermisi" ile sivil kayıplarımız oldu. Hatta bu kayıplar arasında etnik kökeni Arap ve özellikle Kürt olanlar çoğunlukta!

5. Türkiye ve ABD, Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAÞ'la mücadele faaliyetlerinin devamında kararlıdır. Bu, önceden DEAÞ kontrolünde olan alanlarda yaşayıp yerinden edilen şahıslar ile alıkoyma merkezleri hususlarında uygun şekilde gerçekleştirilecek eşgüdümü de içerir.

Bu madde de mücadele DEAÞ ile sınırlı kalmamalıydı. DEAÞ kelimesi yerine "tüm terör örgütleri" yazmalıydı. YPG de bu terör örgütleri arasında. O bölgede sadece DEAÞ yüzünden hayatını kaybedenler ve yerinden edilenler yok. Pkk yüzünden de olumsuz etkilenenler var. Suriye'de karışıklıklardan önce bölgenin demografik yapısı nasılsa, bugün bunun tekrar sağlanması için gerekli adımların atılması konusunda çalışmalardan bahsedilmeliydi. Ülkemizdeki Suriyelilerin geri dönüşleri için bu konu oldukça önemliyken üstelik!

Türkiye-ABD anlaşmasına Rusya'dan ilk tepki

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye'nin ABD heyeti ile Barış Pınarı Harekatı'nda vardığı anlaşmanın ardından, Adana Mutabakatı'nı desteklediklerini belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye'nin ABD heyeti ile Suriye'nin kuzeyine düzenlediği Barış Pınarı Harekatı üzerine vardığı anlaşmayla ilgili açıklamalarda bulundu.

"BİZİM HEDEFİMİZ ADANA MUTABAKATI"
Lavrov, "Türkiye'nin kendi sınır güvenliği ile ilgili meşru kaygılarını anlıyoruz ve haklı buluyoruz. Biz 1998 yılında yapılan 'Adana Mutabakatı'nın uygulanmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bu amaçla bu anlaşmanın taraflarıyla henüz uygulanmayan anlaşmanın uygulanması yönünde temaslar kurmayı hedefliyoruz. Suriye'nin otoritesi ve Kürt oluşumları ve liderleriyle Suriye'nin toprak bütünlüğü çerçevesinde sorunun diyalog yoluyla çözülmesini savunuyoruz." dedi.

"TÜRKİYE'NİN SINIR GÜVENLİĞİ, SURİYE'NİN BÜTÜNLÜĞÜ"
Suriye'nin toprak bütünlüğü dahilinde yeniden bir yol belirlenmesi gerektiğini belirten Lavrov, "Bu yollar Türkiye'nin sınır güvenliği ve hassasiyetleri doğrultusunda uygulanmalı. Orta Doğu'nun bir kısmında biriken çelişkiler göz önüne alındığında, bunun çok karmaşık bir süreç olduğunu düşünüyorum. Ancak başarılı olunması için tüm çabamızı sergileyeceğiz." dedi.

Lavrov, ABD ile Türkiye arasında anlaşmaya varılan mutabakat ile ilgili olarak, "Suriye'nin egemenliğini ve Türkiye'nin güvenliğini garanti edecek şartlar oluşturulmal.ı" ifadelerini kullandı.

"BARIÞ PINARI HAREKATI MEÞRUDUR"
"Bazı ülke liderlerinin Türkiye'nin operasyonunun meşru olmadığını savunmasını nasıl yorumluyorsunuz?" sorusuna ise Lavrov, "Biz zaten net ifadeler kullandık. Türkiye'nin şu anda Suriye'de varlığını koruyan terörist tehditlere karşısında sınır güvenliğini korumaya çalışmasını meşru olarak görüyoruz. Aynı zamanda sorunun diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine inanıyoruz." şeklinde cevap verdi.

ADANA MUTABAKATI NEDİR?
Terör örgütü PKK'nın Suriye'deki varlığının, Türkiye'nin tüm uyarılarına rağmen devam etmesi üzerine, Türkiye, 1998'de tutumunu sertleştirmişti. Türkiye'nin kararlı duruşundan dolayı Suriye geri adım atmış ve 1998'de taraflar arasında Adana Mutabakatı imzalanmıştı. Bu tarihten sonra iki ülke ilişkileri, Arap Baharı'nın Suriye'de ortaya çıkmasına kadar gelişerek devam etmişti.

Türkiye ile Suriye arasında artan gerginlik üzerine, dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'ın da devreye girmesiyle, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek arabulucu görevini üstlendi. Arabuluculuk sonucunda da iki devlet arasında 20 Ekim 1998 tarihinde Türk heyetine başkanlık eden büyükelçi Uğur Ziyal ve Suriye heyetine başkanlık eden Siyasi Güvenlik Başkanı Tümgeneral Adnan Badr El Hassan tarafından Adana Mutabakatı imzalandı.

