Türk - Yunan İlişkileri

Başlatan Þahinbey, 02 Temmuz 2009, 14:41:10

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ben her zaman diyorum elimizde nükler sart diye Mesajı Paylaş

Tarih tekerrür ediyor - Denizlerde Misak-ı Milli 'Mavi Vatan'ı ilan etme zamanı


Nedim Þener

Fransız Le Figaro gazetesinde 11 Ağustos 2020 günü yayınlanan: 'Batılı Ülkeler Erdoğan Emperyalizmine Direnmeli' başlıklı makalede Ayasofya'nın ibadete açılmasının, "Avrupa'ya hakaret ve tehdit" içeren bir provokasyon olduğu, Türkiye'nin, Yunan adalarının egemenliğine düzenli olarak saldırarak bin yıllık hayallerine yeniden başladığı ve Kıbrıs ile Yunanistan'daki toprak ihlallerini artırdığı yazıldı.

Le Figaro'nun saçmalıkları bununla sınırlı değil, yazıda aynen şu ifadeler yer aldı:

"(...) Sevr Antlaşması, özellikle özerk bir Kürdistan'ın yaratılmasını amaçlıyordu. Antlaşma Boğazlar'ın Osmanlı askerinden arındırılmasını dayatıyordu. Sevr Antlaşması hiçbir zaman uygulanamadı. Kemal (Mustafa Kemal Atatürk) daha sonra padişahı devirmek, müttefik ordularını kovmak, antlaşmayı çiğnemek ve Yunan ordusuyla savaşmak için Türk ordusunun başına geçti ve Sevr Antlaşması'nı 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması ile değiştirdi. Lozan'ın imzalanmasıyla Türkiye'nin Hıristiyanlardan, özellikle de Rumlardan arındırılması tamamlanmış oldu.

NATO müttefiki olan Fransa ve Türkiye arasında Akdeniz'de devriye gezisi sırasında meydana gelen ciddi olay, zehirli bir jeopolitik aktör olan Türkiye'ye karşı çıkmak için Sevr Antlaşması'nın bazı hükümlerine geri dönülmesinin ne kadar acil olduğunu göstermektedir. Ülkemiz Fransa'nın onuru tehlikededir."


MAKALE DEĞİL, PLAN

Bu yalnızca bir gazetenin makalesi değil, Fransa'nın görüşü de olduğuna kısa süre önce şahit olduk. NATO üyesi olan Yunanistan ve Fransa, ekim ayı başında savunma ve güvenlik alanlarında işbirliğine yönelik Stratejik Ortaklık Anlaşması imzaladı. Taraflardan birinin saldırıya uğraması halinde diğerinin yardım etmesini düzenleyen anlaşmanın Türkiye'ye tehdit olduğu, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in "Kimin kimi 'Casus belli' ile tehdit ettiğini biliyoruz." ifadesi ile ortaya çıktı.

Yunanistan'ın karasularını 6 milden 12 mile çıkarmasını Türkiye'nin savaş sebebi saymasına atıfta bulunan Yunan Başbakan'ı Ege'de savaşa sebep olabilecek niyetini de açık etmiş oldu.

Ardından da, "Bir saldırı halinde Avrupa'nın tek nükleer gücü ve BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olan tek Avrupa Birliği (AB) ülkesi, ülkemizin yanında olacak" diyerek sırtını dayadığı Fransa'nın desteğine dikkat çekti.

EMPERYALİSTLERİN MAÞASI

Komşu bir devlet olmaktan çok, daha önce olduğu gibi yine emperyalistlerin maşalığına soyunan Yunanistan, Amerika Birleşik Devletleri ile imzaladığı yeni anlaşmayla gerilimi artırmaya devam ediyor.

