trilyon dolarlik bor

Fizik dalında Nobel ödülüne aday gösterilen ve Nobel jürisinde yer alan bilim adamlarının da katılacağı 2. Uluslararası Süper İletkenlik ve Manyetizma Konferansı öncesinde düzenlenen basın toplantısında bor madeninin stratejik önemine ilişkin bir ayrıntı ortaya çıktı.

Türkiye'de süper iletkenlik ve manyetizma üzerine çalışma yapan 20 bilim adamından 5'inin katıldığı toplantıda, konferansın başkanlığını yapan Prof. Dr. Ali Gencer'in söyledikleri ön plana çıktı.

Gencer, bor mineraliyle ilgili yapmayı planladıkları bir yatırıma nasıl gizli servis gölgesi düştüğünü anlattı.

Ali Gencer, Türkiye'den özel bir firmanın genel müdürüyle İtalya'nın Cenova kentine gittiğini söyledi.

Burada, Avrupa'da bor madeni işleyen ender firmalardan Columbus Super Conductors'un sahibiyle görüştüklerini kaydeden Gencer, "Geçen yıl mayıs ayında bor saflaştırma konusunda hem TÜBİTAK hem de Bor Enstitüsü projesi olan bir firmanın genel müdürü ile İtalya'ya gittik. Burada 2,5-3 milyar Euro'luk bütçesi olan bu firmanın sahibi ile 3,5 saat görüştük. Bu firmanın aynı zamanda Amerikan ortaklığı da var. 2 gün kaldık ve Türk misafirperverliğiyle ağırlandık. Biz Türkiye'ye geldikten sonra Amerikan gizli servisi CIA ve İtalyan gizli servisi burayı basmış. Bizim Türkiye'de üretim tesisleri kurmak amacıyla anlaşmaya geldiğimiz noktada tedirgin ettiler." dedi.

Türkiye'ye döndükten sonra hedefledikleri gelişmelerde gecikme olunca yaptıkları araştırma üzerine durumdan haberdar olduklarını ifade eden Gencer, "Bor konusu önemli. Uluslararası nakilde de gümrük engellerine sık takılan stratejik bir madde. Görüşmelerimiz bor eksenli olunca meraklı çok. Başka gruplarda olacaktır. Sadece gizli servis diye düşünmemek lazım. Bir yıllık bir gecikmemiz var." diye konuştu.

Gencer, yapılacak çalışmanın içeriğini şu sözlerle ifade etti: "MR sistemlerinin mıknatıs ya da magnet dediğimiz kısmının Türkiye'de yerli imkanların da iştirakiyle üretilmesiydi. Karşılıklı bilimsel ve teknik işbirliği çerçevesinde üretim yapılacak. Süper iletken kablo yapımı çerçevesinde, alt yapısı olmayan, özellikle sıvı helyum ihtiyacı temininde güçlük çeken ülkelerde borlu süper iletkenlerin MR sistemlerinde kullanılması, yaygın hale getirilmesi çok muhtemel. Ortadoğu büyük bir pazar. Münferit bir görüşme oldu ve ayrıntıları devam ediyor. Teorik olarak işsiz, aşsız ev kalmasın diyoruz."

Kaynak:http://www.haberler.com/bor-madeni-uzerine-calisan-turk-bilim-adamlari-cia-haberi/

Trilyon dolarlık servetimiz yatıyor mu?
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Orhan Yılmaz, geçen yıl 629 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini, bu yıl 820-850 milyon dolar arasında ihracat hedeflediklerini bildirdi.

Yılmaz, Savunma Sanayii Müsteşarlığında düzenlenen ''Savunma Sanayinde Borun Kullanımı Çalıştayı''nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bor madeninin üretimi, ticareti ve teknolojisinde ne durumda olduğuna ilişkin bilgiler verdi.

Türkiye'nin dünya bor rezervinin yüzde 72'sine sahip olduğunu anlatan Yılmaz, boru ham madde olarak değil, kimyasal olarak üretip sattıklarını söyledi. Bor kimyasallarının cam, seramik ve deterjan sektörlerinde ağırlıklı olarak kullanıldığını ifade eden Yılmaz, kullanım alanının her geçen yıl daha da genişlediğini belirtti.