Adı daha sonra 2010 yılında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Terör ve Terör Örgütlerine Karşı Ortak İşbirliği Anlaşması" olarak değiştirilen ve 3 yıl geçerli kalan 23 maddelik mutabakata göre, başta PKK olmak üzere her iki devlet de kendilerini tehdit eden terör örgütlerine karşı önlemler alacak ve onların kendi toprağındaki tüm faaliyetlerine engel olacaktı. Karşılıklı olarak hiçbir ikamet, lojistik, eğitim, ulaşım ve silah kapasitesine müsade etmemek konusunda anlaşan iki ülke ortak operasyonlar, tutukluların iadesi ile bilgi, belge ve istihbarat paylaşımı alanlarında işbirliği yapmaya karar vermişti.

Türkiye ile Suriye arasında yaşanan bu gerilimde terör örgütünün sözde elebaşı Abdullah Öcalan, 9 Ekim 1998'de Suriye'den kaçmak zorunda kaldı.

PUTİN VE ERDOĞAN, ADANA MUTABAKATI ÜZERİNDE DURMUÞTU
23 Ocak 2019 günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Başkanı Vladimir Putin arasında Moskova'da gerçekleşen görüşme sonrası, Suriye İç Savaşı'nda Türkiye'nin, Suriye'de Beşar Esad rejimi ile doğrudan görüşmesinde bir ara formül olarak Putin, bu mutabakatı dile getirmiştir. Erdoğan ertesi gün yaptığı konuşmada "Adana Mutabakatı'nın yeniden gündeme gelmesi, bunun üzerinde ısrarla durulması gerekiyor." ifadesini kullandı.

https://www.ensonhaber.com/turkiye-abd-anlasmasina-rusyadan-ilk-tepki.html

Tam da istediğimiz şekilde >> https://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/2532092-her-zamanki-gibi-tam-da-istedigimiz-sekilde

Trump'tan anlaşma üzerine küstah açıklama



ABD Başkanı Trump, anlaşma sonrası ilk konuşmasında; "Önce bırakacaksınız okul bahçesindeki iki çocuk gibi kavga edecekler, sonra da gidip ayıracaksınız" açıklamasında bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'de sağlanan anlaşmayla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, milyonlarca insanın hayatını kurtardığını söyleyerek pozitif gelişmenin mesajını vermişti.

Trump, Texas'taki mitinginde, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda gerçekleştirdiği operasyonla ilgili açıklamalar yaptı.

ABD Başkanı, anlaşma sonrası ilk miting konuşmasında Türkler ve Kürtlerin önce kavga etmesi sonra ayrılması gerektiğini söyledi.

"İKİ ÇOCUK GİBİ KAVGA EDECEKLER, SONRA GİDİP AYIRACAKSINIZ"
Trump açıklamasında; "Yaptığım şey alışılagelmiş bir şey değildi. Bir süre kavga edeceklerini söylediler. Bazen biraz kavga etmelerine izin vermelisiniz. O zaman insanlar kavga etmenin ne kadar zor olduğunu anlarlar. Önce bırakacaksınız, okul bahçesindeki iki çocuk gibi kavga edecekler, sonra gidip ayıracaksınız." dedi.

https://www.ensonhaber.com/trumptan-anlasma-uzerine-kustah-aciklama.html

Trump halen Kürtçülük peşinde. Halen bizim Kürtlerle değil terörle mücadele ettiğimizi bilmemezlikten geliyor.
Yine dünyayı kaostan kurtaran kahraman elbisesini giydiler üzerlerine. Bunu şova dönüştürüyor.

Trump halen Kürtçülük peşinde. Halen bizim Kürtlerle değil terörle mücadele ettiğimizi bilmemezlikten geliyor.
Yine dünyayı kaostan kurtaran kahraman elbisesini giydiler üzerlerine. Bunu şova dönüştürüyor.

Biz alacağımızı alalım da, bunada biraz şov çıksın. Bütün sınır hattında 30-35 km derinlikte güvenli bölge şuanda dediğimiz noktaya geldiler. Harekât ömcesi yer yer 5, 15 km diyorlardı. Þimdi bizzat Mike Pence 20 mil dedi. Bu 20 mil hiç küçümsemeyelim. Kürt yerleşim yerleri, Ayn el Arab, Tel Abyat, Haseke , M4 karayolu vs çok ciddi stratejik alanları bize vermek zorundalar. Çok büyük bir geri adım onlar için.

Bu anlaşma, harfiyen uygulanırsa kötü görünmüyor. Zaten Barış Pınarı harekatına başlandığında belirlenen hedef de 32km derinlikti. Ötesine gitmeyecektik.
Kobani ve Kamışlı dışında bu hedefi tutturabilirsek istenilen elde edilmiş olacak. Artısı PYD nin elindeki ağır silahların alınması. Tabii gerçekleşirse.
Tek eksi tarafı PYD ye vurulacak darbenin bu 32 km içinde yarim kalması. Ama ellerindeki silahları alırlarsa ve de bu moral çöküntüsü ile , ABD de Suriye'den çıkacaksa, rejim karşısında tutunamazlar. Dağılırlar.
Yeterki o dağılan gurup Irak'a geçip, Kandil'e gitmesin.