ABD ve Yunanistan arasındaki 'Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması'nın 'İkinci Değişiklik Protokolü'nü imzalayarak, söz konusu savunma anlaşmasını 5 yıllığına yenilmesi sonrası, Yunan Dışişleri Bakanı Dendias, "Doğu Akdeniz'de Yunanistan, bir savaş sebebiyle karşı karşıya. Bir savaş tehdidi söz konusu. Burada egemen haklarını kullanmasıyla durum savaşa gidebilir. Her gün de provokasyona maruz kaldığımızı belirtmeliyim. Yunanistan, diplomasi yoluyla sorunları çözmede kararlı. Uluslararası hukuka riayet etmede de kararlı"dedi.

Amerikan yönetimi, "... İlkesel olarak tüm ülkelerin deniz sınırı sorunlarını uluslararası hukuka uygun şekilde barışçıl yollarla çözmelerini teşvik ediyoruz. Genel bir yaklaşım olarak da ABD, spesifik iddialar ya da tasarıların sonuçlarıyla ilgili pozisyon almamaktadır" dese de, Dereağaç üssündeki yığınağı aynı şeyleri söylemiyor.

ABD, batıdan Yunanistan, güneyden de terör örgütü PKK aracılığı ile Türkiye'ye karşı bir planı devreye sokmuş durumda.

Yunanistan da, arkasına aldığı Amerika ve Avrupa Birliği desteği ile Türkiye'nin denizlerdeki haklarını ihlale hazırlanıyor.

DENİZLERDE MİLLİ YEMİNİMİZ

Bu durum 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkarak başlattığı Anadolu topraklarını işgal hareketi öncesiyle bire bir aynı. Bu kez de, emperyalistlerin desteği ile denizlerde bir işgal planlıyor.

15 Mayıs 1919'da başlayan işgale karşı 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde 23 Temmuz'da Erzurum'da, 4 Eylül'de Sivas'ta bir araya gelen Türk milleti tüm dünyaya, "Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz" diyerek Misak-ı Milli'yi ilan etti.

Erzurum ve Sivas Kongreleri'nde belirlenen kararlar çerçevesinde, İstanbul'da bulunan Meclis-i Mebusan, 28 Ocak 1920 6 maddelik Misak-I Milli'yi kabul etti. Milli mücadele, Misak-ı Milli ilkeleri üzerinden devam etti, 9 Eylül 1922'de Yunanlıların geldikleri İzmir'den denize dökülmeleriyle zafere ulaştı.

Çok benzer tablo ile karşı karşıyayız. Başa dönersek, ne diyordu Le Figaro yazısında: "... Türkiye'ye karşı çıkmak için Sevr Antlaşması'nın bazı hükümlerine geri dönülmesinin ne kadar acil olduğunu göstermektedir."

Yunanistan, tıpkı Sevr Anlaşması'nda olduğu gibi bu kez "Sevilla Haritası" adı verilen ve Doğu Akdeniz'de emperyalist paylaşım planına dayanarak bir oldu bitti yaratmaya çalışıyor. Hep birlikte, Türkiye'yi Akdeniz'de 40 bin kilometre karelik bir alana sınırlamak istiyorlar. Oysa, Münhasır Ekonomik Bölge ilanı ile Türkiye'nin hakkı dört katına çıkıyor ve 189 bin kilometre kareye çıkıyor.

Yapılacak şey artık bellidir.

Tarih tekerrür ediyor. Emperyalist ülkeler batıdan, güneyden, karadan ve denizden Türkiye'yi çevreliyor. Kara'dan Misak-ı Milli'mize, yani milli yeminimize 1920'den beri bağlıyız.

Sıra artık denizlerdeki Misak-ı Milli'mizi yani "Türkiye'nin ilan edilmiş ya da öngörülen deniz yetki alanları" adını verdiğimiz "Mavi Vatan"ı ilan etmeye gelmiştir.

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/tarih-tekerrur-ediyor-denizlerde-misak-i-milli-mavi-vatani-ilan-etme-zamani-41919272 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

#1342
Nedim Þener gibi milli konularda üstünde duran az gazeteci tanıyorum .