Borun tüm sektörlerde katkı maddesi olarak kullanıldığını ifade eden Yılmaz, ''Bire bir bordan yapılan dünyada hiç bir şey yok, bor her şeyde figüran, hiç bir şeyde baş rolde değil. Örneğin cam sanayinde yüzde 18, ilaç sanayinde milyonda 1 gibi oranlarda kullanılıyor '' dedi.

İnternette ve bazı çevrelerce bor madeniyle ilgili çeşitli spekülasyonlar yapıldığını anlatan Yılmaz, ''(trilyon dolarlık servetimiz var ama hiç bir şey yapılmıyor) gibi söylentiler çıkarılıyor. Bunlar hem kurumumuza hem ülkemize büyük zararlar veriyor'' diye konuştu.

Tüm dünyada bin yıl yetecek bor rezervinin bulunduğunu, bunun 700 yıllık kısmını tek başına Türkiye'nin karşılayabileceğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:

''Biz yoksak bile dünyada 300 yıl yetecek kadar rezerv var. Dolayısıyla (bor satmayalım dünyayı kendimize mahkum edelim) gibi söylemlerin de bir anlamı olmadığını bilmemiz lazım. Böyle bir durumda bor üreten diğer ülkeler size teşekkür ederler.''

Eti Maden İşletmelerinin geçen yılki karının 300 milyon dolar olduğunu anlatan Yılmaz, bu yıl sonunda karlarını 400 milyon dolar olarak belirlediklerini kaydetti.

Bor kimyasallarında mümkün olan en büyük miktarı ve en kaliteliyi üretmek gibi bir hedeflerinin bulunduğunu belirten Yılmaz, şöyle devam etti:

''Son 4-5 yılda dünyada pazar payımız ciddi artış gösterdi ve yüzde 40 seviyesine çıktı. 2000'li yılların başında toplam 435 bin ton bor kimyasalları üretirken şimdi 2 milyon tonun üzerinde üretim yapmaya başladık. Þu anda stoksuz çalışıyoruz. 2023 yılına kadar da bor üretimini 2 milyon tondan 5,5 milyon tona çıkarmayı hedefliyoruz. Bunlarla ilgili ihale süreçlerini ve çalışmaları başlattık.

Geçen yıl 629 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu yıl 820-850 milyon dolar arasında ihracat hedefliyoruz. bu satıştan da 400 milyon dolar kar bekliyoruz. Hazineye ödeyeceğimiz temettü miktarı ise 2011 yılı itibariyle 234 milyon dolar.''

Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) Endüstriyel İlişkiler Koordinatörü Münib Karakılıç da BOREN'in, bor ürünlerinin geniş bir şekilde üretilmesini, kullanılmasını ve geliştirilmesini sağlamak, bu konuda bilimsel araştırmalar yapmak amacıyla 2003 yılında kurulduğunu anlattı.

Karakılıç, BOREN olarak 2004 yılından bu yana 140 projeye destek sağladıklarını söyledi.

Borun kullanım alanlarına ilişkin bilgiler veren Karakılıç, bu çalıştayın Türkiye'de bor farkındalığının oluşturulmasına ve savunma sanayi alanında yeni bir kapı açılmasına katkı sağlayacağı için önemsediğini ifade etti.
kaynak http://www.haber7.com/haber/20110614/Trilyon-dolarlik-servetimiz-yatiyor-mu.php

bu  yalan haberleri çıkaran halkı kandıranarı hepimiz  biliyoruz , bunların tek amacı  siyaset yapmak , sorun olmasa bile  sorun üretmekte üzerlerine yok.