Stüdyolarda konuk olduğu zaman o sütüdyo inler. Mesajı Paylaş

MEB ilani konusunda gec kalindigini defalarca buradan dillendirdim . Birakin benim dillendirmemi Mavi vatanin babasi ve deniz hukugu hakkinda bilgisi olan bircok konunun uzmani konuyu isledi. " Hemen hemen herpsi de neyi beklenmekte olundugunu anlamadiklarini. MEB bir an once ilan edilmesi konusunu dillendirdiler"

Peki bizleri yonetenler ve onlari sabah aksam Tv lerde savunanlar neler soylediler bir hatirlayalim.
Bazilari MEB ile Kara sulari arasindaki farki anlayamamis ve ona gore fikirler one surmusler. Bazilari MEB ilani icin zamanin erken oldugunu . Bazilari deniz komsumuz olan devletlerle anlasmadan bunun bizlere bir faydasi olmayacagi hatta bu sekli ile ilan edilemeyecegini iddia ettiler.

Acikca soruyorum nicin boyle bir aksiyon alinmasi icin iktidarin kuvvetli kalemlerinden biri aniden boyle bir aciklama geregi duyuverdi. "Yoksa ben MEB ilan edilmesi konusunda cok ama cok onceden beri fikirdasim"

Umarim su anda yurt icerisindeki ekonomik bozuklugu bir miktar ilgi odagindan cikarmak, azalmakta olan iktidar desteginin milli konulara el atarak tekrardan kaybedilmis olanin bir miktar kazanilmasina alet edilmek icin simdi denilmiyordur.

Figaroda veya baska benzer gazetelerde yazilan cizilen yeni bir plan olmadigi gibi . Eskinin uzerine de eklenmis  bir dusunce de degil.  Bu ve benzer dusunce ve planlar  Fransa,ABD,Yunanistan  ve bilimum AB devletleri tarafindan yillarca yazilip cizilmektedir.

Ulkemiz son donemde Dogu Akdenizde onlarca dip arastirmasi ve sondaj yapti. Ancak bu sonuclar  bir sir gibi saklanmakta. Sn CB nimizin Kibris Ziyareti esnasinda bu konuda aciklama beklentisi vardi ki gerceklesmedi.

Yaklasik son 1 yildir  Dogu Akdenizde arastirma ve sondaj yapan gemilerimiz kimisi ikmal ve bakim yapilmasi ihtiyaci kisvesi altinda kimisi ise gorevlerini tamaladiklari denilerek Dogu Akdenizden birer birer ayrildilar . kalan son gemimiz ise uzunca bir sureden beri Antalya Kibris arasinda kendi deniz sinirlarimiz icerisinde arastirma yapmaya koyuldu. MEB ilanimiz elbette sadece ve sadece denizden cikacak dogal kaynaklarina gore yapilmaz . MEB ilani ile balik rezervlerimizi koruma altina alabilme yaninda, su altindan gecebilecek enerji kaplolari,  gaz/petrol gecis guzelgahlari icin de soz sahibi olabilmemiz bakimindan onemlidir. Peki niye bu kadar zaman nazlandik ve halen beklemekteyiz bizim olduguna inandigimiz bir alanin ilani icin?

Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: metin62 - 18 Ekim 2021, 11:35:17
MEB ilani konusunda gec kalindigini defalarca buradan dillendirdim . Birakin benim dillendirmemi Mavi vatanin babasi ve deniz hukugu hakkinda bilgisi olan bircok konunun uzmani konuyu isledi. " Hemen hemen herpsi de neyi beklenmekte olundugunu anlamadiklarini. MEB bir an once ilan edilmesi konusunu dillendirdiler"

Peki bizleri yonetenler ve onlari sabah aksam Tv lerde savunanlar neler soylediler bir hatirlayalim.
Bazilari MEB ile Kara sulari arasindaki farki anlayamamis ve ona gore fikirler one surmusler. Bazilari MEB ilani icin zamanin erken oldugunu . Bazilari deniz komsumuz olan devletlerle anlasmadan bunun bizlere bir faydasi olmayacagi hatta bu sekli ile ilan edilemeyecegini iddia ettiler.

Acikca soruyorum nicin boyle bir aksiyon alinmasi icin iktidarin kuvvetli kalemlerinden biri aniden boyle bir aciklama geregi duyuverdi. "Yoksa ben MEB ilan edilmesi konusunda cok ama cok onceden beri fikirdasim"

Umarim su anda yurt icerisindeki ekonomik bozuklugu bir miktar ilgi odagindan cikarmak, azalmakta olan iktidar desteginin milli konulara el atarak tekrardan kaybedilmis olanin bir miktar kazanilmasina alet edilmek icin simdi denilmiyordur.

Figaroda veya baska benzer gazetelerde yazilan cizilen yeni bir plan olmadigi gibi . Eskinin uzerine de eklenmis  bir dusunce de degil.  Bu ve benzer dusunce ve planlar  Fransa,ABD,Yunanistan  ve bilimum AB devletleri tarafindan yillarca yazilip cizilmektedir.

Ulkemiz son donemde Dogu Akdenizde onlarca dip arastirmasi ve sondaj yapti. Ancak bu sonuclar  bir sir gibi saklanmakta. Sn CB nimizin Kibris Ziyareti esnasinda bu konuda aciklama beklentisi vardi ki gerceklesmedi.

Yaklasik son 1 yildir  Dogu Akdenizde arastirma ve sondaj yapan gemilerimiz kimisi ikmal ve bakim yapilmasi ihtiyaci kisvesi altinda kimisi ise gorevlerini tamaladiklari denilerek Dogu Akdenizden birer birer ayrildilar . kalan son gemimiz ise uzunca bir sureden beri Antalya Kibris arasinda kendi deniz sinirlarimiz icerisinde arastirma yapmaya koyuldu. MEB ilanimiz elbette sadece ve sadece denizden cikacak dogal kaynaklarina gore yapilmaz . MEB ilani ile balik rezervlerimizi koruma altina alabilme yaninda, su altindan gecebilecek enerji kaplolari,  gaz/petrol gecis guzelgahlari icin de soz sahibi olabilmemiz bakimindan onemlidir. Peki niye bu kadar zaman nazlandik ve halen beklemekteyiz bizim olduguna inandigimiz bir alanin ilani icin?

AB ve ABD, MEB ilan ederseniz bizde bunlari bunlari yapariz seklinde , bizim bilmedigimiz bir takim baskilar ve tehditler yapiyor olabilir..

Hersey birbirine dolanmis vaziyette, D. Akdeniz, Suriye, Yunanistan, Irak,Fransa vs..

Perde arkasinda ne santajlar, ne tehditler donuyor bilmiyoruz.. Mesajı Paylaş
What is steel compared to the hand that wields it?

Sınırda ABD-Yunan işbirliği tam gaz: Dedeağaç'a sevkıyat, İskeçe'de tatbikat



Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Roma'da ABD Başkanı Joe Biden'a "Rahatsızız" dediği Türk sınırındaki ABD-Yunan tatbikatında dün de tanklar sahadaydı. Batı Trakya'da Türk azınlığının yoğun olduğu İskeçe şehrinde tatbikat yapılırken ABD'nin Dedeağaç limanına dev askeri sevkıyatı için hazırlıklar da hızlandı.