bazi seyler yalan olabilir ama turkiye bor madeni icin cok zengin bir ulke petrolden sonra en degerli kaynak budur umarim degerlendirebiliriz

bor madeni mi?
hep aynısı dünyada borun kullanım alanları kısıtlı ve dönüşümü zordur.Kısıtlı olan bu  alanda yarı
işlenmiş olan boru satıyoruz.Oda deterjan falan filan.Dünyada yüzde 10'u Amerikada olmasına ragmen
o bizden daha çok satıyor bizde rezerv olması önemli degil.Bor hep siyaset meselesi oldu bor
müthiş para yapar varya satsak dünyanın en zengin ülkesiyiz.Sansasyonel ve asparagas'a
artık karnı tok milletin.Gerçek olan da budur.Çünkü borun kısıtlı alanı.Yani yapabileginiz birşey
yok eger maden çıkartmak isterseniz o madenden kar etmeniz gerekir ki madeni çıkarabilesiniz
şimdi Türkiye'nin bir çok yerinde demir madeni var ama rezevr açısından düşük ve maliyet fazla
bunlar hesaplandıgında zarar ortaya çıkıyor.Boru tam işlenmiş hale getirmek zordur.
Kullandıgınız enerji ve masraf çıkartıgınız boru karşılamayacak onun için bor biraz hikaye
gelecekte onun yerini yakıt olarak kullanırsa biodizel alıcaktır.Þimdiden de almaya başladı
gelecekte eger bu maden işlenirse ozaman deger bulucaktır.Þimdi hiç bir degeri yoktur
Açıkcası söylemek gerekse tuz gibi olan bu madende ama tuz daha pahalı yani.

Borla çalışan araç ürettiğimiz hakkında haber var haber7.com da bilgisi olan arkadaşlar varmı acaba

Borla çalışan araç ürettiğimiz hakkında haber var haber7.com da bilgisi olan arkadaşlar varmı acaba

Konuyla bunun ne alakası var acaba?

Borla çalışan araç ürettiğimiz hakkında haber var haber7.com da bilgisi olan arkadaşlar varmı acaba

Konuyla bunun ne alakası var acaba?

bende anlamadım.

Yıldız: Önümüzdeki 3 senenin bütün ürünü satıldı

AA
9 Kasım 2011
Satacak bor kalmadı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Eti Maden İşletmelerine ait fabrikalarda önümüzdeki 3 yıl boyunca üretilecek bor ürünlerinin tamamının satıldığını belirtirken, "Önümüzdeki 3 senenin bütün ürünü satıldı" dedi.



Bakan Yıldız, bor meselesine dışarıdan bakıldığı zaman Türkiye'nin durumunu çok enteresan bir noktada gördüğünü belirterek, "Bir taraf Türkiye'nin tüm borçlarını ödeyecek bor madenimizin olduğunu söyleyerek meseleyi abartıyor, bir taraf da önemsizleştirme noktasında duruyor. Biz ise terazinin tam orta noktasında, yani mutedil olma çizgisinde duruyoruz. Bor bir potansiyeldir, fakat asla hemen yarın kullanacağınız bir nakit para da değildir" diye konuştu.
Bazı çevrelerin söylemlerinin tersine bor madeninin bir kilogramının bile hammadde olarak satılmadığını da vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu:

Petrol ve bakır gibi değil

"Bunlar yanlış bilinen konulardır. Ham maddeden kasıt şudur; bor hiçbir ticarette, hiçbir üretimde başrolde değildir. Yani hammaddesi bor kimyasalı olan, bor cevheri olan dünyada hiçbir malzeme yoktur. Bor her zaman bir katkı maddesidir. Bor kimyasalı hiçbir zaman tek başına bir şey ifade etmez. Bu bir petrol değildir, bir bakır değildir, bir kömür değildir, bir altın değildir. Yani olmazsa olmaz bir şey değildir. Bir üründe ya yüzde, ya binde, ya milyonda
mertebesinde katkısı olur. Bor kimyasalı genelde 4 sektöre satılır. Bunlar arasında deterjan sektöründe hemen hemen satış kalmadı. Burada bor kullanımının artırılması bizim ticari, teknik ve Ar-Ge marifetlerimize bağlıdır. Pazarın büyütülmesi için yeni kullanım alanları bulmak esastır."

Satacak ürün kalmadı

Bakan Yıldız, bakanlığına bağlı Eti Maden İşletmeleri'nin ürettiği ürünün yüzde 97'inin ihraç edildiğini ve şirketin hiç ithalatı bulunmadığını belirterek, "Yerli hammadde bor kimyasalına dönüştürülüyor ve satılıyor. Meşhur cari açığın aleyhine çalışan bir kurum" diye konuştu.