Yunanistan ile ABD arasındaki Savunma İşbirliği Anlaşması'nın (1990) güncellenmiş protokolü çerçevesinde ilk "uygulama düzenlemesi" Atina'da imzalandı. Yunan Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, "uygulama düzenlemesi"nin, ABD Silahlı Kuvvetleri'nin kullanımı için tahsis edilen 4 bölgedeki askeri tesislerde (Dedeağaç, Girit, Litohoro ve Stefanovikio) yapılacak inşa, bakım-onarım çalışmalarını da içerdiği belirtildi. Açıklamada, düzenleme sayesinde, hem ABD parasıyla yapılacak bu çalışmaların hızlandırılacağı, hem de 2 ülke arasındaki ortak tatbikatların daha sık ve daha uzun süreli olacağı kaydedildi.

120 HELİKOPTER 1000 TANK

ABD'nin, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan'ı kapsayan tatbikatı çerçevesinde, bu ay Dedeağaç limanına gerçekleştireceği dev sevkıyat için de geri sayım başladı. Sevkıyatın tam tarihi belirtilmezken, yerel Haber sitesi "evrosnews" en az 120 helikopter ve 1000 tankın Dedeağaç'a geleceğini yazdı. Haberde, Dedeağaç'ta bulunan Yunan ve ABD'li askeri yetkililer arasında peşpeşe toplantılar yapıldığı kaydedildi.



ABD ELÇİSİ: SAYI DAHA FAZLA OLACAK

ABD'nin Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt, bir sure önce "Kasım'da, Dedeağaç limanına, yeni bir sevkıyat yapacağız. Bu defa Dedeağaç'a gelecek ABD uçakları ve helikopterlerin sayısı, her defasından fazla olacak. Gördüğünüz gibi her defasında daha güçlü hareket ediyoruz" demişti.

ABD'YE DÖRT ASKERİ TESİS

- Yunanistan, 14 Ekim'de imzalanan güncellenmiş protokol çerçevesinde, Meriç'te Türkiye sınırına 45 kilometre mesafedeki Dedeağaç'ta (Aleksandrupolis) bulunan, kara kuvvetlerine ait 'Yanuli' karargâhını, üs olarak kullanabilmesi için ABD'ye tahsis etti. ABD finansmanı ile karargâhta 300-400 Amerikan askerini barındırabilecek şekilde ek tesisler inşa edilecek.

- Aynı protokol çerçevesinde ayrıca Girit Adası'ndaki ABD Suda Deniz Üssü sahası genişletilecek.

- Selanik'e 92 kilometre mesafede, Litohoro ilçesindeki atış talim sahası da ABD'nin kullanımına tahsis edildi.

- Larisa şehri yakınındaki Stefanovikio askeri havaalanı civarında bulunan 'Yeorgula' piyade taburu karargâhı da yine ABD Silahlı Kuvvetleri'nin kullanımına verildi.



İSKEÇE'YE TIR'LARLA TANK

Batı Trakya'da, İskeçe'deki Petrnohori (Kayalar) mevkiinde bulunan atış talim sahasında 4'üncü kez gerçekleştirilen 'Hellenik Tank Challenge' eğitim tatbikatı başladı. Tatbikata Yunan LEO2A4 ve Amerikan M1A2 Abrams tankları da katılıyor. Yunan medyasına göre, ABD tankları, tatbikat için Romanya'dan TIR'lara yüklenerek İskeçe'ye getirildi. Tatbikat senaryosu, iki ülke tankları arasında 'yetenek yarışması' da öngörüyor.

ERDOĞAN: BU DEDEAĞAÇ OLAYI NEDİR?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Roma'da görüştüğü ABD Başkanı Joe Biden'a Türkiye'nin Dedeağaç Üssü konusundaki rahatsızlığını ilettiğini söylemişti. Erdoğan, Yunanistan ile Fransa arasındaki askeri yakınlaşmayla ilgili bir soruya şu yanıtı vermişti: "Sayın Biden'a da Macron'a da bu konuyu söyledik. Dedik ki 'Bu Dedeağaç olayı nedir? Burada böyle bir üssün kurulması bizi, halkımızı ciddi manada rahatsız ediyor.' Bununla ilgili olarak da Macron sahiplenemedi ve Rafale (Yunanistan'ın Fransa'dan istediği savaş uçakları) ile ilgili de 'Onların parası var' dedi. Dedim ki 'Bak seni aldatıyorlar. Bunların parası falan yok. Sadece Batı'ya 400 milyar avro borcu olduğunu biliyorum.' 'Paraları var' dedi. Her şey para! Tabii bir de üs meselesi var. Ama bu gelişmelerle ilgili bizim bütün derdimiz Türkiye olarak biz güçlü olacağız."

https://www.hurriyet.com.tr/dunya/sinirda-abd-yunan-isbirligi-tam-gaz-dedeagaca-sevkiyat-iskecede-tatbikat-41930695 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

https://www.milliyet.com.tr/galeri/son-dakika-kustah-tehdit-yunan-basini-zivanadan-cikti-6633352/36

Son yıllarda NATO'nun Doğu Avrupa'da Rusya'ya karşı yaptıkları askeri manevraların benzerini bir NATO üyesi ülkeye karşı yapıyorlar sözde müttefiklerimizle birlikte! Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

#1347
"Sen vazgecilmez degilsin, ona gore ayagini denk al " mesaji veriyorlar uzun lafin kisasi..

"Bati'da Yunanistani destekler, Suriye ve Irak'ta Kurdistani kurarim, seni de cope atarim ona gore "demeye getiriyorlar..

Bu tarz hareketlere verilmesi gereken cevaplar var ama verilir mi, bilemem.. Mesajı Paylaş
What is steel compared to the hand that wields it?

Hollandalı gazeteci Beugel: Yalan söylemeyi ne zaman bırakacaksınız?


Yorgo KIRBAKİ / ATİNA
Kasım 11, 2021

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in önceki gün Hollandalı mevkidaşı Rutte ile basın toplantısına Hollandalı gazeteci Ingeborg Beugel ile atışması damga vurdu. Beugel, Yunanistan'ın mültecileri Türkiye karasularına geri itmesiyle "Yalan söylemeyi ne zaman bırakacaksınız" demesi üzerine Miçotakis, "Kimse bize parmak sallayamaz" diyerek karşılık verdi.

HOLLANDALI gazeteci Ingeborg Beugel, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis'in Atina'da Hollandalı mevkidaşı Mark Rutte ile görüşmesinden sonra düzenlenen ortak basın toplantısına damga vurdu. Miçotakis, Hollandalı gazetecinin, "Yalan söylemeyi ne zaman bırakacaksınız" diyerek Yunan makamlarının sığınmacıları Türkiye'ye geri itilmeleri ile ilgili sorusuna öfkelendi. Yunan Başbakanı, hem ses tonu, hem vücut dili hem de cevabında kullandığı kelimelerle ilk kez bu denli sinirli göründü.


TOPLANTI SAKİN BAÞLAMIÞTI

Basın toplantısı sakin başlamıştı. Miçotakis, her yabancı lider ile olduğu gibi, Hollandalı mevkidaşına da Türkiye'yi şikâyet etti. Türkiye'nin tarihi, coğrafyayı ve mantığı rencide eden söylemlerde bulunduğunu öne sürdü. Yunanistan'ın icraatı ile bölgede istikrar, barış ve işbirliği unsuru olduğunu, diplomaside de örnek alınması gerektiğini iddia etti. Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'ye yaklaşımını da (havuç ve sopa) doğru bulduğunu söyledi. Sığınmacılar sorunu için de tüm AB üyelerinin "yükü eşit paylaşmaları" gerektiğini kaydetti.