Bakan Yıldız, Eti Maden'in Türkiye'nin en fazla kar eden kuruluşlar listesinde bulunduğunu ve bu yılın ilk 9 ayında yaptığı 576 milyon lira kar ile, geçen senenin 440 milyon lira kar oranını şimdiden geçtiğini söyledi. Ak Parti iktidarından önce, 2002 yılında 230 milyon lira olan karın bu yıl sonunda 800 milyon lira olacağını beklediklerini ifade etti.

Þirketin dünyanın 84 ülkesinde 2 bine yakın müşterisi bulunduğunu anlatan Yıldız, "Dünya bor pazarında 2005 yılından bu yana lideriz. Dünyanın her tarafına ürün satıyoruz. Son 7-8 yıldır kapasitemizi neredeyse 5 kat artırdık, buna rağmen yok satıyoruz" dedi. Yıldız, bor işletmelerinde önümüzdeki 3 yılın tüm malının satıldığını belirterek, "En az 3 sene satacak ürün yok" dedi.

2000'lerin başında yüzde 60 seviyelerinde olan Eti Maden İşletmelerine ait tesislerin kapasite kullanımının bugün yüzde 100 seviyelerine çıkarıldığını anlatan Enerji Bakanı, bor kimyasalları ve eşdeğer ürün üretiminin 2002 yılında 436 bin ton iken, bu yıl bunun 4 kattan fazla artışla 1,9 milyon tona çıkmasını beklediklerini söyledi.

2023 hedefi 5.5 milyon ton

Bakan Yıldız, 2015 yılında bor kimyasalları ve eşdeğeri ürün kapasitesinin 3,4 milyon tona, 2023 yılında ise 5,5 milyon tona çıkmayı hedeflediklerini bildirdi.
Yıldız, şu anda dünyada 2 milyar dolar bor pazarı bulunduğunu ve pazarın yüzde 47'sinin Türkiye'ye ait olduğunu söyledi. İhracatta en önemli pazarın Çin olduğunu da belirten Yıldız, Türkiye'nin Çin'e yaptığı toplam ihracatın yüzde 40'ının tek başına bor olduğunu söyledi.

Bu sene 500 bin tonluk penta fabrikası için ilk ihalenin yapıldığını, ikinci ihalenin ise bu ayın içerisinde yapılacağını ifade eden Bakan Yıldız, "Gelecek sene de 500 bin tonluk daha borik asit fabrikası ihalesi yapılacak. Dolayısıyla 2014'te kapasitemiz 1 milyon ton artmış olacak, yani 2 milyon ton olan kapasitemiz 3 milyon tona çıkacak" diye konuştu.

Türkiye'nin bor rezervi

Dünyada bor rezervi ile tüketimi arasında çok büyük bir orantısızlık olduğunu kaydeden Enerji Bakanı, dünyada 4 milyar ton bor rezervi bulunduğunu, fakat yıllık tüketimin 4 milyon ton düzeyinde bulunduğunu söyledi.

Türkiye'nin 1 milyar 679 milyon 408 bin 624 tonu Emet'te, 741 milyon 408 bin 624 tonu Kırka'da, 618 milyon 903 bin 710 tonu Bigadiç'te, 5 milyon 850 bin 228 tonu Kestelek'te olmak üzere toplam 3 milyar 43 milyon 751 bin 86 ton bor rezervi bulunuyor.

2010 itibariyle dünyada bor tüketimine bakıldığı zaman, borun yüzde 45'i cam elyaf sektöründe, yüzde 10'u seramik sektöründe, yüzde 9'u borosilikat cam sektöründe, yüzde 5'i tarım, yüzde 4'ü deterjan, yüzde 2'si ferro bor sektöründe kullanıldı. Cam elyaf sektöründe bor tüketimi Çin ve ABD'de yoğunlaşmış durumda.

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/19196749.asp

bu kadar kar ediyorlarsa 3 olan fabrika sayısını arttırıp istihdam sağlasalar çok iyi olur