'NİYE İNKÂR EDİYORSUNUZ'

Soru cevap bölümüne geçildiğinde ise ikinci soru Hollandalı Gazeteci Beugel'den geldi. Beugel'in sorusu ve Miçotakis'in cevabı şöyle oldu:

Beugel: "Sayın Miçotakis, yalan söylemeyi ne zaman bırakacaksınız? Geri itmelerle ilgili yalanları kast ediyorum. Yunanistan'da, sığınmacıların başına gelenler ile ilgili yalanları kast ediyorum. Benim ve diğer gazetecilerin zekâsını küçümsemeyin. Ortada deliller var. Israrla inkâr ediyor ve yalan söylüyorsunuz. Neden çıkıp, 'Brüksel bizi yalnız bıraktı. Tam 6 yıl bekledik. Kimse bir şey yapmadı. Ben de bu barbarca geri itmeleri yapıyorum' demiyorsunuz?"

'HAKARET EDEMEZSİNİZ'

Miçotakis: Hollanda'da siyasetçilere direkt sorular sorma geleneğinize saygılıyım. Ancak burada, bu binada, gerçek olaylara dayanmayan söylemlerle, bana ve Yunan halkına yönelik hakaretlerinizi kabul etmiyorum. Her gün denizde insanları kurtarıyoruz. Aynı zamanda da Türkiye'den sandalların gelmesini engelliyoruz. Sığınmacıları toplayıp Türkiye'ye geri götürmeleri için Türk Sahil Güvenlik'in gelmesini bekliyoruz. Avrupa yasaları çerçevesinde bu hakkımızdır. Yunanistan'ı suçlayacağınıza sığınmacıları sistemli bir şekilde araç gibi kullananları suçlayın. Türkiye sığınmacılar için tehlikeli değil, güvenli ülkedir. Sisam adasındaki sığınmacı kampına gittiniz mi?"

Beugel: "Evet, ilk gidenlerden biriydim."

Miçotakis: "Hayır, gitmediniz. Bu binaya gelip bana hakaret edemezsiniz. Sözümü de kesmeyin. Kimseye parmağını sallayıp hükümetimi ve beni güya insanlık dışı muamele ile suçlamasına izin vermem."

RUTTE'YE 'YAPTIRIM' SORUSU

Gazeteci Beugel, Hollanda Başbakanı Rutte'ye de, "Hollanda'da yerel yönetimler kabul etmeye hazır ama hükümetiniz sığınmacıların gelmesine ısrarla karşı çıkıyor. Sizce Yunanistan'a ve insan haklarının çiğnenmesinde eşit sorumluluğu bulunan Hollanda'ya ne gibi yaptırımlar uygulanmalıdır" sorusunu sordu. Rutte de, "Yunanistan'ın, geri itmeler ile ilgili olarak derhal inceleme başlatması, sığınmacılara karşı öngörülen standartları uygulandığına kanıttır. Yaklaşık 3 milyon sığınmacıyı barındıran Türkiye, bu insanların burada kalabilmeleri için gerçekten güvenli bir ülkedir. Yunanistan'ın görevi ise AB'nin dış sınırlarını korumaktır" diye cevap verdi.



GAZETECİ BEUGEL, 40 YILDIR YUNANİSTAN'DA

Yunan medyasının büyük bölümü tarafından "provokatif" ve "yalana dayalı" soru sormakla suçlanan Ingeborg Beugel (61), sosyal medya hesabında "Gözlerinin içine bakıp sorumu sordum. Tamamen şaşırdı. Ancak, yine yalan söyledi. Gerçeği "hakaret" saydı. Sisam (Samos) adasındaki sığınmacı kampını da cennetmiş gibi gösterdi" diye yazdı. Yaklaşık 40 yıldır Yunanistan'da yaşayan Beugel, iltica başvurusu reddedilen 23 yaşındaki bir Afgan sığınmacıyı Hidra adasındaki evinde barındırdığı için geçen yıl gözaltına alınmıştı.

https://www.hurriyet.com.tr/dunya/hollandali-gazeteci-beugel-yalan-soylemeyi-ne-zaman-birakacaksiniz-41936691 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Ne de güzel söylüyorlar "Türkiye mülteciler için güvenli bir ülke". Bence gönderelim Avrupa'ya. Zaten çoğunun amacı bu! Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz